I. BÖLÜM
Değerli dostlarım, arkadaşlarım ve takipcilerim, bugün size ekonomiden, sosyal yaşamdan veya enfilasyondan değil, doğadan bahsedeceğim. Doğa hakkında ve doğanın sahipleri kimler, onları anlatarak, sizlerin dikkatini doğaya çekmeye çalışacağım.
Doğduğum ülke Türkiye ile, uzun yıllar yaşadığım ikinci ülkem Almanya`da ki doğa sevgisi, doğanın katledilmesine kimler karar veriyor, onu birkaç gün yazacağım.
Hamburg Eyaleti`inde yaşayan doğa ve doğada insan dışında yaşayan canlılara aşık, ormana aşık, suya aşık ve toprağa aşık değerli dostum Rahime Sürücü`nün çalışmalarından etkilendiğim için, doğa ve doğanın sahiplerini yazmak istedim.
Doğanın, yani yerkürenin sahibi gerçekten iki eli, iki bacağı, iki kulağı, iki gözü olan ve düşünen canlı mı, doğanın gerçek sahibi? Yoksa, doğada, yani ormanlarda, topraklarda, denizlerde yaşıyan insan dışındaki diğer canlılar mı, doğanın gerçek sahipleri, hangisi?
Türkiye`de 2021 senesinde yüzlerce hektar orman yandı. Ormanların ve içerisinde yaşam mücadelesi veren bütün canlılardan sorumlu olduğunu düşündüğümüz Orman Bakanı, pardon Saray`a Bakan, yaptığı açıklamada aynen şöyle demişti:
Evet, ormanlarımız yanıyor, fakat tek tesellimiz şu ana kadar can kayıbımız yoktur.
Pes be arkadaş, bu açıklamayı yapan, sözde bakanda hiçmi merhamet veya acıma duygusu yoktur. Adam diyor ki, tek tesellimiz can kaybı olmaması.
Bu sözde bakana sormak gerekmezmi, o ormanlarda yaşayan geyikler, ceylanlar, tilkiler, domuzlar, kablumbağlar, yılanlar, kertenkeleler, kuşlar veya milyonlarca diğer börtü böcek sizin için canlı değilmi?
O yanan ormanlarda ateş almış geyik, ağlayan ceylan, canını kurtarmak isteyen ağır ağır yürüyen kablumbağ veya yavrularını kurtarmak isteyen ana kuşlar bir bakan için canlı değilmi?
Eğer insanın gören gözleri görmüyor, duyan kulakları duymuyor, gerçekleri söylemesi gereken diller gerçeği söyleyemiyorsa, o zaman tabi ki, o bakan şükürler olsun ki can kaybımız yok diyecektir.
Kuzey Marmara Oto Yolu yapılırken milyonlarca ağacı kesenler, o ağaçlar içinde yaşıyan milyonlarca canlılarıda yok ederek, doğanın ekolojik dengesini bozmuşlardır. Gözlerini yeşil dolarlardan başka yeşili görmeyen vahşi insanlar, kendileri dışında başka hiçbir canlıyı düşünmemektedirler.
Dahası,ülkeyi yöneten Şahsım, üç imparatorluğa başkentlik yapmış İstanbul`a, şahsım dahil hepimiz ihanet ettik dememişmiydi, demişti. O zaman neden her ortamda benim belediye başkanlığı yaptığım dönemde, İstanbul başkaydı diye laf ediyor? Belediye Başkanı olduğunda fakirdi, Belediye Başkanı oldu zengin oldu. Nasıl zengin olduğu, sanırım İstanbul`a ihanet ettim demesinde gizlidir.
İstanbul`un her tarafını imara açarken, birilerinin cebine giren milyarları görmeyenlerin, İstanbul`un benim yaşamımda ayrı bir yeri var demeleri gayet normal. İstanbul`u kayıp ettiği için uykuları kaçanların, İstanbul ve İstanbul`da yaşayan halkdan intikam almak için Kanal İstanbul`u, pardon Beton İstanbul`u yapacağım diye inat etmesi neden? O güzergahda ne kadar orman ve canlı varsa yok edileceklerdir.
Paradan başka hiçbir düşünceleri olmayan beşli çete olarak adlandırılan inşaat şirketleri, başta İstanbul olmak üzere bütün şehirleri yaşanamıyacak hale getirdiler. Hanı gazetelerde okursunuz, ayılar veya kurtlar şehre indi diye. Hayır, o ayılar veya kurtlar şehre inmediler, o indikleri yerler onların baba yurduydu. O yurtları vahşi insanlar istila etmişlerdir.
Karadeniz sahillerini doldurmak için, Karadeniz yaylalarını yok edenler, oraların gerçek sahibi köylüleri jandarma dipcikleri ile dövdürenlerin ne bu dünyada ve nede varsa öbür dünyada yatacak yerleri yoktur. Karadeniz`in eşsiz derelerine HES`ler yaptıranların, onlara izin verenlerin kendilerinden başka canlılara sevgi duydukları düşünülebilirmi?
O güzelim ormanlarda, derelerde veya yaylalarda binbir çiçekden bal toplayan arıların çalışma alanlarını yok edenlerin, gerçekten evrimleşmiş insanlar olduğu düşünüle bilirmi?
Evet, gözü dönmüş, dolardan başka yeşil tanımıyan beyler bilmelisiniz ki, BU DÜNYA YALNIZ SİZİN gibi iki bacaklı düşünen vahşi insanların değildir.