Türkiye`nin yetiştirdiği ve yapmış olduğu şarkıları ile, Türkiye`nin dünya halkları tarafından tanınmasına büyük katkı sağlayan Tarkan, hafta sonu yeni bir şarkısını yayınladı.
Şarkının yayınlanmasıyla birlikte, Türkiye ikiye bölündü. Bir kısmı Tarkan`ın pandami ve hayat pahalılığına isyan ettiğini değerlendirken, diğer bir kısmı ise, Tarkan`ı neredeyse hain ilan ettiler.
Şarkının bir bölümünde şöyle diyor:
„Çok uzattın vallahi bıktık
Bi durmadın vermedin ki aman
Hadi yeter artık fena bunaldık
Düş babam artık düş yakamızdan“
İktidar tarafdarı, düş yakamızdan sözünden Şahsım`ı kastediğini düşünerek, Tarkan`a saldırmaya başladılar.
Sanatcılar, eğer gerçek sanatcılar ise, halkın yaşamına çok duyarlı insanlardır.
Yalnız sanatcılar değil, tarihciler, filizoflar veya bilim adamları toplumlarının sözcüsü olmuşlardır. Devrin muktedirlerine karşı meydan okudukları ve seslerini yükselttikleri için, bazanda hayatları ile ödemişlerdir.
Şimdi soruyorum, Sokrates`e saldıran ve onu idam eden „Yunan Erkeklerinin“ destekcileri ile, Tarkan`a saldıranlar arasında ne fark var? Demek ki, M.Ö. 399 tarihinden bu güne kadar, hiçbır şeyin değişmediğini görüyoruz.
Sokrates, o günün hakim sınıfına karşı isyan ettiği, eleştirdiği ve halkı bilgilendirdiği için öldürülmüştür.
Pir Sultan Abdal, o günün hayat pahalılığına, sömürüye ve halklarara yapılan zulümlere karşı baş kaldırdığı, boyun eğmediği için idam edilmiştir.
Hakim sınıfı eleştirdiği ve halkı isyana teşvik ettiği iddia edilerek Nesimi`nin derisi yüzülmüştür.
Deniz Gezmiş ve akadaşları, o günün sömürü düzenine karşı oldukları için, idam edilmişlerdir. Ne diyordu Deniz Gezmişler, „Tam Bağımsız Türkiye“. Demek ki, Tam Bağımsız Türkiye sözü dahi birilerini rahatsız etmiştir.
Almanya`da Rosa Luxemburg ve Karl Liebknecht politik çalışmaları ve ülkede ki, ekonomik çöküşe karşı halkı ve öğrencileri iktidara karşı durmaya çağırdıkları ve örgütledikleri için idam edilmişlerdir.
Nazım Hikmet, Çukurova`yı Amerikan emperyalizmine peşkeş çekmeyin, Nato`ya girmeyin, Koreye Mehmetleri göndermeyin dediği için, Vatan Haini olarak suçlanmıştır. Sabahattin Ali, birilerinin ayağına bastığı için, arkadan vurularak katledilmiştir.
Demek ki, her dönemin hakimlerini eleştirenler, o hakim sınıflar ve yandaşları tarafından bugün olduğu gibi suçlanmışlardır.
Fakat korkunun acele faydası yoktur. Eğer, Tarkan`a yazdığı ve söylediği şarkısından dolayı saldırıyorlarsa, demk ki korku çok büyük.
Anadolu`da çok güzel sözler vardır. Örneğin, „yaran yoksa neden kocunuyorsun“ derler. Madem ki, Şahsım çok başarılı ve seçimi kazanacağından çok emin, o zaman bu korku ve telaş neden?
Ne diyor Nazım?
Sana düşman, bana düşman,
düşünen insana düşman,
vatan ki bu insanların evidir,
sevgilim, onlar vatana düşman …
Keşke, iktidarlar DÜŞÜNEN İNSANLARA DÜŞMAN olmadan ve Tarkan gibi sanatcıların imalı sözlerinden ders çıkartıp, nerede hata yaptık veya yapıyoruz diye kendilerini sorgulasalar.
