18.4 C
Hamburg
Cumartesi, Haziran 8, 2024

DUYGUSAL ZEKA

Duygusal Zeka, insanın karşısındakilerin acılarını ve sevinçlerini paylaşmasıdır. Paylaşırken ciddiyetden uzak, ciddiyetsiz ve alaycı şekilde değilde, tavırları ile acısı olanın yanında olduğunu bütün tavırları ile göstermektir.

Bitlis`de ki Helikopter kazasında 11 değerli subayımızı kalbimize gömdük. Evet, bizler o değerli subaylarımızın vahim kaza sonunda ölmelerinden, aramızdan ayrılmalarından, geride kalanları acıya boğduklarından dolayı çok etkilendik. Fakat, bir gerçek varki, oda şu:

ATEŞ DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKAR.

O kahraman askerlerimizin Askeri Hava Limanı`nda ki dizilmiş tabutlarını görünce, bir baba olarak göz yaşlarımı tutamadığımı samimiyetle belirtmek isterim. Biliyorum ki, o cenazelerin annelerinin, babalarının, kardeşlerinin, eşlerinin, çocuklarının veya nişanlıların karşılaştıkları acıları anladığımızı sanmıyorum.

Cenaze namazı toplu olarak Ankara`da bir camide kılındı. Ben, o cenazeye katılan devleti yönetenleri görünce, bunların bu cenazede ne işi var dedim. Evet, o protokolde yer alan asık ve kindar yüzlü devlet erkanı, bu ülkede oluşan her acının sorumlularıdır.

Aramızdan ayrılan 11 şehidimizin cenazesinde dahi, iktidarı ve muhalefeti temsil edenler o kadar saygısız ve bir birlerine düşmanca bakıyorlardı ki, beni temsil edenlerden utandım.

İtibardan tasaruf edilmez diyenler, son model Alman Mercedes`lerine binerken, kendilerini koruyan yüzlerce araç dünyanın en pahalı araçlarından oluşurken, askerin bindiği Helikopter`in 1996 model olması düşündürücü değilmi?

Anadolu halki doğuşundan ölümüne kadar hep ağlar. Bu topraklar acıların gözyaşı ve şehitlerin kanları ile sulanmıştır. Eğer bu toplumu daha fazla ağlatmak istemiyorsak devleti yönetenlerin ülkede barışı ve sevgiyi inşa etmek zorundadırlar.

Ülkeyi yönettiğini düşünenler bilmeliler ki, kendileri yeri doldurulmayacak kadar önemli insanlar değillerdir. Ülkeyi yönetenlerin görev ve sorumlulukları toplumu ayrıştırmak değil, birleştirmek olmalıdır.

Cenaze namazını naklen veren Anadolu Ajansı, o kadar büyük bir sorumsuzluk içinde yayın yaptı ki, anlamak mümkün değil. Onbir şehidimizin cenaze namazını dahi iktidarın şovuna döndürdüler. O cenazeye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis Başkanı Şentop, eski başbakan Binali Yıldırım ve Devlet Bahçeli dışında, muhalefetden kimseyi göstermemek için çaba harcadılar. Bu yayını yapan Anadolu Ajansı sunucularında insanı onur yoktur. Cenazeyi dahi iktidarın şovuna çevirmek için, o kadar çaba harcadılar ki, şehitlerin acılarını değilde, iktidarın şovunu izletmek istediler.

Hele Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın konuşması, inanın ki insanı çileden çıkarttı. Eğer o merasimde birisinin konuşması gerekiyorsa, o konuşmayı o askerlerin silah arkadaşlarından birisinin olması gerekirdi. Ne olur, hiç olmazsa asker cenazelerini politik amaçlarınız için kullanmayın. Bırakın acılarımızı ortak yasıyalım.

Ateş düştüğü yeri yakar. Nasıl ki binlerce şehitimizi unutmuş isek, bu onbir şehitin acısıda unutulacaktır. Unutmayanlar analar, babalar, eşler, çocuklar, kardeşler veya nışanlılar olacaktır.

O cenazeye katılanlar bilmeli ki, ölen her askerden kendileri sorumludur. Hiç olmazsa, o askerlerin cenazelerinde iktidarı ile muhalefeti kucaklaşıp, acıları paylaşabilselerdi, olmadı.

Ateş düştüğü yeri yakar.

DUYGUSAL ZEKADAN YOKSUN BİR TOPLUM OLDUK!

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

DUYGUSAL ZEKA

Duygusal Zeka, insanın karşısındakilerin acılarını ve sevinçlerini paylaşmasıdır. Paylaşırken ciddiyetden uzak, ciddiyetsiz ve alaycı şekilde değilde, tavırları ile acısı olanın yanında olduğunu bütün tavırları ile göstermektir.

Bitlis`de ki Helikopter kazasında 11 değerli subayımızı kalbimize gömdük. Evet, bizler o değerli subaylarımızın vahim kaza sonunda ölmelerinden, aramızdan ayrılmalarından, geride kalanları acıya boğduklarından dolayı çok etkilendik. Fakat, bir gerçek varki, oda şu:

ATEŞ DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKAR.

O kahraman askerlerimizin Askeri Hava Limanı`nda ki dizilmiş tabutlarını görünce, bir baba olarak göz yaşlarımı tutamadığımı samimiyetle belirtmek isterim. Biliyorum ki, o cenazelerin annelerinin, babalarının, kardeşlerinin, eşlerinin, çocuklarının veya nişanlıların karşılaştıkları acıları anladığımızı sanmıyorum.

Cenaze namazı toplu olarak Ankara`da bir camide kılındı. Ben, o cenazeye katılan devleti yönetenleri görünce, bunların bu cenazede ne işi var dedim. Evet, o protokolde yer alan asık ve kindar yüzlü devlet erkanı, bu ülkede oluşan her acının sorumlularıdır.

Aramızdan ayrılan 11 şehidimizin cenazesinde dahi, iktidarı ve muhalefeti temsil edenler o kadar saygısız ve bir birlerine düşmanca bakıyorlardı ki, beni temsil edenlerden utandım.

İtibardan tasaruf edilmez diyenler, son model Alman Mercedes`lerine binerken, kendilerini koruyan yüzlerce araç dünyanın en pahalı araçlarından oluşurken, askerin bindiği Helikopter`in 1996 model olması düşündürücü değilmi?

Anadolu halki doğuşundan ölümüne kadar hep ağlar. Bu topraklar acıların gözyaşı ve şehitlerin kanları ile sulanmıştır. Eğer bu toplumu daha fazla ağlatmak istemiyorsak devleti yönetenlerin ülkede barışı ve sevgiyi inşa etmek zorundadırlar.

Ülkeyi yönettiğini düşünenler bilmeliler ki, kendileri yeri doldurulmayacak kadar önemli insanlar değillerdir. Ülkeyi yönetenlerin görev ve sorumlulukları toplumu ayrıştırmak değil, birleştirmek olmalıdır.

Cenaze namazını naklen veren Anadolu Ajansı, o kadar büyük bir sorumsuzluk içinde yayın yaptı ki, anlamak mümkün değil. Onbir şehidimizin cenaze namazını dahi iktidarın şovuna döndürdüler. O cenazeye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis Başkanı Şentop, eski başbakan Binali Yıldırım ve Devlet Bahçeli dışında, muhalefetden kimseyi göstermemek için çaba harcadılar. Bu yayını yapan Anadolu Ajansı sunucularında insanı onur yoktur. Cenazeyi dahi iktidarın şovuna çevirmek için, o kadar çaba harcadılar ki, şehitlerin acılarını değilde, iktidarın şovunu izletmek istediler.

Hele Cumhurbaşkanı Erdoğan`ın konuşması, inanın ki insanı çileden çıkarttı. Eğer o merasimde birisinin konuşması gerekiyorsa, o konuşmayı o askerlerin silah arkadaşlarından birisinin olması gerekirdi. Ne olur, hiç olmazsa asker cenazelerini politik amaçlarınız için kullanmayın. Bırakın acılarımızı ortak yasıyalım.

Ateş düştüğü yeri yakar. Nasıl ki binlerce şehitimizi unutmuş isek, bu onbir şehitin acısıda unutulacaktır. Unutmayanlar analar, babalar, eşler, çocuklar, kardeşler veya nışanlılar olacaktır.

O cenazeye katılanlar bilmeli ki, ölen her askerden kendileri sorumludur. Hiç olmazsa, o askerlerin cenazelerinde iktidarı ile muhalefeti kucaklaşıp, acıları paylaşabilselerdi, olmadı.

Ateş düştüğü yeri yakar.

DUYGUSAL ZEKADAN YOKSUN BİR TOPLUM OLDUK!

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER