Bugün 8 Mart Dünya Kadın Emekcilerin günü. Bir çoğumuz 8 Mart kadınlar gününü kutlarız, fakat neden kadınlar günü olduğunu bilmeyiz.
Kadınlar gününün tarihcesi yaklaşık 100 sene önceye dayanır. Uluslar Arası Kadınlar Günü, bazan Dünya Kadınlar Günü, Kadınların Mücadele Günü veya Kadınlar Günü olarak anılmaktadır. Dünya Kadınlar Gününde, genelde emekci kadınlar eşit işe eşit ücret veya kadın erkek eşitliği talepleri ile meydanlarda seslerini yükseltirler.
Ocak 1912 tarihinde, ABD`inin Lawrence kentinde yaklaşık 14 000 tekstil işcisi kadın açlık ücretine ve çocukların çalıştırılmasına karşı „Ekmek ve Gül Grevi“ adı altında meydanlara çıkmıştır. Eğer dünyanın emekci kadınları bugün 8 Mart Kadınlar Gününü kutluyorlarsa, bu günü 1912 senesinde grev yaparak, seslerini duyuran kadınlara borçlular.
27 Ağustos 1910 tarihinde Kopenhagen`de gerçekleştirilen İkinci Enternasyonal Sosyalist Kadınlar Konferansı`nda, Alman sosyalist kadın Clara Zetkin (1857-1933) ,Enternasonal Kadınlar Günü kabul edilmesi talebinde bulunmuştur. Kopenhag`da kabul edilen Enternasyonal Kadınlar Günü, daha sonraları 8 Mart olarak kesinlik kazanmıştır.
Ekmek ve Gül Grevi ile başlayan kadın mücadelesi, daha sonraları seçme seçilme hakkı, erkek kadın eşitliği veya eşit işe eşit ücret talepleri ile mücadelelerine devam ederek, birçok hakları elde etmişlerdir.
O zaman soruyorum, günümüz Türkiye`sinde hangi kadınların gününü kutluyoruz, onu biraz açalım.
Çocuğunun gözleri önünde, boğazı kesilerek katledilen kadının kadınlar gününümü kutluyoruz?
Yoksa, munübis içerisinde tecaviz edilerek, daha sonra ormanda yakılan genç kızımızın mı, kadınlar gününü kutluyoruz?
Yoksa, Antalya, İstanbul veya başka şehirlerde tecaviz edilenden sonra, canice öldürülüp üzerlerine beton dökülen kadınların kadınlar gününü mü kutluyoruz?
Yoksa, çocuk yaşta dedesi yaşında ki bir namussuz ile evlendirilenden sonra, intihar eden masum yavrunun kadınlar gününü mü kutluyoruz?
Yoksa, Şahsım tarafından bir imza ile iptal edilen İstanbul Sözleşmesi`ne sahip çıktıkları için, polis tarafından yerlerde sürüklenen kadınların mı, kadınlar gününü kutluyoruz?
Yoksa, yüzlerce metre uzaklardan sırtında şelek taşıyan kadınların mı, kadınlar gününü kutluyoruz?
Yoksa, hocam dilimiz ne zaman arapça olacak, bıktık bu türkçeden, laiklık istemiyoruz diyen kadınların kadınlar gününü mü kutluyoruz?
Yoksa, çalıştıği iş yerinde namusuz işyeri sahibi tarafından taciz edilen kadının mı, kadınlar gününü kutluyoruz?
Yoksa, kendisine insan onurunu altın tepside sunan Büyük Atatürk`e lanet okuyan kadınların mı, kadınlar gününü mü kutluyoruz?
Yoksa, onbinlerce EURO değerinde ki çantasını ve şemsiyesini onurlu bir Türk Polisi kadına taşıtan scahil bakan eşlerinin mı, kadınlar gününü kutluyoruz?
Bu örnekleri çoğalta biliriz. Kadın canlarımızı daha fazla üzmemek için, başka alanlarda yaşamak için, hangi yoldan para kazanan kadınlarımızı yazmıyorum.
Benim için kadınlar günü, kadın ve erkeklerin eşit seviyeye geldikleri gündür. Tabi ki, 8 Mart Kadınlar Günü için mücadele eden ve bu günü hakim erkeklere kabul ettiren kadınlara şükranlarımı sunuyorum.
Her alanda elde edilen hakların, ne hikmetse sosyalistlerin veya komünistlerin mücadeleleri sonunda elde edildiğide bir gerçektir. Her ne hikmetse hiçbir hak, sözde hiristiyan, müslüman, yahudi veya budislerin mücadelesi sonunda elde edilmemiştir.
Ne yazzık ki, Atatürk tarafından kurulmuş olan laik, sosyal ve hukuk devleti olan Türkiye`de, Atatürk`e nefret besleyen kadınlar var. Kadınlar bilmeli ki, Osmanlı İmperatorluğu`nda kadın diye bir varlık yoktu.
Ne yazzık ki, bu sene ki 8 Mart Dünya Kadınlar Günü, Ukranya – Rusya savaşı gölgesinde gerçekleşiyor.
Dünya kadınlarının 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun.
