AKP genel başkanı diyor ki, Almanya, İngiltere veya Fransa`ya bir bakın, insanlar kuyruklarda bekliyor, yiyecek ve benzin bulamıyorlar.
Gerçeği söylemek istersem, bunu duyunca hiç şaşırmadım. Neden şaşırmadım diye sormayın, çünkü Sayın Erdoğan buzda kayan arabanın şöförü gibi, kontrolü kayıp etmiş.
Tamam Sayın Erdoğan kontrolü kayıp ettmişde, onun konuşma metinlerini yazan onbinlerce lira maaş alan sözüm ona danışmanların sağlık durumları normalmı?
Yaklaşık 45 senedir yaşadığım Almanya`da bir defa elektrik, su veya gaz kesintisine rastlamadım. Benzin veya gıda kuyruklarına asla rastlamadım. Sayın Erdoğan, Almanya veya İngiltere`de açlık ve benzin kuyrukları var dediği Ceyhan`da, toplantıya gelenlere verilen kumanyaların artıklarını toplayan halkı görünce utandım.
***********
Dün Ankara Garı katliamının yıl dönümüydü. Tabi ki, katledilenlerin aileleri, arkadaşları, dostları veya insani duygulara sahip olanlar, Ankara Garı önünde anma toplantısı yapmak istemişler. Bundan daha doğal ne olabilir ki? Fakat, Ankara Valisi pandami nedeniyle, söz konusu anma toplantısını yasaklamış. Bu gibi anma toplantıları neden yasaklanır, anlamak mümkün değil. Toplantının dağıtılması için polise emir verilmiş. Bir katliamda katledilenleri anma toplantısına katılanlara neden zor kullanılır, anlamıyorum. Her nedense, son yıllarda iki kişi bir araya gelse, polis zulmüne uğruyor. Onlarca vatandaş göz altına alınmış. Sayın Erdoğan`ın bilmesi gerekir ki, Almanya veya İngiltere gibi ülkelerde, örneğin Sollingen veya Hanau katliamlarını anmak isteyenlere hiçbir zaman polis zoru kullanılmamıştır. Bilakis Cumhurbaşkanı ve Şanşölye şahsen katılmışlardır. Keşke dünkü Gar katliamını anma toplantısını yasaklayacaklarına, başta Sayın Erdoğan olmak üzere bütün hükümet erkanı ve valide katılsaydı. Sayın Erdoğan`ın bunuda bilmesinde yarar var.
********
Sayın Erdoğan, Almanya`da gıda ve benzin bulamıyorlar gibi gerçek dışı konuşmalar yerine, konuşma yaptığı Ceyhan`da, toplantı çadırların giriş yerine atılan kumanyaları toplayan insanları anlatsa daha iyi olurdu.
*******
Allah aşkına, bir bürokratın makam odasında aşağıda ki banyonun ne işi var? Sayın Erdoğan birde bunları sorgulasa iyi olur diyeceğimde, ne diyeyim „üzüm üzüme baka baka kararır“.
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına bağlı Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) binasında tadilat yapılıyor. KOSGEB’in 18. katındaki makam ve dinlenme odasına krom kaplama masajlı duş, siyah kabinli duşa kabin ve akıllı klozet konulacak. Led ışıklı koku yapmayan akıllı klozetler 9-47 bin liraya satılıyor. Tadilatta makam odasının pencerelerine ahşap jaluzi takılacak, zemin akustik karo halı, odanın dış cephesi MDF ile kaplanacak. Mescidin duvarlarına ise ipek canlı sıva yapılacak. Yemekhane terasına 12 dekoratif saksılı altuni piramit mazı yerleştirilecek. 2,5 ay sürecek tadilat için 1 milyon 728 bin TL’lik sözleşme imzalandı. KOSGEB Başkanlığı görevinde halen AKP Samsun eski Milletvekili Hasan Basri Kurt bulunuyor.
Şimdi AKP ve Reis sevdalılarına, yani ölürüm senin için Reis diyenlere soruyorum, yukarıda belirtilen makam odası gereklimi, vicdanınız bunu kabul ediyormu? Örneğin mescitin duvarları neden ipek canlı boya yapılır, anlamadım.
Ne diyelim, İslam düşmanı biri olan Muaviye zamanında oluşturulan „Halifeliğin“, İslamın temsilcisi olduğunu ve Padışah Allah`ın yer yüzündeki temsilcisi olduğuna inananların, itibardan tasaruf olmaz diyen zihniyetin ipek canlı boyalı mescitde namaz kılmaları çok normal.
Ne demiş Vahdettin, „bu millet koyun sürüsü, bir sürüye bir çoban gerekli, bende bu sürünün çobanıyım“ (Rauf Bey`in hatıralarından).
Ülkeyi yönetenler bu milleti koyun sürüsümü sanıyor ki, Almanya veya İngiltere`de kuyruklar var dersem, bu millet inanır diyebiliyor.
