OECD Vergi Konularında karşılıklı Yardım Anlaşması’nı Türkiye’de 3 Kasım 2011 tarihinde imzalamıştı. Söz konusu bu anlaşma ise yaklaşık 5,5 yıl sonra 3 Mayıs 2017 tarihinde 7018 sayılı Vergi Konularında Karşılıklı İdari Yardımlaşma Sözleşmesi’nin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun ile kabul edildi. 7018 Sayılı Kanun 20 Mayıs 2017 tarihli ve 30071 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandı. Ancak uluslararası anlaşmanın yürürlüğe girmesi için gerekli uygun bulma kanununa ilişkin Bakanlar Kurulu Kararı henüz yayımlanmamıştır.
Resmi gazetede ilan edilen husus sadece anlaşmanın onaylandığına ilişkin tek bir cümleden oluşmaktadır. Resmi gazetedeki ilanda herhangi bir ayrıntı olmayınca haliyle insanların aklı bir hayli karıştı. Haziran ve Ekim 2017 tarihlerinde bu konu ile ilgili yazmış olduğum yazılarda bilgi paylaşımının sınırlarını ve çerçevesini çizmeye çalıştım. Ancak hala Bakanlar Kurulu kararı yayınlanmadığı için konunun ayrıntıları tam olarak netleşmiş değil. Bu konuda en son Maliye Bakanı Naci Ağbal bir açıklama yaptı. Bilgi paylaşımı konusunda Türkiye’nin altyapısını 2019 sonunda tamamlayabileceği ve tamamlandığı tarihten bir yıl geriye dönük bilgi verileceğini belirtti. Anlaşmadan geri dönüş olamayacağı ve bu anlaşmaya uymak zorunda oldukları bilgisini verdi. Kanaatimce Türkiye’nin böyle bir paylaşım zorunluluğu yok. Zira Türkiye bu anlaşmayı mutlak surette kabul etmemiştir. Anlaşmaya bir takım çekinceler koyarak imzalamıştır.
Anlaşmanın 21.md 2-d`de Türkiye`nin temel ekonomik çıkarlarına aykırı olan ve kamu düzenine aykırılık teşkil eden hükümlerin uygulanmayacağı hüküm altına alınmıştır. Türk Anayasasının 62. md.sine göre Devlet yurtdışındaki vatandaşlarının haklarını korumakla mükelleftir. Bu çerçevede vatandaşlara gerekli bilgilendirmelerin yapılması ve cezai takibata uğramalarının önüne geçilmesi gerekmektedir. Gerek Anayasanın 62. Maddesi gerekse de anlaşmanın çekinceli maddeleri birlikte değerlendirildiğinde banka hesaplarına ilişkin bilgilerin hukuken verilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Her ne kadar anlaşma kapsamında edinilen bilgilerin vergisel amaçlar dışında kullanılamayacağı belirtilse de bunun aksine hareket eden ülkeye artık bilgi vermemek dışında bir yaptırım uygulanamaz. Bu durumda da verilmiş bilgiler için de artık çok geç olur. Zira bilgisi paylaşılan kişiler için para cezası, cezai takibata uğrama, oturum iptali ya da sınır dışı edilme gibi vahim neticeler ortaya çıkabilir.
Kanunu bilmemek mazeret sayılmaz. Bu evresel kuralın işleyebilmesi için öncelikle bu kadar hayati öneme sahip bir konunun uygulamaya girmeden önce bütün detayları ile resmi gazetede ilan edilmesi gerekmektedir. Anlaşma yürürlüğe girdikten bir yıl önceki bilgiler paylaşılacaktır. Fakat kanaatimce paylaşım başlamadan önce detaylar resmi gazetede ilan edilmelidir. Anlaşmaya imza atan 116 ülke arasından hangi ülkelerle paylaşım yapılacağı henüz belli değil. Bu ülkeler bakanlar kurulu tarafından belirlenecek. Bu aşamada vatandaşlar Anayasal bir hak olan dilekçe hakkını kullanarak maruz kalabilecekleri mağduriyetleri ilgili yerlere iletebilirler. Bakanlar Kurulu da bu talepleri göz önünde bulundurarak hangi ülkelerle bilgi paylaşımında bulunacağını belirleyebilir. Siz derdinizi anlatmadan kimse sizi tam olarak anlayamaz. Şu an hiçbir şey için geç değil. Yarın ise her şey için geç olabilir.
Sizden gelen sorular:
Sosyal yardım müracaatında bulunurken Türkiye’deki malvarlığımı bildirmek zorunda mıyım?
Sosyal yardım ihtiyaç sahiplerine verilen bir ödemedir. Dünyanın neresinde olursa olsun yeterli miktarda malvarlığı olan bir kişi ihtiyaç sahibi değildir. İhtiyacı olmadığı halde soysal yardım alan ve eksik bilgi veren biri bulunduğu ülkede yasaları ihlal etmiş sayılır. Türkiye’deki malvarlığını bildirmemesi ayrıca suç teşkil eder. Bu durumda olanların biran önce statülerini hukuka uygun hale getirmesi gerekmektedir.
Bundan 15 yıl önce Kombassan Holding AG (Almanya merkezli)’ e kar payı ile ortak olmuştum. Yıllardır bana kar payı vermemektedirler. Sadece anaparamı istiyorum onu da vermiyorlar. Borsaya girmem konusunda beni ikna etmeye çalışıyorlar. Zamanaşımından dolayı dava açamayacağımı söylüyorlar. Hala dava açma hakkım var mı?
Bu konuda Yargıtay’ın 2011 yılından beri şirket ortakları için vermiş olduğu olumlu kararlar bulunmaktadır. Son mahkeme kararlarında ise zamanaşımı konusunda mudiler lehine hükümler verildiğini görüyoruz. Dava açma hakkınız bulunmaktadır. Borsaya girdiğiniz takdirde davayı kazanma şansınızın düşeceği kanaatindeyim.
Sorularınız ve diğer konulardaki yazılarımız için Facebook ve internet sayfamızdan bizi takip edebilirsiniz.
Av. Talha barut, LL.M
Uzman Avukat/Arabulucu
040 636 93 310