Sayın Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı yanlış yolda yürüyorsunuz.
Sizi yanlış yönlendiriyorlar ve gün geçtikce halkın size olan güveni yok oluyor.
Sizi yanlış yola sokuyorlar ve konuşmalarınızı yazanlar sizi hergün biraz daha uçurumun kenarına yaklaştırıyorlar.
Neden bunları yazdım, anlatayım.
Dünyayı saran Covit-19 virüsü bütün insanlığı esir almış durumda. Hergün ülkemizde ve dünyada binlerce insan ölüyor. Ülkeler Covit-19`a karşı önlemler alıyor ve halkını bu felaketden nasıl koruyacakları konusunda düşünce üretiyorlar.
Bizim ülkemizin bilim adamlarıda bu konuda kafa yoruyorlar ve halkı bilgilendirmeye çalışıyorlar.
Genel olarak Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan`ı dinlemiyorum. Dinlemiyorum, çünkü benim ondan alabileceğim her hangi bir bilgi ve çözüm önerileri yoktur.
Fakat, dünkü basın açıklamasını dinlemek için TV`nin başına geçtim ve bekledim. İletişim Başkanlığı tarafından yayın kuruluşlarına saat 19:00 da Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı alınan kararları açıklıyacak diye bilgi verilmiş. Neredeyse bütün televizyonlar kameralarını Cumhurbaşkanı Sarayı`na çevirmişlerdi. Yaklaşık bir saatden fazla insanların beynini yiykadılar. Cumhurbaşkanı birazdan açıklamalarını yapacaklar diye.
Anlıyacağınız milyonlarca insanı televizyonlara kilitlediler, bende dahil. Sonunda Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı kürsüye geldi ve başladı konuşmaya. Nefesimi tutum ve pür dikkat dinliyorum.
Yaklaşık on dakika hükümetinin neleri başardığını, daha neler yapacaklarını ve Covit-19 ile mücadele kapsamında hangi kararları aldıklarını açıkladı.
Alınan kararlar şunlar:
Bir, hergün saat 21:00 ile 05:00 saatleri arasında sokağa çıkma yasağı.
İki, hafta sonları, yani Cuma günü saat 21:00 den Pazar günü saat 05:00`e kadar sokağa çıkmak yasak, çalışanlar hariç.
Üç, restoranlar ve benzeri eğlence yerleri kapalı, paket servisler açık.
Dört, birde ricası oldu, ne olur sıgara ve nargile içmeyin.
Anlıyacağınız dağ fare doğurdu.
Şu Allah`ın işine bakarmısın, Covit-19 gece saat 21:00 ile sabah saat 05:00 arasında Türk Milleti`e bulaşıyormuş. Tabi ki birde hafta sonları, yani hafta içinde Covit-19 Türk Milleti`e yaklaşmıyormuş.
Alınan bu kararlar hükümetin ne kadar acizlik ve çaresizlik içerisinde olduğunu göstermekte. Sen gündelik çalışan milyonlarca insanı eve kapatacaksın, fakat bu insanlar ne yiyip içecekler, o konuda maddi destekde bulunmıyacaksın.
Alınan önlemleri açıklayandan sonra, her zaman olduğu gibi CEHAPE ve onun başında ki „ZAT“ diye konuşmasına devam etti. İnanın bütün konuşmasını dinledim ve bu bir akıl tutulması dedim. Ülkenin yarısından fazlasını temsil eden muhalefete ver yansın etti. Kendisini desteklemiyen herkesi hain, düşman ve ülkeyi sevmiyenler olarak lanetledi. Dahada ileri giderek CEHAPE ve Genel Başkanı`nın bir Milli Güvenlik sorunu olduğunu belirtti.
Neden bunları söyledi, birkaç kelimede ondan anlatayım. CHP Millet Vekili bir TV`de aynen şöyle demişti, kulaklarım ile dinledim:
Türk askerini Katar`a sattınız. Aslında askeriyenin en önemli varlığı olan Tank Palet Fabrikası`nı Katar`a sattınız demek istedi. Bunu askere hakaret olarak değerlendiren troller, hemen devreye geçti ve Ali Mahir Başarır`a karşı bir linç kampanyası başlattılar. AKP Genel Başkanı, Ali Mahir Başaran`ın konuşmasında Tank Palet Fabrikası`nı kastettiğini kendiside biliyor.
İkincisi Borsa İstanbul`un %10`unun Katar`a satılması. Nasıl olurda Borsa İstanbul`un Katar`a satılması eleştirilirmiş. Satan Şahsım, alan Katar, fakat Şahsım bunu kaça sattı kimse bilmiyor.
Gülünç olan ise, bunca hakaretlerden sonra hepimiz kardeşiz demezmi.
Sayın Erdoğan önce kendisinden olmayanları hain, düşman ve hatta vatana ihanet edenler olarak suçluyor, sonrada biz 83 milyon kardeşiz diyor.
Yok Sayın Erdoğan, bunca hakaretlerden sonra benim sizin ile kardeş olmam mümkün olamaz.
Neredeyse unutuyordum, 50 milyon aşı siparişi verilmiş ve halka beleş verilecekmiş, unutmayın!
Evet, Sayın Erdoğan yanlış yoldasınız!