Hamburg Karakoçanlılar Derneği Başkanı Ali Haydar Oral, siyasi nedenlerle tam 37 yıl sonra büyük bir özlemle gittiği Elazığ’da gördüklerini Elbe Express’e anlattı.
Röportaj: Mehmet ATAK
Türkiye’de sağ-sol kavgasının yaşandığı bir dönemde Elazığ’dan kalkıp, Almanya’nın Hamburg kentine 1978 yılında ayak basan ve memleket aşkıyla yanıp kavrulduğu halde, siyasi nedenlerle o günden bu yana doğup büyüdüğü Karakoçan ilçesine ayak basmayan Ali Haydar Oral’ın bu hasreti nihayet sona erdi. Oral, seçim öncesinde gerçekleştirdiği 3 haftalık Türkiye seyahatinin ayrıntılarını anlatırken, oldukça heyecanlıydı.
HAMBURG’DA 3500 KARAKOÇANLI YAŞIYOR
Gençlik yıllarından beri sivil toplum kuruluşlarında aktif rol alan ve 37 yıldır yaşadığı Hamburg’da arkadaşlarıyla birlikte Karakoçan Sosyal Yardımlaşma Derneği’ni kuran Başkan Oral,bu kentteki 3500 Karakoçanlı hemşehrisi ve yardımsever halkın destekleriyle de önemli toplumsal etkinliklere, yardım kampanyalarına imza atmış. Boksör Mahir Oral’ın amcası olan Ali Haydar Oral’ın şimdiki hedefi ise, dernek-vakıf olarak Tunceli hududundaki memleketi Karakoçan Belediyesi’ne bir itfaiye ambulansı bağışlamak.
Bakalım Başkan Ali Haydar Oral’ın, yaşamakta olduğu Hamburg ile çok uzun zamandır görmediği memleketi Elazığ- Karakoçan arasındaki mukayesesi nasıl ? Ve 37 yıl sonra ne umdu, ne buldu ?
ÖNYARGILAR VE ŞÜPHELERLE DOLU BİR UÇAK YOLCULUĞU
-Sayın Oral, Hamburg’dan Elazığ’a uçmak üzere uçağa binmeden önceki duygularınızı açıklar mısınız ?
* En başta ülkemizdeki İnsan Hakları olmak üzere, demokrasi, Belediye çalışmaları, sosyal hizmetler, işşzlik ve yaşam konularında bir hayli önyargıyla yüklü olarak uçağa bindim. Tabii ki müthiş bir gerginlik ve heyecan içindeydim. Olası bir gözaltı şüphesi yaşıyordum.
Ama.. Uçtuğum THY ile aktarma için uçaktan indiğim İstanbul’da ve Türkiye’nin en eski havaalanlarından biri olan Elazıg’da ayağımı yere bastığımda tüm endişelerim dağıldı. Bavulumu alıp, rahatça evimizin yolunu tuttum. Hemen hemen her ilimizde küçük ama modern hava alanlarının hizmete açılmış olmasını memnunlukla karşılamak gerekir.
HER ŞEY BANA YABANCI
Hava alanından doğruca evine giden ve 37 yılını yurt dışında geçirdiği için hiç tanımadığı gençlerin kendisine hoşgeldiniz ziyaretinde bulunduklarını belirten Oral, ertesi gün Karakoçan’ı gezerken gördüklerini şu sözlerle anlatıyor: ” Evden dışarı çıktığımda her şey bana yabancıydı sanki..Gözüm eski okulumuz, lokantalarımız, yollarımız ve bihassa da evleri aradı ama artık çoğu yerinde yoktu. 4-5 katlı yüksek binalar.. TOKİ ve şirket evleri..Aşırı betonlaşma.. Yeşil alanların azalması.. Yeni yeni mahalleler görünce, hem şaşırdım hem de büyük üzüntü duydum.
Kahvehaneler işsiz insanlarla doluydu. Belki de bir aile ferdinin yurt dışında olması sebebiyle, tembellik oldukça yaygınlaşmıştı. Okuma yazma oranının ve kültür seviyesinin yüksek olmasına karşın, işssizliğin bu derece yaygın olması düşündürücüydü ve resmi makamların açıkladığı işsizlik rakamlarıyla bir tezat teşkil ediyordu sanki.
Ben 37 yıl önce Karakoçan’dan ayrıldığımda, şehirde 2 cami varken, 2015’te cami sayısı 13 olmuştu. O zaman 4200 olan nüfus sayısı ise 13 200’e çıkmıştı. Şu an ilçemizde yaşayanların yaklaşık yüzde 60’ı iseçevre illerden gelip Karakoçan’a yerleşmişlerdi.
Ben, komşu ilçelerin belediyelerini de gezdim. Bazı bahanelere sığınarak, halka hizmet aşkını yeteri kadar ortaya koyamıyorlardı. Tabii ki çok üzüldüm. Ovacık ilçe belediyesinin çok kısıtlı imkanlarla neler neler başardığını hepimiz biliyoruz. Ülkemizde tam demokrasi ve barış ortamında kardeşçe bir yaşam özlemi duydum hep.
ENGELLİ VATANDAŞLARIMIZ NEDEN UNUTULUYOR ?
– Sayın Başkan, önyargı olarak belirttiklerinizden bazılarının 4. AKP iktidarı döneminde hangi noktalara varacağını hep birlikte göreceğiz. Karakoçan’daki sosyal hizmetler konusunda neler söyleyeceksiniz ?
* Belediyemizin yol, su, elektrik hizmetleri normal. Ama.. Yaşlılar için bir Huzurevi yok..Gençlerimiz için özel aktivite birimleri düşülmemiş..Sağlık hizmetlerinden yararlanmak için uzun kuyruklara katlanmak gerek. Ufukta paralı sağlık sistemine dönüş görünüyor.. İlçede Alevi Kültür Merkezi var.. Golan ve Bagin Kaplıcaları modern hale getirilmiş..Hangi partiden olursa olsun, belki de maddi sebeplerden dolayı ilçe Belediyemiz çağdaş hizmet veremiyor. Bu ilçede göç oranı ise yüzde 50..
Öte yandan, ne devlet ne de belediye, nedense Engelli vatandaşlarımızı pek düşünmemişler. Yol kenarındaki kaldırımların hayli yüksek olması dolayısıyla, Engelli kişilerin arabalarıyla o yollarda karşıdan karşıya geçebilmeleri mümkün değil.( Oral’ın bu tesbiti, “Medeniyet, kaldırımların yüksekliğiyle ters orantılıdır” sözünü bize anımsattı..)
HAYAT TESADÜFLERDEN İBARETTTİR
– Peri Suyu ile komşu il Tunceli’ye (Dersim) sınır olan Karakoçan’da yaşam koşulları ne durumda ?
* Havası, suyu, ormanı, kaplıcaları ve Peri Suyu köprüsü ile mükemmel bir kasaba olan Karakoçan’da yaşam sanki tesadüflere bağlı durumda..Çünkü.. Toplumsal kurallara özen gösterilmiyor.. Yayalar ve Sürücüler de trafik işaretlerine pek riayet etmiyorlar..Yeri geldikçe ” Bir başkadır benim memleketim” diyoruz ama, yaşam bilincine de vâkıf olmalıyız.
-Son sorumuz da Hamburg’a dönüş üzerine.. Sayın Oral, ünlü şairimiz Yahya Kemal Beyatlı’ya sormuşlar “Ankara’nın en sevdiğiniz yanı nedir ?” diye.. O da “İstanbul’a dönüşüdür” diye cevaplamış. Elazığ’dan Hamburg’a dönüşteki duygularınız nasıldı ?
* Yakınlarıyla, eşiyle dostuyla hasret gidermek, çocukluğunun ve gençliğinin geçtiği memleketini 37 yıl sonra görüp gezmek cidden müthiş bir olay..
Fakat.. Artık bir parçası olduğumuz, geçimimizi sağladığımız, yaklaşık 150 ülkenin insanıyla birlikte düzenine alıştığımız bu güzel şehir Hamburg’a dönerken, şair Yahya Kemal’in sözlerine ancak kısmen katılabiliyorum. Tıpkı “Kendim gurbet eldeyim, gönlüm sılada” söyleminde olduğu gibi !..