10.3 C
Hamburg
Çarşamba, Haziran 12, 2024

Mehmet Yıldız: “Olimpiyata Hayır!: Tüm Hamburglular için Büyük Hezeyana Karşı Zafer”

MEHMETYILDIZOlimpiyat karşıtı kampanyanın mimarı olan Sol Parti Milletvekili Mehmet Yıldız, rederandum da “Hayır” çıkması nedeniyle bir açıklama yayınladı.
ELBE EXPRESS/HABER MERKEZİ

Mehmet Yıldız: “Olimpiyata Hayır!: Tüm Hamburglular için Büyük Hezeyana Karşı Zafer”

Referandumdan sonra ortaya çıkan sonuca göre: 2024 Olimpiyat oyunları Hamburg’da kesinlikle düzenlenmeyecek. Hamburg da yaşayan vatandaşlar,Belediye başkanı Olaf Scholz’un açıkça büyük hezeyanların peşine düştüğü Olimpiyat önerisini reddetti. Olimpiyat destekçileri yenigilerinin nedenlerini Paris saldırıları ve spor skandalları gibi dış etkenlere bağlayarak açıklamaya çalıştılar. Gerçekte ise Hamburg halkı gentrifikasyon(soylulaştırma/pahalılaştırma), yerinden etme ve vergi israfı gibi 2024 olimpiyat projesinin arkasındaki gerçekleri apaçık anladığı için hayır oyu verdi.

2024 Olimpik oyunlarına başvurunun muhalifleri referandumda iradesini ortaya koydu. Belediye Meclisi’ndeki SPD, Yeşiller,FDP,CDU çoğunluğuna; DOSB ,HSB gibi büyük spor federasyonların desteğine ve 16 günlük günlük gösteriyi Hamburg da düzenlemek için hiç bir mali yükten kaçınmayan sermaye lobisine rağmen ; Hamburg seçmenlerinin yaklaşık yüzde 52’si karşı yönde oy kullandı. Olimpiyat destekçilerinin bu kampanya için reklama ayırdıkları milyonları vardı ancak tüm çabalarına rağmen halkı yanlarına çekemediler. Şişirilmiş reklam kampanyaları ve tek yönlü duygu sömürüsü , mantıklı argümanların gücüne karşı gelemedi. Referanduma az kala ev sahipliğinden kar etmesi olası iş çevreleri kısmen muğlak yöntemlere başvurarak kamuoyunun fikrini etkilemeye çalıştı. Meşale koşuları, ışık gösterileri ve alışveriş merkezlerindeki özel oy sandıkları ters etki etti.

Sermayenin, Tüm Partiler Koalisyonunun ve Büyük Spor Federasyonlarının Milyonluk Kampanyası Etki Etmedi

En sevindirici olanı, olimpiyat yanlısı kartel milyonlarca Euro’yu halkla ilişkiler ve imaj kampanyalarında kullanabilirken, mali donanım ve medya gücünün her alanında muazzam bir eşitsizlik varken Olimpiyat karşıtlarının kayda değer bir bütçesi yokken bunu başarmış olmasıdır. Yerel basın tek yanlı habercilik ve olimpiyat yanlılarından yana kaymasıyla gazeteci tarafsızlığını kaybetmiştir. En belirgin örnek olarak Bild gazetesi Hamburg’daki tüm evlere ücretsiz olarak dağıtılan özel sayısında, tek yanlı olimpiyat propagandasını eleştirilere yer vermeden yapmıştır.

Hükümetin, Sermaye Lobisinin, DOSB’nin ve Medyanın Yenilgisi

Referandum yenilgisiyle yüzleşmek yerine Olimpiyat başvurusunun temsilcileri halkın itirazını dış etkenlere dayanarak açıklamaya çalışmaktadır. Başvuru şirketinin patronu Nikolas Hill yaptığı açıklamada, bu sonucun ortaya cıkmasının nedeni olarak , Paris saldırısı, FİFA ve atletizimde yaşanan skandalların etki etmiş olabileceğini belirtiyor. Hamburg halkı olimpiyatların arkasında nelerin yattığını kolayca anlamıştır: Gentrifikasyon (Soylulaştırma/Pahallılaştırma), yerinden edilme ve vergi israfı. BUND gibi derneklerin, sayıştayın, sürdürülebilirlilik kurumunun (Zukunftsrat)ve akademinin yayınlarında getirdiği eleştiriler görmezden gelindi ve ya sümen altı edildi. Oy verenlerin çoğunluğu IOC’nin (Uluslararası Olimpiyat Komitesi) reform edileceği yalanlarına inanmadı. Ev sahibi şehir kontratı – dili açısından yumuşatılmış olsa bile-genel borç yükümlülüğü, IOC ve sponsorlarına vergi muafiyeti, toplantı ve gösteri hakkına müdahaleleri sebebiyle katı şartları olan dışarıdan dayatılan bir sözleşmedir. Kısa süreli bir gösteri için harcanan milyarlarca Euro’nun mali raporu ve spor birliklerinin boşa çıkan vaatleri organizatörlerin tacını indirmiştir. Çünkü bu dönemde kentin gerçek gündemi mültecilerin yerleştirilmesi, toplumsal konutların yetersizliği ve spor tesislerinin bakımsızlığı gibi başka sorunlarla meşguldü.

SCHOLZ’UN (HÜKÜMETI) İKİNCİ YENİLGİSİ

Enerji dağıtım ağlarının kamulaştırılması üstüne halk oylamasından sonra, bu referandum kırmızı-yeşiller ve Olaf Scholz’un ikinci yenilgisiydi. Bu referandum yenilgisi, hükümetin kentin gelişimi için toplumun büyük çoğunluğunun faydasına hizmet eden inandırıcı bir konseptinin olmadığını açıkça ortaya koymuştur.

Hükümet bütünlüklü planlar yerine; kent gelişimi, konut ve spor tesislerinin inşaatı gibi konuların kaderini sanki Olimpik oyunlara ev sahipliği yapılmazsa bunlar mümkün olmayacakmış gibi birbirine bağlamıştır. Şimdi, hükümetin olimpiyatlar olmadan bu alanlardaki planlarının nasıl hayata geçirilebileceği sorusu gündeme gelemektedir. Olimpiyatlar için 2007’den itibaren planlanan 200 milyonluk yıllık yatırım spor tesisleri, sosyal konutlar, çocuklar ve gençlerin topluma kazandırılması ve eğitim gibi toplumsal altyapıya dair alanlardan esirgenirken, olimpiyatlara öncelik verilmesi şartına bağlanmaktadır. Bu para olimpiyatlara başvuru olmasa bile hükümet tarafından bu alanlara yatırılabilirdi ve yatırılmalıydı. Bu alanlarda gereken yatırımları üstlenmek yerine, kent merkezindeki mahalleleri pahallandırmak ve kenti özel yatırımcılar ve uluslararası spekülatörlere için daha çekici hale getirme amacı güden neo-liberal bir etkinliğe ayrıldı. Bu projede, daha önce kamusal ihtiyaçların ağırlık noktasını teşkil eden, sosyal konutlar ve halkın kullanımına açık spor tesisleri inşa etmek yerine dev gökdelenler ve abartılı boyutlarda kapalı spor salonlarının inşaatına ağırlık verildi. Kent ve kamusal alanlar parça parça özel sermayedarın eline geçti. Olimpiyatlara ev sahipliği yapmak için limandan satın alınıp dönüştürülecek arsalar da bunun bir istisnası değildi.

POLİTİKA (PARTILER) HALKTAN UZAKLAŞTI

Scholz kaybettiği referandumdan sonraki ilk konuşmasında kafasındaki pahallılaştırma ve dar gelirlileri kentin çeperlerine sürme düşüncesinin her şeyden önce geldiğini açık etti. Olimpiyatların yeni ve eski konseptleri arasındaki ilişki de manidardı: “Elbe’nin ötesine sıçrayış” ve “Elbe ve Bille arasında enerji akımı”. Londra ve Paris gibi şehirlerin örneklerinden alışık olduğumuz gibi Hamburg’un merkezinde kalan son işçi mahallelerini de ticari bir yönde değiştirmeyi dar ve orta gelirliler kentin çeperlerine sürülürken maddi geliri yüksek olanları ve firmaları merkeze yerleştirmeyi planlamaktadır.

Referandum yenilgisinden sonra HSB başkanı Mantell, SPD doğrudan demokrasinin kısıtlanması gerektiği yönünde demeç veren ilk SPD politikacısı oldu. Bu tür talepler göstermektedir ki egemenlerin siyaseti halka yabancılaşmıştır. Sonraki etkinlik de kapıdadır.

 

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

Mehmet Yıldız: “Olimpiyata Hayır!: Tüm Hamburglular için Büyük Hezeyana Karşı Zafer”

MEHMETYILDIZOlimpiyat karşıtı kampanyanın mimarı olan Sol Parti Milletvekili Mehmet Yıldız, rederandum da “Hayır” çıkması nedeniyle bir açıklama yayınladı.
ELBE EXPRESS/HABER MERKEZİ

Mehmet Yıldız: “Olimpiyata Hayır!: Tüm Hamburglular için Büyük Hezeyana Karşı Zafer”

Referandumdan sonra ortaya çıkan sonuca göre: 2024 Olimpiyat oyunları Hamburg’da kesinlikle düzenlenmeyecek. Hamburg da yaşayan vatandaşlar,Belediye başkanı Olaf Scholz’un açıkça büyük hezeyanların peşine düştüğü Olimpiyat önerisini reddetti. Olimpiyat destekçileri yenigilerinin nedenlerini Paris saldırıları ve spor skandalları gibi dış etkenlere bağlayarak açıklamaya çalıştılar. Gerçekte ise Hamburg halkı gentrifikasyon(soylulaştırma/pahalılaştırma), yerinden etme ve vergi israfı gibi 2024 olimpiyat projesinin arkasındaki gerçekleri apaçık anladığı için hayır oyu verdi.

2024 Olimpik oyunlarına başvurunun muhalifleri referandumda iradesini ortaya koydu. Belediye Meclisi’ndeki SPD, Yeşiller,FDP,CDU çoğunluğuna; DOSB ,HSB gibi büyük spor federasyonların desteğine ve 16 günlük günlük gösteriyi Hamburg da düzenlemek için hiç bir mali yükten kaçınmayan sermaye lobisine rağmen ; Hamburg seçmenlerinin yaklaşık yüzde 52’si karşı yönde oy kullandı. Olimpiyat destekçilerinin bu kampanya için reklama ayırdıkları milyonları vardı ancak tüm çabalarına rağmen halkı yanlarına çekemediler. Şişirilmiş reklam kampanyaları ve tek yönlü duygu sömürüsü , mantıklı argümanların gücüne karşı gelemedi. Referanduma az kala ev sahipliğinden kar etmesi olası iş çevreleri kısmen muğlak yöntemlere başvurarak kamuoyunun fikrini etkilemeye çalıştı. Meşale koşuları, ışık gösterileri ve alışveriş merkezlerindeki özel oy sandıkları ters etki etti.

Sermayenin, Tüm Partiler Koalisyonunun ve Büyük Spor Federasyonlarının Milyonluk Kampanyası Etki Etmedi

En sevindirici olanı, olimpiyat yanlısı kartel milyonlarca Euro’yu halkla ilişkiler ve imaj kampanyalarında kullanabilirken, mali donanım ve medya gücünün her alanında muazzam bir eşitsizlik varken Olimpiyat karşıtlarının kayda değer bir bütçesi yokken bunu başarmış olmasıdır. Yerel basın tek yanlı habercilik ve olimpiyat yanlılarından yana kaymasıyla gazeteci tarafsızlığını kaybetmiştir. En belirgin örnek olarak Bild gazetesi Hamburg’daki tüm evlere ücretsiz olarak dağıtılan özel sayısında, tek yanlı olimpiyat propagandasını eleştirilere yer vermeden yapmıştır.

Hükümetin, Sermaye Lobisinin, DOSB’nin ve Medyanın Yenilgisi

Referandum yenilgisiyle yüzleşmek yerine Olimpiyat başvurusunun temsilcileri halkın itirazını dış etkenlere dayanarak açıklamaya çalışmaktadır. Başvuru şirketinin patronu Nikolas Hill yaptığı açıklamada, bu sonucun ortaya cıkmasının nedeni olarak , Paris saldırısı, FİFA ve atletizimde yaşanan skandalların etki etmiş olabileceğini belirtiyor. Hamburg halkı olimpiyatların arkasında nelerin yattığını kolayca anlamıştır: Gentrifikasyon (Soylulaştırma/Pahallılaştırma), yerinden edilme ve vergi israfı. BUND gibi derneklerin, sayıştayın, sürdürülebilirlilik kurumunun (Zukunftsrat)ve akademinin yayınlarında getirdiği eleştiriler görmezden gelindi ve ya sümen altı edildi. Oy verenlerin çoğunluğu IOC’nin (Uluslararası Olimpiyat Komitesi) reform edileceği yalanlarına inanmadı. Ev sahibi şehir kontratı – dili açısından yumuşatılmış olsa bile-genel borç yükümlülüğü, IOC ve sponsorlarına vergi muafiyeti, toplantı ve gösteri hakkına müdahaleleri sebebiyle katı şartları olan dışarıdan dayatılan bir sözleşmedir. Kısa süreli bir gösteri için harcanan milyarlarca Euro’nun mali raporu ve spor birliklerinin boşa çıkan vaatleri organizatörlerin tacını indirmiştir. Çünkü bu dönemde kentin gerçek gündemi mültecilerin yerleştirilmesi, toplumsal konutların yetersizliği ve spor tesislerinin bakımsızlığı gibi başka sorunlarla meşguldü.

SCHOLZ’UN (HÜKÜMETI) İKİNCİ YENİLGİSİ

Enerji dağıtım ağlarının kamulaştırılması üstüne halk oylamasından sonra, bu referandum kırmızı-yeşiller ve Olaf Scholz’un ikinci yenilgisiydi. Bu referandum yenilgisi, hükümetin kentin gelişimi için toplumun büyük çoğunluğunun faydasına hizmet eden inandırıcı bir konseptinin olmadığını açıkça ortaya koymuştur.

Hükümet bütünlüklü planlar yerine; kent gelişimi, konut ve spor tesislerinin inşaatı gibi konuların kaderini sanki Olimpik oyunlara ev sahipliği yapılmazsa bunlar mümkün olmayacakmış gibi birbirine bağlamıştır. Şimdi, hükümetin olimpiyatlar olmadan bu alanlardaki planlarının nasıl hayata geçirilebileceği sorusu gündeme gelemektedir. Olimpiyatlar için 2007’den itibaren planlanan 200 milyonluk yıllık yatırım spor tesisleri, sosyal konutlar, çocuklar ve gençlerin topluma kazandırılması ve eğitim gibi toplumsal altyapıya dair alanlardan esirgenirken, olimpiyatlara öncelik verilmesi şartına bağlanmaktadır. Bu para olimpiyatlara başvuru olmasa bile hükümet tarafından bu alanlara yatırılabilirdi ve yatırılmalıydı. Bu alanlarda gereken yatırımları üstlenmek yerine, kent merkezindeki mahalleleri pahallandırmak ve kenti özel yatırımcılar ve uluslararası spekülatörlere için daha çekici hale getirme amacı güden neo-liberal bir etkinliğe ayrıldı. Bu projede, daha önce kamusal ihtiyaçların ağırlık noktasını teşkil eden, sosyal konutlar ve halkın kullanımına açık spor tesisleri inşa etmek yerine dev gökdelenler ve abartılı boyutlarda kapalı spor salonlarının inşaatına ağırlık verildi. Kent ve kamusal alanlar parça parça özel sermayedarın eline geçti. Olimpiyatlara ev sahipliği yapmak için limandan satın alınıp dönüştürülecek arsalar da bunun bir istisnası değildi.

POLİTİKA (PARTILER) HALKTAN UZAKLAŞTI

Scholz kaybettiği referandumdan sonraki ilk konuşmasında kafasındaki pahallılaştırma ve dar gelirlileri kentin çeperlerine sürme düşüncesinin her şeyden önce geldiğini açık etti. Olimpiyatların yeni ve eski konseptleri arasındaki ilişki de manidardı: “Elbe’nin ötesine sıçrayış” ve “Elbe ve Bille arasında enerji akımı”. Londra ve Paris gibi şehirlerin örneklerinden alışık olduğumuz gibi Hamburg’un merkezinde kalan son işçi mahallelerini de ticari bir yönde değiştirmeyi dar ve orta gelirliler kentin çeperlerine sürülürken maddi geliri yüksek olanları ve firmaları merkeze yerleştirmeyi planlamaktadır.

Referandum yenilgisinden sonra HSB başkanı Mantell, SPD doğrudan demokrasinin kısıtlanması gerektiği yönünde demeç veren ilk SPD politikacısı oldu. Bu tür talepler göstermektedir ki egemenlerin siyaseti halka yabancılaşmıştır. Sonraki etkinlik de kapıdadır.

 

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER