Değerli Okurlarım
1993 senesinden itibaren her sene 22 mart „Dünya Su Günü“ olarak düzenlenip, o gün suyun önemi, korunması için konferanslar ve birtakım çalışmalar yapılmaktadır.
Su nedir diye sorsam, muhakkak bana yağan yağmur, kar, dolu, gökyüzüne havalanan buhar diye cevap verirsiniz. İşte böyle şekilden şekile girip bitkilere, hayvanlara kısacası tüm canlılara hayat veren sıvının adıdır SU!
Yetişkin bir insan vücudunun üçte ikisi yani % 60-70’i sudur da acaba insan kaç gün susuz hayatta kalabilir, peki ya hayvanlar ve bitkiler?
Yeryüzünün çok büyük bir bölümü suyla kaplıdır da bunun çok azı içilebilen sudur. Bir ineğin günde 80-120, domates bitkisinin 1-2, elma ağacının 20-40 litre suya ihtiyacı var. 1 kg çilek sofranıza gelene kadar 321 litre su harcanır, 1 kg dana bifteği için ise 15.500 litre.
Günde kaç litre su içeriz? İçmeliyiz!
İnsanlar susuzluğa en fazla bir hafta dayanır.
Anadolu‘da birisine bir maşrapa su verseniz, size gönülden „su gibi aziz ol“ der, yani „su gibi kıymetli ol“
Evet su çok kıymetlidir!
Peki su nasıl birşeydir?
Su, 1 Oksijen ve 2 Hidrojen Atom’unun birleşiminden oluşan bir moleküldür, berrak ve saydam, tadı ve rengi yoktur. 100 derecenin altında buz, 100 dereceye kadar sıvı, 100 üzerinde ise buharlaşarak gaz haline dönüşür.
Suyun döngüsü
Su buharlaşarak gökyüzüne çıkarken soğur ve soğuyunca da yoğunluk kazanarak tekrar yeryüzüne düşer, düşerken de damlacıklar oluşur, işte biz bu damlalar halinde düşen suya YAĞMUR deriz.
Buhar halindeki su birdenbire aşırı soğuk ile karşılaşırsa kristalleşecek ve harika görünümlü KAR tanecikleri olarak toprakla buluşacaktır.
Yağmur damlaları bir de fırtına ile karşılaşırlarsa, irili ufaklı buz parçaları halinde yani DOLU olarak hızlıca yeryüzüne düşecektir.
Havadaki su damlaları güneş ışığını kırarak, görünce hepimizin hayran kaldığı, çocukken altından geçebilmek için nefesimiz tükenene kadar koştuğumuz harika görünümlü GÖKKUŞAĞI’nı oluşturur.
Bilim insanları, atmosferde uçuşan oksijen ve hidrojenleri güneş rüzgarlarının buluşturmasıyla, canlılara hayat veren SU’yun oluştuğunu keşfetmişler. H02 saf sudur, saf su önce yağmur olarak yeryüzüyle buluşur, toprağın tüm minerallerini alarak kendisine bir çıkış yolu bulur ve dışarıya çıkar, işte biz bu minarelerden zengin olan suyu içerek hayat buluruz. 100 gram suda 10 mg kalsiyum, 2 mg magnezyum, 2 mg sodyum bulunur.
Okuyunca hayran kaldığım „Suyun Gizli Mesajı“ kitabında Bilim adamı Masaru Emoto, suya söylediği pozitif veya negatif cümlelerinin, suyun moleküler yapısını değiştirdiğini yazmıştır. „Teşekkürler“ diye fısıldadığı su şişesindeki suyun güzel bir kristalle tepki verirken, „aptal“ kelimesi fısıldadığı şişedeki suyun biçimsiz, parçalı kristal şekilleriyle tepki verdiğini gözlemlediğini belirtmiştir.
Başım ağrıdığında „nazar olmuşsundur sana dua okuyayım“ deyip, aspirin yerine bir bardak suya dualar okuduktan sonra içiren anneciğimi de bu vesileyle rahmetle anıyorum. Bir bardak suya tüm iyi niyetimle bildiğim duaları okuyup oğlum Ümit’e ve hatta arkadaşlarıma da içirdiğimi itiraf etmeliyim.
Sevgi ve güzel sözler bir su molekülünü böyle mucizevi etkileyebiliyorsa eğer, vücudunun %70’i sudan oluşan insanın, beyninde %85, kanında %80, kaslarında ise %70 oranındaki suyu ne ölçüde etkiler?
Su, temel enerji kaynağıdır ve vücudun her hücresinde elektriksel hem de manyetik enerji üreterek bize yaşam gücü sağlar.
Suyun faydalarını saymakla bitmez. Böbrek taşı oluşumunu engellemesinin yanı sıra kolon kanserine yakalanma riskini de %45 azaltığını, vücuttaki zararlı maddeleri dışarıya atarak böbrek ve karaciğere yardım ettiğini, sıcakta vücudun terlemesini sağlayarak, vücudun serinlemesine sebebiyet verdiğini, vücut ısısını ayarladığını, kan dolaşımını sağladığını, metabolizmayı düzenli bir şekilde çalıştırdığını, solunum, mide ekşimesi, migren, gastrit, ülser, böbrek taşı, romatoid artrit, sırt ağrıları ve osteoporozun önlenmesine yardımcı olduğunu, beyin, omurilik ve buna benzer organları koruduğunu, eklemlere de destek sağladığını, yediklerimizin sindirilmesini, emilmesini sağlayıp, vitaminlerin, minerallerin ve tüm besinlerin çözülmesine yardımcı olduğunu, hücrelere besin ve oksijen taşıyıp cildimizi güzelleştirdiğini ..… sayabilirim.
Kilo vermenin de en güzel yolu su içmektir, suda kalori yoktur ve metabolizmayı hızlandırarak günlük harcanan kalori miktarını artırır.
Veeee bize daha pek çok mucizevi şeyler vaşattığından dolayı suya teşekkür ederim!
Gün boyunca koşuştururkren, terleme, nefes alıp verme, idrar yapma gibi nedenlerle de vücudumuzdan yaklaşık 10 bardak su kaybederiz, onun için gönlünüzden „bana şifa ver“ diye geçirerek düzenli olarak su içmek çok ama çok önemlidir. Öfkelenince hemen elinize yüzünüze soğuk su sürün veya soğuğa yakın ılık suyla yıkanın.
İster için, ister duş yapın, suyun ferahlatıcı, teskin edici ve şifalandırıcı mucizevi özelliklerini unutmayın!
Sağlıcakla kalın
Çevre Elçiniz
Rahime Sürücü
Güzel anlatınız için teşekürler.