Resimleri yeni bir teknikle analiz eden araştırmacılar, Etrüsk eserlerinde zamanla kaybolan birçok tasviri görünür kılmayı başardı.
elbeXpress / Haber Merkezi
Bilim insanları, günümüzden yaklaşık 2 bin 500 yıl önce İtalya Yarımadası’nda gelişen Etrüsk medeniyetine ait resimlerinde renkli ve zamanla kaybolan sahneleri ortaya çıkardı.
Atatürk’ün teşvikiyle oluşturulan Türk Tarih Tezi’nde kökenleri Anadolu’ya dayanan başka medeniyetler gibi Ertrüsklerin de Türk kökenli olduğu öne sürülmüştü. Hatta, o dönem bir kamu bankası olan Denizbank tarafından Almanya’ya sipariş ettirilen ve 1938’de denize çıkan bir gemiye Ertrüsk adı verilmişti. Adile Ayda’nın “Etrüskler Türk Mü İdi” adlı kitabına göre bu geminin adını bizzat Atatürk koymuştu.
Mesele, 2004’te yapılan bir araştırmayla ise başka bir boyuta taşınmıştı. Genetikçi Alberto Piazza’nın yürüttüğü araştırmada Toskana, Kuzey İtalya, Güney Balkanlar, Yunanistan’daki Lemnos adası ve İtalya’nın Sicilya ve Sardinya adalarında yaşayanların DNA örnekleri Türkiye’dekilerle karşılaştırılmıştı. Bunun sonucunda Etrüsklerin kıtlık yüzünden İtalya’ya göç etmeden önce bugünkü Türkiye topraklarında yaşadığı ortaya konmuştu.
Etrürsklerin Anadolu kökenli olduğu Türk Tarih Tezi’nin ortaya atıldığı 1930’larda da biliniyordu. Piazza’nın yürüttüğü araştırma, Etrüsklerin İtalya’ya göç etmeden önce bugünkü Türkiye topraklarında yaşadığını ispatlamış oldu. Ne var ki Anadolu kökenli olduklarının gösterilmesi Ertürsklerin Türk olduğu anlamına gelmiyor. Mevcut bilgiler ışığında bu tez bilim dünyasında yaygın kabul görmüyor. Anadolu kökenli Ertüskler, Roma medeniyetinin dolayısıyla bugünkü İtalyanların ataları olarak kabul ediliyor.
Şimdiyse Pegaso Srl Archeologia Arte Archeometria isimli araştırma enstitüsünden bilim insanları, yeni bir teknik kullanarak Etrüsk resimlerinde gizlenen figürleri ortaya çıkardı. Araştırmada “Maymun Mezarı” diye bilinen eski mezarlıktaki bir resimde yeni ayrıntılar ve bir başka eserde de yeraltı dünyasını temsil eden sahneler keşfedildi.
Etrüsklerin detaylı resimlerinin çoğu, zamanın yıpratıcı etkisi yüzünden artık yalnızca kısmen görülebiliyor ve renklerinin büyük kısmı da silinmiş durumda. Bulgularını Amerika Arkeoloji Enstitüsü ve Klasik Araştırmalar Derneği’nin yıllık buluşmasında sunan araştırmacı Gloria Adinolfi, bugüne kadar gelebilmiş resimlerdeki renk kaybının büyük bir sorun olduğunu ifade etti.
Adinolfi’ye göre bazı renklerin zamana direnebilmesi de bu eski resimlerin yapıldıkları sırada neye benzediğine dair çarpık bir izlenim sunabiliyor. Adinolfi, yeşilin bazı tonlarının daha dirençsiz olduğunu, kırmızı tonlarınsa çoğu zaman dayanabildiğini söylüyor:
Kırmızı genellikle daha dirençlidir. Bu nedenle bazen bu resimlerde kırmızılar baskındır ve süslemenin orijinal renklerinin doğru algılanmasını engeller.
Eski renkler ortaya çıkyor
İşte bu nedenle bilim insanları, gerçek renkleri ortaya çıkarmak için “çoklu aydınlatma hiperspektral ekstraksiyon (MHX)” adı verilen bir teknik kullandı. Görünür, kızılötesi ve ultraviyole ışık bantlarında onlarca görüntü alan araştırmacılar, bunları İtalya Ulusal Araştırma Konseyi’nde geliştirilen istatistiksel algoritmaları kullanarak işledi ve resimlerden topladıkları renk kalıntılarını analiz etti.
MHX tekniğiyle elde ettikleri bulguları renk analizleriyle birleştiren araştırmacılar, eski Etrüsk resimlerindeki kaybolan sahneleri ortaya çıkarmayı başardı. Araştırmacı Adinolfi’nin sunum sırasında açıkladığı örnekler arasında yeraltı dünyasını tasvir eden resim de yer aldı. Resimle ağaçlar, kayalar ve su gibi ayrıntılar yer alıyordu.
İsmini ağaç üzerinde bir maymunun resmedildiği bir eserden alan Maymun Mezarı’nda ise bir insanın resmedildiği eserin detaylar ortaya çıktı. Çıplak gözle yalnızca kırmızı bir leke gibi görünen parçanın analizi tamamlandıktan sonra elinde bir nesne taşıyan figürün saçlarının ve yüzünün ayrıntıları gözler önüne serildi.
Söz konusu mezar, aslında 19. yüzyılda keşfedilmişti. Bu yeni analize kadar söz konusu resim de kırmızı bir leke olarak varlığını sürdürmüştü. Öte yandan ekibin araştırması devam ediyor ve gelecekte daha fazla sanat eserinin gerçek görünümüne kavuşması bekleniyor.
Kaynak: Independent Türkçe, Livescience, Eurekalert, Dünya48