Komünizim, Sosyalizim, Kapitalizim, Emperyalizimi biliyoruz. Saydığım bu terimler, ekonomistlerin savundukları ekonomik sistemlerdir. Komünizim ve sosyalizim paylaşım ve eşit yaşamı savunduğu halde, kapitalizim ve emperyalizim soygunu ve küçük bir kitlenin refahını savunmaktadır.
Türkiye`de yaklaşık 19 senedir „Erdoğanizim“ diye bir sistem oluşturulmaya çalışılıyor. Erdoğanizim sisteminin en büyük destekcisi Fethullah Gülen cennahıydı. Bu cennah erdoğanizmi o kadar iştahla destekliyordu ki, 2010 yargı referandumunda, imkan olsa mezardakileride çıkartıp oy kullandırsak, demişti.
Sonunda Fetoizim büyük destek verdiği erdoğanizim ile ters düştü ve iktidarı bana, yani fetoizime vereceksin dedi. Tabi ki, erdoğanizim bu talebi kabul etmemiştir.
Sonunda bu hayın cennah ülkenin Kozmik Odasını ele geçirerek, hükümeti kendisine vermek istemiyen erdoğanizime karşı darbe girişiminde bulundu. Fetoizimi düşman olarak tanımlayan erdoğanizim, kendisine yeni „izimler“ bulmak arayışına girdi.
Fetozimin yerini dolduracak birçok fırsatcılar sırada bekliyordu. Bunlardan bazıları „Menzilizim, İsmailağaizim“ gibi tarikat veya cemaatlerin yanında, birde devlet kurumu olan Diyanet İşleri Başkanlığı, yani „Diyanetizim“ vardı.
Erdoğanizim kamuoyunun hasasiyetini bildiği için, menzilizim veya ismaliağaizim gibi tarikat ve cemaatlerin arka planda çalışmalarını yapmalarını isterken, diyanetizimi öne çıkarmıştır. Diynetizim`in başını ise Ali Erbaş, yani erbaşizim çekmektedir. Erbaşizim o kadar ileri gitmeye başladı ki, neredeyse bağlı bulunduğu erdoğanizimin önüne geçti. Yaklaşık 20 milyar TL bütçesi, yüzbinlerce imamı, çalışanı veya yüzlerce vakfı olan erbaşizim çok güçlü bir kurum.
Erbaşizim, ülkenin insanlarını böldüğü yetmiyormuş gibi, sunni olmayan veya müslüman olmayan neredeyse %50 vatandaşın vergilerinden beslenen erbaşizim, şimdide bu milletin parası ile yurt dışında 17 yeni teşkilat kuracakmış. Bunların 11`i müşavirlik, 6`sı ise ateşelikmiş. Erbaşizim, erdoğanizim tarafından imzalanan kararname ile Dakka, Jakarta, Ottava, Budapeşte, Yaounde, Darüsselam, Varşova, Helsinki, Bangkok, Manilave Vagadugu’da Din Hizmetleri Müşavirliği açacakmış. Los Angeles, Sao Paulo, Kudüs, Barselona, Filibe ve Odessa’da ise, Din Hizmetleri Ataşeliği kurulacakmış.
Bu müşavirler ve ateşelerin müslüman olmayan ülkelerde ki misyonları ne olacak? Yoksa erbaşizim hiristiyanları müslüman yapmak içinmi uğraş verecek. Hiçbir artı değeri olmayan Din Ateşeleri yurt dışında kalarak, avantadan yağlı maaşlar alacaklar. Anlıyacağınız erbaşizim yandaşlara yeni imkanlar tanıyacak. Bu müşavirlerin veya müsteşarların her birisi Türk Milleti`ne senelik yaklaşık 70-80 bin Dolara mal olacak. Birde bunlara sekreter ve araç, gerektiğinde koruma verileceğini düşünürsek, kalan hesabı siz yapın.
Ülkenin öğrencileri yurt bulamazken, Diyanet yurt dışına 17 müşavir ve ateşe atayarak, senede yaklaşık 2,5 milyon dolar harcıyacak. Diyanet bununla neyi amaçlıyor, anlamaya çalışıyorum.
Erbaşizimin gerçek amacı, din duygusu yaparak insanları sömürmek ve erdoğanizim`in ayakda kalmasını sağlamaktır. Bunun ise İslam felsefesi ile hiçbir ilgisi bulunmamaktadır.
Bu erbaşizim gibiler, bugün erdoğanizmi desteklerler, fakat erdoğanizmin yıkılacağını gördüklerinde sığınacak yeni limanlar arayacaklardır.
Hanı Bülent Arınç diyorya, “Dindarların gazabından korkmak lazım”, “İşlerine gelmeyen bir şeyle karşılaştıkları zaman ne aslandı ne kaplandı hiç birisini dinlemez bu insanlar.”
Almnaya, Fransa, Hollanda ve başka Avrupa ülkelerde inananların kanını sömüren Diyanet, şimdi de başka ülkelerde ki, iyi niyetli insanların kanını emek için harekete geçmiş.
Erbaşizim bir ekonomik sistem olmayıp, dini duyguları sömürerek saltanatlarını sürdürmek istiyenlerin oluşturduğu din sömürüsüdür.