Bingöl olayları gösterdi ki, gelecek günlerde daha büyük provakasyonlar olacak. Kişiliği, hitabı ve duruşu itibarı ile, örnek bir kişiliğe sahip olan Lütfü Türkkan`ı dahi çileden çıkardılar. Şehit yakını olduğu iddia edilen birisi tarafından, Meral Akşener`e hakaret edilmiştir. Lütfü Türkkan, bu saldırganı yatıştırmak için devreye girmiş ve şahsı hakaret etmemesi yolunda ikna etmeye çalışmıştır.
Ne yazzık ki, Lütfü Türkkan`ın çabaları faydalı olmamış ve kendisinin kişiliğine yakışmayan küfür ağzından çıkmıştır. Keşke Türkkan sinirlerine hakim olabilse, o hakaret edenin ve onu yönlendirenlerin oyununa gelmeseydi.
Akşama kadar şehit ailelerine hakaret eden ve onları ekonomik sıkıntılara mahkum edenler, bir anda şehit ailelerine sahip çıkmaya başladılar. Bingöl valisinin korucuları ve Bingöl halkını İYİ Parti ve genel başkanına karşı protesto yapmaları yönünde çağrı yaptığı iddia ediliyor. İYİ Parti`nın teşkilatlardan sorumlu genel başkan yardımcısı Koray Aydın, söz konusu iddiayı kamuoyu ile paylaştı. Eğer bu iddia doğru ise, devletin çivisi çıkmış demektir.
Eğer bu ülkenin bakanları, valileri ve kaymakamları provakatörleri yönlendiriyor, onlara provakasyonlar nasıl yapılmalı ve kimlere saldırılma direktifleri veriyorlarsa, bu ülkede halen demokrasinin, hukukun veya adaletin var olduğunu söyleyenlere gülüyorum.
Birkaç gün önce yazdım ve dedim ki „oyuna gelmeyin“. Haklı çıktım, çünkü perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. Çubuk ve Rize linç girişimlerinin daha başlangıç olduğunu ve muhalefin iktidar olma taleplerinden vaz geçmelerinin kendileri için hayırlı olacağını söyleyenler, sanırım boşuna söylemediler.
Evet, sonunda korktuğum oldu ve Bingöl`de Lütfü Türkkan`ı oyuna getirdiler. Biliyorlardı ki, Lütfü Türkkan konuşmaları ile Erdoğan ve Bahçeli iktidarını sallıyordu. Onun saf dışı edilmesi gerekiyordu, başardılar da. Lütfü Türkkan`ın hakaret sahibini yatıştırması esnasında, o televizyonlar nasıl kayıt alabildiler, oda sorgulanır.
Eğer Meral Akşener`e hakaretler eden gerçekten şehit yakını olsaydı, önce akrabasının Suriye veya başka bölgelerde neden şehit edildiğini iktidar ve yandaşlarına sorardı. Tabi ki, şuan meydan boş, iktidara hesap soramıyanlar muhalefet liderlerine saldırıyor veya saldırtılıyor.
Aslında hiçbir şehit ailesine saldırmak, hakaret etmek veya şehitler arasında ayrım yapmak kimsenin hakkı değil. Şehit ailelerininde birilerinin oyununa gelmemeleri hem kendilerinin ve hemde şehit olanların saygınlığına gölge düşürmiyecektir.
Ümit ediyorum ki, Millet İtifakı`nın bileşenlerinin liderleri, sözcüleri ve Millet Vekilleri provakasyonlar karşısında daha soğuk kanlı davranırlar ve Lütfü Türkkan gibi oyuna gelmezler.
Düşüne biliyormusunuz, birileri şehit yakınıyım diye Meral Akşener`e hakaret ediyor, onu sakinleştirmek için yalvaran insanın, kendisinden beklenmiyen bir gafı, adamların eline koz veriyor.
Başta AKP genel başkanı olmak üzere, bütün Cumhur İtifakı`nın bileşenleri Meral Akşener ve Lütfü Türkkan`a acımasızca saldırıyorlar. Bunlara verilecek tek cevap var, dönün aynaya bakın, şehitlere kimlerin hakaret ettiklerini görürsünüz.
AKP genel başkanı demiş ki, Lütfü Türkkan`ın Millet Vekilliği iptal edilmeli. Sayın Erdoğan`a sormak gerekmez mi, sen Atatürk`e lanet okuyan Erbaşizmi görevden aldın mi, yoksa halen ondan faydalanıyormusun?
MHP Millet Vekili diyor ki, inşallah Selahattin Demirtaş`ın hapishaneden ölüsü çıkar. Bu nasıl bir aymazlık olabilir ki, birisi daha suçu kesinleşmemiş bir parti liderinin cezaevinde çürümesini ve ölmesini arzu eder. Bunlar duygu sömürmeye devam ederek, tabanlarını korumaya çalışıyorlar. Bu Millet Vekili`ne sormak gerekir, Abdullah Öcalan`ın mektubu okunurken ve Osman Öcalan TRT`de konuşurken, sen kış uykusundamıydın?
Bir daha tekrar ediyorum ve diyorum ki, önümüzde ki günlerde daha ağır hakaretler yapılacak, provakasyonlar olacak ve provakatörler meydanlarda bağıracaklar. Siz siz olun bu provakasyonlara ve provakatörlere karşılık vermeyin ve bunları muhattap almayın.
Otobüsün direksiyonunda bulunan şöförü ve muavini direksiyon kontrolünü kayıp ettiler. Heran otobüsü uçurumdan yuvarlıya bilirler. Önemli olan, o şöför ve muavinini kenara alarak, otobüsün direksiyon hakimiyetini yolculardan biri veya bir kaçının sağlaması.
Eğer otobüsün direksiyonuna muhalefet geçmez ve direksiyon hakimiyetini sağlayamazsa, hepimiz o otobüsün enkazı altında kalacağız.
Gidişat onu gösteriyor.