HDP, Türkiye Cumhuriyet’inin kuruluşundan bugüne kadar ötekileştirilen, inkar edilen  kültür ve inançların, her türlü ayrımcılığa tabi tutulan kadınların ve tüm ezilenlerin oluşturduğu yeni yaşam projesidir.
HDP Çoğulcu , eşitlikçi , cinsiyet özgürlükçü ,ekolojik yaşam projesini hayata geçirmek isteyenlerin kollektif duygu ve düşünce gücüdür. HDP, bu ilkeler işıgında yeni bir demokratik Türkiye iddiasıyla seçim kampanyasını sürdürdü.

Tayip Erdoğan rejiminın Kürt sorununun barışçıl yollarda çözümü konusunda yaşadığı samimiyetsizlik ve Türkiye toplumunda yarattığı kutuplaşma ve tüm yaşamı kendi amaçları doğrultusunda dizayn etme arzusu tüm özgürlükler için ciddi tehdit haline dönüştü. Cumhurbaşkanı konum olarak tarafsız ve bağımsız olması gerekirken, tersine kamu kaynaklarını kullanarak seçim çalışmasını kendi bireysel diktatörlüğünü kurmak için basamak olarak kullandı.

Tayyip Erdoğan’ın kafasındaki diktatöriyal amaçları gerçekleştirmek için seçim boyunca HDP ‘ye ve onun Eşbaşkanlarını hedef tahtasına koyarak hem sözlü saldırı ve hakaretlerde bulunmuş, hem de Kürt halkı ve demokratik güçlere karşı katliamların gelişmesine talimat verdi. Çünkü onu amacından alıkoyacak tek Parti HDP idi. HDP tüm saldırılara karşı ‘seni başkan yaptırmayacağız ‘ şiarı ile adeta toplumu diktatöriyal rejime karşı koruyacak sigorta görevini yaptı.

HDP 7 Haziran 2015 Seçimlerinde %13 oy alarak TC ‘nin tek millet tek dil tek ,inanç zihniyetini ve bu düşüncenin tek adam diktatörlüğünde daha da tehlikeli hale gelmesini barajı aşarak barajlamıştır .

Seçimde elde ettiği yenilgiyi hazmetmeyen Tayyip Erdoğan ve AKP kullandığı IŞİD vasıtası ile Suruç’ ta katliam gerçekleştirerek topluma karşı topyekün savaş başlattı. Seçim Süreci boyunca Kürt sorunu yoktur, barış süreci ve ortak mutabakat yoktur , “Öcalan ile görüşmeler yapılmayacak” diyerek, yeniden savaş kararını verdi. 24 Temmuz’dan beri Güney Kürdistan’da PKK güçlerine yönelik 100’lerce uçakla hava saldırısı gerçekleştirdi. Kürdistan dağları yangın yerine dönüştürüldü.

Tayyip Erdoğan seçimde kaybettiği gücünü yeniden elde etmek için çareyi topluma karşı Topyekün Savaş’ta ararken, HDP  de buna karşı “sana savaş yaptırmayacağız ” şiarı ile muhtemelen Kasım ayı başlarında yapılması planlanan erken seçimde toplumsal barışın ve Kürt sorununun Demokratik yollardan çözülmesinin umudu haline gelmiştir. Türkiye’nin dört bir yanına giden Asker ve Polis cenazelerinde aileler bu yaşanan savaşa karşı itirazlarını geliştirmektedirler. Biz bu kirli savaşın halkların çıkarına değil, Erdogan’ın ve rejimi için verildiğini biliyoruz. Onun için taraf gözetmeksizin feda edilen her canın bizden gittiği bilinci ile toplumu birleştirerek barışın gücünü gösterecegiz.

Çünkü: Halklar Kardeştir! Bu ülke hepimize yeter !

Bunun için Kasımda yapılacak seçimde HDP halklar için Barış, Özgürliük ve Demokrasi umudu  olurken, diktatörün kabusu olmaya devam edecektir.

HDP, Türkiye Cumhuriyet’inin kuruluşundan bugüne kadar ötekileştirilen, inkar edilen  kültür ve inançların, her türlü ayrımcılığa tabi tutulan kadınların ve tüm ezilenlerin oluşturduğu yeni yaşam projesidir.
HDP Çoğulcu , eşitlikçi , cinsiyet özgürlükçü ,ekolojik yaşam projesini hayata geçirmek isteyenlerin kollektif duygu ve düşünce gücüdür. HDP, bu ilkeler işıgında yeni bir demokratik Türkiye iddiasıyla seçim kampanyasını sürdürdü.

Tayip Erdoğan rejiminın Kürt sorununun barışçıl yollarda çözümü konusunda yaşadığı samimiyetsizlik ve Türkiye toplumunda yarattığı kutuplaşma ve tüm yaşamı kendi amaçları doğrultusunda dizayn etme arzusu tüm özgürlükler için ciddi tehdit haline dönüştü. Cumhurbaşkanı konum olarak tarafsız ve bağımsız olması gerekirken, tersine kamu kaynaklarını kullanarak seçim çalışmasını kendi bireysel diktatörlüğünü kurmak için basamak olarak kullandı.

Tayyip Erdoğan’ın kafasındaki diktatöriyal amaçları gerçekleştirmek için seçim boyunca HDP ‘ye ve onun Eşbaşkanlarını hedef tahtasına koyarak hem sözlü saldırı ve hakaretlerde bulunmuş, hem de Kürt halkı ve demokratik güçlere karşı katliamların gelişmesine talimat verdi. Çünkü onu amacından alıkoyacak tek Parti HDP idi. HDP tüm saldırılara karşı ‘seni başkan yaptırmayacağız ‘ şiarı ile adeta toplumu diktatöriyal rejime karşı koruyacak sigorta görevini yaptı.

HDP 7 Haziran 2015 Seçimlerinde %13 oy alarak TC ‘nin tek millet tek dil tek ,inanç zihniyetini ve bu düşüncenin tek adam diktatörlüğünde daha da tehlikeli hale gelmesini barajı aşarak barajlamıştır .

Seçimde elde ettiği yenilgiyi hazmetmeyen Tayyip Erdoğan ve AKP kullandığı IŞİD vasıtası ile Suruç’ ta katliam gerçekleştirerek topluma karşı topyekün savaş başlattı. Seçim Süreci boyunca Kürt sorunu yoktur, barış süreci ve ortak mutabakat yoktur , “Öcalan ile görüşmeler yapılmayacak” diyerek, yeniden savaş kararını verdi. 24 Temmuz’dan beri Güney Kürdistan’da PKK güçlerine yönelik 100’lerce uçakla hava saldırısı gerçekleştirdi. Kürdistan dağları yangın yerine dönüştürüldü.

Tayyip Erdoğan seçimde kaybettiği gücünü yeniden elde etmek için çareyi topluma karşı Topyekün Savaş’ta ararken, HDP  de buna karşı “sana savaş yaptırmayacağız ” şiarı ile muhtemelen Kasım ayı başlarında yapılması planlanan erken seçimde toplumsal barışın ve Kürt sorununun Demokratik yollardan çözülmesinin umudu haline gelmiştir. Türkiye’nin dört bir yanına giden Asker ve Polis cenazelerinde aileler bu yaşanan savaşa karşı itirazlarını geliştirmektedirler. Biz bu kirli savaşın halkların çıkarına değil, Erdogan’ın ve rejimi için verildiğini biliyoruz. Onun için taraf gözetmeksizin feda edilen her canın bizden gittiği bilinci ile toplumu birleştirerek barışın gücünü gösterecegiz.

Çünkü: Halklar Kardeştir! Bu ülke hepimize yeter !

Bunun için Kasımda yapılacak seçimde HDP halklar için Barış, Özgürliük ve Demokrasi umudu  olurken, diktatörün kabusu olmaya devam edecektir.