16.9 C
Hamburg
Pazar, Mayıs 19, 2024

PROF. DR. HAKKI KESKİN :“ YURTDIŞINDA YAŞASAKDA ORADA MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRMELİYİZ”

IMG_6321Almanya Parlanmentosu eskä Milletvekili, Siyasal Bilimci Prof. Dr. Hakkı Keskin, Elbe Express’e konuştu. AKP’nin tek başına iktidarını değerlendiren ve muhalefet partilerinin yanlışlarını sıralayan Keskin “İstifa etmekte çok iyi bir kültürel öğedir.” dedi.

ELBE EXPRESS/ÖZEL RÖPORTAJ

7 Haziran seçimlerinden sonraki 5 aylık süreçte ne değişti AKP yüzde 49 oy aldı?

AKP bütün olanakları kullanarak daha doğrusu Cumhurbaşkanı Erdoğan, koalisyonun kurulmasını engelledi. AKP-CHP yada AKP-MHP koalisyonu mümkündü. Daha sonra bu görevin Kılıçdaroğlu’na verilmesi gerekiyordu. Uygulamada odur. En çok oyu alan parti Davutoğlu hükümeti kuramadığa göre muhalefetin liderine bu yetkinin verilmesi gerekiyordu. Onuda yapmayarak 45 günlük sürenin büyük kısmını bu tür oyalamalarla geçiştirdi. Yani bir hükümetin ortaya çıkmamasını bizzat Cumhurbaşkanı engelledi. Planlı-programlı bir işti. Daha sonra hükümetin kurulamayışı CHP’nin ve MHP’nin engellediği biçiminde kamuoyuna ellerindeki büyük medya araçlarıyla duyurdu. Malesef muhalefet partileri bunu yeterince kamuoyuna açıklayamadı. Böylece halka AKP ve Erdoğan şu söylemle çıktı: Bakın gördünüz, tek parti yönetimi olmayınca sonuç böyle oluyor. Terör artıyor, para değer kaybına uğruyor. Dolayısıyla ne yapıp ne yapın tek partinin mecliste çoğunluğu elde etmesini sağlayın diye strateji yürüttüler. Bu ne yazık ki tuttu.

IMG_6323Muhalefet bundan sonra nasıl bir yol izleyecek?

Ana muhalefet partisi CHP’nin Türkiye’nin içinde bulunduğu son derece ağır, kötü koşullara rağmen. Terör zirve yaptı, ekonomi bozuldu, can güvenliği büyük ölçüde korumasız kaldı, dış politika iflas etti. Tüm bu olaylar karşısında ana muhalefet partisinin çok daha puan kazanması gerekirirdi. Kaç seçimdir yüzde 24-25 civarında bir oy alıyor. Halbuki CHP’nin birinci parti olmaya aday olması ve buna çalışması gerekirdi. Buna çalışılmadı ve başarılamadı. Benim kanımca bir kere başarısız olursun, iki kere, üç kere ama dört ve beşinci başarısızlıktan sonra liderin ve ana kadronun görevi yapamadık deyip, yeni kadrolara yeni bir lidere partinin önünü açmaları gerekiyor. Çünkü tekrar aynı kadroyla devam edilmesinin sonuç getiremeyeceği kanıtlanmıştır.

Aynı şey MHP içinde geçerli. MHP’nin oyları düştü milletvekili 80’dan 40’a düştü. Çok büyük kayba uğradı. Böyle bir liderin o görevde daha fazla kalması son derece yanlış. İstifa etmekte çok iyi bir kültürel öğedir. Bizim yaşadığımız Avrupa ülkelerinde bir lider bırakın bir kaç kere bir seçimde başarısız olunca ertesi gün istifa eder. Bu saygı duyulacak bir tavırdır. Ben Türkiye’deki muhalefet liderleri ve kadrolarından bu yaklaşımın zorunlu olduğu kanısındayım. İnanıyorum ki CHP ve MHP içeresinde titreşimler ve sersenişler çok yoğun bir şekilde gündeme gelecektir.

Yurtdışında AKP’nin aldığı oy oranını nasıl değerlendiriyorsunuz? Almanya’da sol partilere oy verenler Türkiye’de sağ partileri destekliyor. Bu bir çelişki değil mi?

AKP, Almanya’da oyların yüzde 53’ü aldı. Bu vatandaşlar içinden büyük çoğunluğu SPD’ye oylarını verirler. Eğer Türkiye’de CHP buradaki oyların sadece yüzde 15,3’ü alabiliyorsa bu başarısızlığın büyük kanıtıdır. Burada izlenen politika yanlıştır. Seçilen daha doğrusu atamalı kandroların yanlış seçildiği kanıtlanmıştır. Benim kanımca buradaki örnekte ne kadar CHP yönetiminin bu konuda başarısız olduğununun bir başka göstergesidir. Almanya’yı bu konuda tanıyan arkadaşlar bu işe talip oldular. Almanya’da Veli Dernekleri Başkanlığı yapmış, Almanya Türk Toplumunu kuruluşunda yer almış Dr. Ertekin Özcan, bu konuda doktora çalışması var. Bu arkadaşımız Almanya’daki sosyal demokrat arkadaşlar tarafından CHP örgütlenmesinin ilk başkanı oldu. Fakat ne oldu? O zaman bu konuda görevli arkadaş Faruk Loğoğlu tarafından görevlerinden alındılar. Bu insanlar seçimle demokratik yolla bu göreve gelmiş insanların yerine Almanya’yı fazla tanımayan örgütlenme bilgileri eksik kişiler atandı. Sonuçta ortada.

Şair Yılmaz Odabaşı, seçim sonuçlarından sonra Fransa’ya yerleşeceği söyledi. Gerçekten aydın insanın tutumu bu mu olmalı? Bırakıp gitmek mi yoksa kalmak mı?

Ben umutsuzluğa katılmamız çok yanlış olacağı kanısındayım. Biz yılmadan, bıkmadan, kararlılıkla, doğruluğuna inandığımız konularda mücadelemizi sürdürmemiz gerekiyor. Türkiye’nin aydın, cumhuriyetçi, kemalist, laik, demokrat, hukuk devletini, fikir ve basın özgürlüğünü savunan insanlara ihtiyacı var. Bizler nerede bulunuyorsak; Türkiye’deyse Türkiye’de, Yurtdışında yaşasakda orada mücadelemizi sürdürmemiz gerektiği inancındayım.

 

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

PROF. DR. HAKKI KESKİN :“ YURTDIŞINDA YAŞASAKDA ORADA MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRMELİYİZ”

IMG_6321Almanya Parlanmentosu eskä Milletvekili, Siyasal Bilimci Prof. Dr. Hakkı Keskin, Elbe Express’e konuştu. AKP’nin tek başına iktidarını değerlendiren ve muhalefet partilerinin yanlışlarını sıralayan Keskin “İstifa etmekte çok iyi bir kültürel öğedir.” dedi.

ELBE EXPRESS/ÖZEL RÖPORTAJ

7 Haziran seçimlerinden sonraki 5 aylık süreçte ne değişti AKP yüzde 49 oy aldı?

AKP bütün olanakları kullanarak daha doğrusu Cumhurbaşkanı Erdoğan, koalisyonun kurulmasını engelledi. AKP-CHP yada AKP-MHP koalisyonu mümkündü. Daha sonra bu görevin Kılıçdaroğlu’na verilmesi gerekiyordu. Uygulamada odur. En çok oyu alan parti Davutoğlu hükümeti kuramadığa göre muhalefetin liderine bu yetkinin verilmesi gerekiyordu. Onuda yapmayarak 45 günlük sürenin büyük kısmını bu tür oyalamalarla geçiştirdi. Yani bir hükümetin ortaya çıkmamasını bizzat Cumhurbaşkanı engelledi. Planlı-programlı bir işti. Daha sonra hükümetin kurulamayışı CHP’nin ve MHP’nin engellediği biçiminde kamuoyuna ellerindeki büyük medya araçlarıyla duyurdu. Malesef muhalefet partileri bunu yeterince kamuoyuna açıklayamadı. Böylece halka AKP ve Erdoğan şu söylemle çıktı: Bakın gördünüz, tek parti yönetimi olmayınca sonuç böyle oluyor. Terör artıyor, para değer kaybına uğruyor. Dolayısıyla ne yapıp ne yapın tek partinin mecliste çoğunluğu elde etmesini sağlayın diye strateji yürüttüler. Bu ne yazık ki tuttu.

IMG_6323Muhalefet bundan sonra nasıl bir yol izleyecek?

Ana muhalefet partisi CHP’nin Türkiye’nin içinde bulunduğu son derece ağır, kötü koşullara rağmen. Terör zirve yaptı, ekonomi bozuldu, can güvenliği büyük ölçüde korumasız kaldı, dış politika iflas etti. Tüm bu olaylar karşısında ana muhalefet partisinin çok daha puan kazanması gerekirirdi. Kaç seçimdir yüzde 24-25 civarında bir oy alıyor. Halbuki CHP’nin birinci parti olmaya aday olması ve buna çalışması gerekirdi. Buna çalışılmadı ve başarılamadı. Benim kanımca bir kere başarısız olursun, iki kere, üç kere ama dört ve beşinci başarısızlıktan sonra liderin ve ana kadronun görevi yapamadık deyip, yeni kadrolara yeni bir lidere partinin önünü açmaları gerekiyor. Çünkü tekrar aynı kadroyla devam edilmesinin sonuç getiremeyeceği kanıtlanmıştır.

Aynı şey MHP içinde geçerli. MHP’nin oyları düştü milletvekili 80’dan 40’a düştü. Çok büyük kayba uğradı. Böyle bir liderin o görevde daha fazla kalması son derece yanlış. İstifa etmekte çok iyi bir kültürel öğedir. Bizim yaşadığımız Avrupa ülkelerinde bir lider bırakın bir kaç kere bir seçimde başarısız olunca ertesi gün istifa eder. Bu saygı duyulacak bir tavırdır. Ben Türkiye’deki muhalefet liderleri ve kadrolarından bu yaklaşımın zorunlu olduğu kanısındayım. İnanıyorum ki CHP ve MHP içeresinde titreşimler ve sersenişler çok yoğun bir şekilde gündeme gelecektir.

Yurtdışında AKP’nin aldığı oy oranını nasıl değerlendiriyorsunuz? Almanya’da sol partilere oy verenler Türkiye’de sağ partileri destekliyor. Bu bir çelişki değil mi?

AKP, Almanya’da oyların yüzde 53’ü aldı. Bu vatandaşlar içinden büyük çoğunluğu SPD’ye oylarını verirler. Eğer Türkiye’de CHP buradaki oyların sadece yüzde 15,3’ü alabiliyorsa bu başarısızlığın büyük kanıtıdır. Burada izlenen politika yanlıştır. Seçilen daha doğrusu atamalı kandroların yanlış seçildiği kanıtlanmıştır. Benim kanımca buradaki örnekte ne kadar CHP yönetiminin bu konuda başarısız olduğununun bir başka göstergesidir. Almanya’yı bu konuda tanıyan arkadaşlar bu işe talip oldular. Almanya’da Veli Dernekleri Başkanlığı yapmış, Almanya Türk Toplumunu kuruluşunda yer almış Dr. Ertekin Özcan, bu konuda doktora çalışması var. Bu arkadaşımız Almanya’daki sosyal demokrat arkadaşlar tarafından CHP örgütlenmesinin ilk başkanı oldu. Fakat ne oldu? O zaman bu konuda görevli arkadaş Faruk Loğoğlu tarafından görevlerinden alındılar. Bu insanlar seçimle demokratik yolla bu göreve gelmiş insanların yerine Almanya’yı fazla tanımayan örgütlenme bilgileri eksik kişiler atandı. Sonuçta ortada.

Şair Yılmaz Odabaşı, seçim sonuçlarından sonra Fransa’ya yerleşeceği söyledi. Gerçekten aydın insanın tutumu bu mu olmalı? Bırakıp gitmek mi yoksa kalmak mı?

Ben umutsuzluğa katılmamız çok yanlış olacağı kanısındayım. Biz yılmadan, bıkmadan, kararlılıkla, doğruluğuna inandığımız konularda mücadelemizi sürdürmemiz gerekiyor. Türkiye’nin aydın, cumhuriyetçi, kemalist, laik, demokrat, hukuk devletini, fikir ve basın özgürlüğünü savunan insanlara ihtiyacı var. Bizler nerede bulunuyorsak; Türkiye’deyse Türkiye’de, Yurtdışında yaşasakda orada mücadelemizi sürdürmemiz gerektiği inancındayım.

 

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER