Ayasofya ile başlayan Atatürk ve Cumhuriyet Devrimleri aleyhine arka arkaya yapılan açıklamalar bir raslantımı, yoksa gelecek günlerin habercisimi.
Danıştay, Atatürk hükümeti tarafından Ayasofya`nın Müze olması kararnamesini iptal edenden sonra ki gelişmeler, bizleri düşündürmeye başladı. Cumhuriyet düşmanları o kadar ileri gittiler ki, İstanbul sokaklarında Hilafet ve Şeriat çağrıları yapmaya başladılar.
Akit-TV sunucusu, bunun arkasından bir Hilafet gelmeli diyor ve buna devleti yönetenlerden veya Cumhuriyet savcılarından çit çıkmıyor.
Danıştay kararı sonrasında AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı, Atatürk ve hükümeti tarafından alınan kararı „tarihe ihanet ve kanunen yanlış“ olduğunu açıkladı.
24 Temmuz 2020 günü Ayasofya`da kılınan Cuma Namazı`nda Diyanet İşleri Başkanı denen sarıklı ve cübbeli Ali Erbaş, Atatürk ve arkadaşlarına lanet okudu.
26 Temmuz 2020 günü CNN TÜRK`de, Cumhurbaşkanı oğlu olmanın dışında hükümete veya devlete hiçbir sıfatı olmayan Bilal Erdoğan, Atatürk`ün Harf ve Kılık Kıyafet Devrimini eleştirdi.
Hükümete en yakın olan Albayrak Medya Grubu`nun „GERÇEK HAYAT“ denen paçavra dergisi, 27 Temmuz 2020 tarihli sayısının kapağında „Hilafet“ çağrısı ile „Hilafet bayrağını“ kapak yaparak, türkçe, ingilizce ve arapça olarak şu çağırıyı yapmıştır:
„Şimdi değilse ne zaman, sen değilsen kim?“
Bu paçavra derginin kapağını ise, büyük yobazlardan Abdurrahman Dilipak Sosyal Medya`da paylaşmıştır.
Şimdi soruyorum, bütün bunlar bir birinden habersiz yapılan çağrılar, beyanlar veya girişimlermidir? Hayır, bunlar bir merkezden parça parça piyasiye sürülmekte ve halkın tepkisi ölçülmektedir.
Bu beyanlar gelecek günlerin habercisidir.
Eğer bu gibi söylemler ve ihanetler karşısında Cumhuriyet savcıları, halen kaldıysa, kararlı tavır koymaz ve laik Cumhuriyet`e halk sahip çıkmazsa, bilmelisiniz ki, yakın zamanda bir Hilafet ayaklanması olacaktır.
Eğer Cumhurbaşkanı Atatürk`ün aldığı karara ihanet diyorsa,
eğer Cumhurbaşkanı oğlu olmanın dışında hiçbir vasfı olmayan Bilal Erdoğan harf ve kılık kıyafet devrimini eleştiriyorsa,
eğer Diyanet İşleri Başkanı olduğu bilinen sarıklı Atatürk`e lanet okuyorsa,
eğer Albayrak Medya Grubu`nun dergisi Hilafet çağrısı yapıyor ve diyorsa ki, „şimdi değilse ne zaman, sen değilsen kim“ sorusunu soruyorsa, bu hilafet ayaklanması çağrısı değilse başka ne olabilir.
Adamlar diyor ki, şuan tam zamanı, bu fırsat bir daha elimize geçmez ve sen yapmazsan kim yapacak diye soruyor. Sen dedikleri kim, onun kim olduğunu sanırım hepimiz biliyoruz.
O zaman bizlere düşen görev nedir?
O görevi Mustafa Kemal Atatürk Gençliğe Hitabesi`nde belirtmiş:
Birinci vazifen, Türk istiklalini, Türk Cumhuriyeti`ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.