3.7 C
Hamburg
Salı, Şubat 27, 2024

Korku Kültürü

ali erdoganKorku, esasında bütün canlıların kendisini  koruma hissidir. Bundan dolayı hepimizde korku hissi vardır ve  bu da doğaldır. Ama insanlar maalesef kendileri için geliștirdiği çoğu kendine yararlı olan bıçak  gibi aygıtları veya  para gibi ticari  ișlerini kolaylaștırmak için kağıt parçasını veya enerji için Atom hücresini, temelli kendine zararlı olarakta kullanmıștır.

İște temel hislerimizden olup, bizi ölümden koruyan korku hissimizi bile kendilerine karșı kullanmıșlardır; yani bir Koruma yerine Korku kültürü yaratmıșlardır.

 

Toplum olarak hem ailemizde hem okulda Korku Kültürüyle büyütülüyoruz. Bizim toplumumuzda korku, eğitim ve disiplin sağlamanın en yaygın yöntemi. Korkuyla çocukluğumuzda tanışırız:  “Çabuk yat, yoksa öcüler gelir.”den tutun da “Akşam baban gelsin, görürsün sen!”e kadar türlü, çeşitli tehditlerle büyütülürüz.

Bizde disiplin korkuyla sağlanır.

Korkuyla disiplin sağlama sadece aile ya da okulla sınırlı da değil. Bugün iş yerlerinde çalışanları “korku salarak” yönetmek en yaygın yönetim biçimi.

Korku duygusuyla hareket ettiğimiz zaman, korktuğumuz “şeyden” başka bir şey düşünemez hale geliriz. Akıl ve irademizi kullanamayız. Doğru düşünme yeteneğimiz  yok olur.

Türlü savunma mekanizmaları yaratarak korkularımızı unutmak için o işi yapmamak, o ortamda bulunmamak için bahaneler buluruz.

Pozitif enerjimizi, şevkimizi, heyecanımızı kaybederiz.

Korku, yaptığımız işi, muhatap olduğumuz insanları, bulunduğumuz ortamı sevmemizi engeller. Korktuğumuz şeylere karşı ne saygı ne sevgi duyarız.

Korku uyumu da engeller iletişimi de. Bu hem özel ilişkilerimizde hem iş ilişkilerimizde geçerlidir. Korku, saygı telkin etmeyeceği gibi insanların birbirlerine güvenmelerini ve “birlikte” hareket etmelerini (iş birliğini) engeller.

Korkarsak kendimize ve çevremize güven duyamayız. Güvenin olmadığı yerde birleşme değil içe kapanma ve yalnızlaşma olur.

Korku kültürünün egemen olduğu toplumlarda gerçeğe saygı yoktur ve can hiç mi hiç önemsenmez, bilimsel düșünce gelișemez ve hayatlar ancak „mıș“ gibi yașanır.

Ben korkmayanlardan korkuyorum, korkudan korkmuyorum. Sizler de yaşamınız boyunca korku hissimizin  koruyucu olduğundan emin olunuz, siz de kendi korku hissinizden korkmayınız.

 

Korkusuz bir hayat dileğimle !..

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

Korku Kültürü

ali erdoganKorku, esasında bütün canlıların kendisini  koruma hissidir. Bundan dolayı hepimizde korku hissi vardır ve  bu da doğaldır. Ama insanlar maalesef kendileri için geliștirdiği çoğu kendine yararlı olan bıçak  gibi aygıtları veya  para gibi ticari  ișlerini kolaylaștırmak için kağıt parçasını veya enerji için Atom hücresini, temelli kendine zararlı olarakta kullanmıștır.

İște temel hislerimizden olup, bizi ölümden koruyan korku hissimizi bile kendilerine karșı kullanmıșlardır; yani bir Koruma yerine Korku kültürü yaratmıșlardır.

 

Toplum olarak hem ailemizde hem okulda Korku Kültürüyle büyütülüyoruz. Bizim toplumumuzda korku, eğitim ve disiplin sağlamanın en yaygın yöntemi. Korkuyla çocukluğumuzda tanışırız:  “Çabuk yat, yoksa öcüler gelir.”den tutun da “Akşam baban gelsin, görürsün sen!”e kadar türlü, çeşitli tehditlerle büyütülürüz.

Bizde disiplin korkuyla sağlanır.

Korkuyla disiplin sağlama sadece aile ya da okulla sınırlı da değil. Bugün iş yerlerinde çalışanları “korku salarak” yönetmek en yaygın yönetim biçimi.

Korku duygusuyla hareket ettiğimiz zaman, korktuğumuz “şeyden” başka bir şey düşünemez hale geliriz. Akıl ve irademizi kullanamayız. Doğru düşünme yeteneğimiz  yok olur.

Türlü savunma mekanizmaları yaratarak korkularımızı unutmak için o işi yapmamak, o ortamda bulunmamak için bahaneler buluruz.

Pozitif enerjimizi, şevkimizi, heyecanımızı kaybederiz.

Korku, yaptığımız işi, muhatap olduğumuz insanları, bulunduğumuz ortamı sevmemizi engeller. Korktuğumuz şeylere karşı ne saygı ne sevgi duyarız.

Korku uyumu da engeller iletişimi de. Bu hem özel ilişkilerimizde hem iş ilişkilerimizde geçerlidir. Korku, saygı telkin etmeyeceği gibi insanların birbirlerine güvenmelerini ve “birlikte” hareket etmelerini (iş birliğini) engeller.

Korkarsak kendimize ve çevremize güven duyamayız. Güvenin olmadığı yerde birleşme değil içe kapanma ve yalnızlaşma olur.

Korku kültürünün egemen olduğu toplumlarda gerçeğe saygı yoktur ve can hiç mi hiç önemsenmez, bilimsel düșünce gelișemez ve hayatlar ancak „mıș“ gibi yașanır.

Ben korkmayanlardan korkuyorum, korkudan korkmuyorum. Sizler de yaşamınız boyunca korku hissimizin  koruyucu olduğundan emin olunuz, siz de kendi korku hissinizden korkmayınız.

 

Korkusuz bir hayat dileğimle !..

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER