22.9 C
Hamburg
Çarşamba, Mayıs 15, 2024

HAMBURG’DA TÜRK HAMAMI

ataol-behramoglu     Hamburg ve hamam sözcükleri arasındaki bağlantıyı yazımın başlığını ekranda  görünce fark ettim…

Her iki sözcüğün ilk üç harfi aynı…

Hamburg Türk hamamının yaratıcısı, değerli dostum Coşkun Coştur bu benzerliğin farkında mıydı, bilmem.

Fakat konuyu en baştan alalım…

Hamburg Atatürkçü  Düşünce Derneği Başkanı olduğunu söyleyen telefondaki ses beni Hamburg’da bir söyleşiye çağırıyordu.

Buraya kadar herhangi bir olağan dışılık yoktu.

Fakat Hamburg hamamından telefon ettiğini söylediğinde şaşırdığımı gizleyemem.

Atatürkçü Düşünce Derneği, Hamburg ve hamam sözcükleri bir arada doğrusu tuhafıma gitmişti…

Fakat Hamburg  ADD Başkanı ve “Hamam Hafen”in yaratıcısı Coşkun Coştur’la tanışıp bu kente armağan ettiği Türk Hamamını ve bitişiğindeki restoranı gördüğümde şaşkınlığım hayranlığa dönüşecekti…

 

***

Yaşam herkes için olmasa bile bazılarımız için bir mucizedir kuşkusuz.

Coşkun Coştur, yaşamı mucizeye dönüştürmeyi başarmış bir mucize insan.

Giresun lu köy kökenli bir ailenin çocuğu.

Devrimci akımlarının hem de en belalılarından biriyle çocuk denecek yaşlarda tanışmış.

Babası oğlunu ölümlerden kurtarmak için  çareyi onu yurt dışına uçurmakta bulmuş.

Orada da boş durmayan Coşkun Coştur teknisyen-işçi olarak  çalıştığı fabrikada işçi temsilcisi ve sendika önderi olmuş.

Sonra iş dünyasına atılarak Hamburg’daki ilk Türk hamamını kurmuş.

Bir zaman sonra Hamburg eyaletinin en başarılı girişimcisi ödülünü kazanmış.

Bunu, Hamburg limanın üstünde, “Seewartenstraße 10”  adresindeki bir hastaneyi, sadece Hamburg ya da Almanya’nın değil, Avrupa’nın en büyük Türk hamamına ve bitişiğindeki restoran çevirme başarısı izlemiş…

Hamamda ve restoranda abartıya kaçmayan bir Doğu kültürüyle Batılı bir  zevk ve inceliğin birlikteliğini duyumsuyorsunuz.

Coşkun Coştur’la, ,görünümüyle olduğu kadar zekâsıyla da pırıl pırıl, şu anda ellinci yaşını sürmekte olan bu genç adamla hamam-restoran’ın girişindeki koltuklara oturmuş “ne olacak şu bizim memleketin hali” sohbetindeyken, hamama ve restorana gelen müşterilerin çoğu Almanlardı…

Hamam Hafen’in  Hamburg eyaletinin yüz turistik kuruluşu arasında yer alması ve Coşkun Coştur’un bu yılın Ocak ayında Hamburg Ticaret Odası Yönetim Kuruluna seçilen ilk Türk oluşu rastlantı değil.

 

***

Hafen Almanca liman demek. Elbe nehrinin kaynağından 115 kilometre sonra Kuzey Deniziyle buluştuğu bölgede Almanya’nın en geniş limanını oluşturan Hamburg limanı  bu ülkenin “dünyaya giriş kapısı” olarak adlandırılıyor…

Liman kentleri şiirlerde, filmlerde, romanlarda, gerçek yaşamda, oldum olası beni heyecanlandırmıştır…

Jacques Brel’in “Amsterdam Limanında”sını, uyak ve ölçü dizgesini(prozodi) tutturabilmek için şarkıyı kulaklıkla defalarca dinlerken çevirdiğimi unutamam…

Bu limanı ve Hamburg limanını 80’lerdeki sürgünlük yıllarımda gezip görmüştüm…

Hamburg’a, sürgünlük yaşamını orada geçirmekte olan sevgili Dursun Akçamı ziyarete gitmiştim…

Bu gün ise bu kent, artık bir kardeş yakınlığında olduğumuz Coşkun Coştur’un ve Hamburg ADD üyesi başkaca dostların yaşadığı yer olarak, yurt dışında en iyi tanıdığım ve en çok sevdiğim kentlerden biri oldu…

Bir  Portekizlinin işlettiği balık lokantasında balık çorbası içmek Hamburg’un benim için vazgeçilmezliğinin nedenlerinden biri ise, bir öteki, klasikten moderne dünya resim sanatının çok seçkin başyapıtlarının bulunduğu Hamburg Sanat Müzesinde bu kente yine her gidişimde saatlerce vakit geçirebilmek şansına sahip oluşumdur…

 

 

 

 

 

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

HAMBURG’DA TÜRK HAMAMI

ataol-behramoglu     Hamburg ve hamam sözcükleri arasındaki bağlantıyı yazımın başlığını ekranda  görünce fark ettim…

Her iki sözcüğün ilk üç harfi aynı…

Hamburg Türk hamamının yaratıcısı, değerli dostum Coşkun Coştur bu benzerliğin farkında mıydı, bilmem.

Fakat konuyu en baştan alalım…

Hamburg Atatürkçü  Düşünce Derneği Başkanı olduğunu söyleyen telefondaki ses beni Hamburg’da bir söyleşiye çağırıyordu.

Buraya kadar herhangi bir olağan dışılık yoktu.

Fakat Hamburg hamamından telefon ettiğini söylediğinde şaşırdığımı gizleyemem.

Atatürkçü Düşünce Derneği, Hamburg ve hamam sözcükleri bir arada doğrusu tuhafıma gitmişti…

Fakat Hamburg  ADD Başkanı ve “Hamam Hafen”in yaratıcısı Coşkun Coştur’la tanışıp bu kente armağan ettiği Türk Hamamını ve bitişiğindeki restoranı gördüğümde şaşkınlığım hayranlığa dönüşecekti…

 

***

Yaşam herkes için olmasa bile bazılarımız için bir mucizedir kuşkusuz.

Coşkun Coştur, yaşamı mucizeye dönüştürmeyi başarmış bir mucize insan.

Giresun lu köy kökenli bir ailenin çocuğu.

Devrimci akımlarının hem de en belalılarından biriyle çocuk denecek yaşlarda tanışmış.

Babası oğlunu ölümlerden kurtarmak için  çareyi onu yurt dışına uçurmakta bulmuş.

Orada da boş durmayan Coşkun Coştur teknisyen-işçi olarak  çalıştığı fabrikada işçi temsilcisi ve sendika önderi olmuş.

Sonra iş dünyasına atılarak Hamburg’daki ilk Türk hamamını kurmuş.

Bir zaman sonra Hamburg eyaletinin en başarılı girişimcisi ödülünü kazanmış.

Bunu, Hamburg limanın üstünde, “Seewartenstraße 10”  adresindeki bir hastaneyi, sadece Hamburg ya da Almanya’nın değil, Avrupa’nın en büyük Türk hamamına ve bitişiğindeki restoran çevirme başarısı izlemiş…

Hamamda ve restoranda abartıya kaçmayan bir Doğu kültürüyle Batılı bir  zevk ve inceliğin birlikteliğini duyumsuyorsunuz.

Coşkun Coştur’la, ,görünümüyle olduğu kadar zekâsıyla da pırıl pırıl, şu anda ellinci yaşını sürmekte olan bu genç adamla hamam-restoran’ın girişindeki koltuklara oturmuş “ne olacak şu bizim memleketin hali” sohbetindeyken, hamama ve restorana gelen müşterilerin çoğu Almanlardı…

Hamam Hafen’in  Hamburg eyaletinin yüz turistik kuruluşu arasında yer alması ve Coşkun Coştur’un bu yılın Ocak ayında Hamburg Ticaret Odası Yönetim Kuruluna seçilen ilk Türk oluşu rastlantı değil.

 

***

Hafen Almanca liman demek. Elbe nehrinin kaynağından 115 kilometre sonra Kuzey Deniziyle buluştuğu bölgede Almanya’nın en geniş limanını oluşturan Hamburg limanı  bu ülkenin “dünyaya giriş kapısı” olarak adlandırılıyor…

Liman kentleri şiirlerde, filmlerde, romanlarda, gerçek yaşamda, oldum olası beni heyecanlandırmıştır…

Jacques Brel’in “Amsterdam Limanında”sını, uyak ve ölçü dizgesini(prozodi) tutturabilmek için şarkıyı kulaklıkla defalarca dinlerken çevirdiğimi unutamam…

Bu limanı ve Hamburg limanını 80’lerdeki sürgünlük yıllarımda gezip görmüştüm…

Hamburg’a, sürgünlük yaşamını orada geçirmekte olan sevgili Dursun Akçamı ziyarete gitmiştim…

Bu gün ise bu kent, artık bir kardeş yakınlığında olduğumuz Coşkun Coştur’un ve Hamburg ADD üyesi başkaca dostların yaşadığı yer olarak, yurt dışında en iyi tanıdığım ve en çok sevdiğim kentlerden biri oldu…

Bir  Portekizlinin işlettiği balık lokantasında balık çorbası içmek Hamburg’un benim için vazgeçilmezliğinin nedenlerinden biri ise, bir öteki, klasikten moderne dünya resim sanatının çok seçkin başyapıtlarının bulunduğu Hamburg Sanat Müzesinde bu kente yine her gidişimde saatlerce vakit geçirebilmek şansına sahip oluşumdur…

 

 

 

 

 

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER