Demokrasi sözünün etimolojik kökeni “demos” (halk) ve “kratos” (egemenlik) kelimelerine dayalıdır. Kısaca Demokrasi, halkın egemenliği demektir. Demokraside egemenliğin gerçek sahibi “birey” ve nihayetinde, bir devlet sınırları içerisinde yaşayan “halk”tır.
Bütün dünyanın kabul ettiği demokrasi şu şekilde tarif edilmektedir:
„Demokrasi, tüm üye veya vatandaşların, organizasyon veya devlet politikasını şekillendirmede eşit hakka sahip olduğu bir yönetim biçimidir“.
Demokrasinin kısa tarifi ülkede yaşayan kurumların ve bireylerin söz sahibi olduğu, hukukun üstünlüğünü kabul eden yönetim sistemidir.
Dünyanın çok az ülkesinde, yukarıda tarif edilen demokrasi uygulanmaktadır. Bu ülkeler Avrupa`nın köklü ülkeleri ve iskandinav ülkeleridir.
Bizde ise halkın ve kurumların söz sahibi olduğu demokrasi değil, BİRİSİNİN emir ve komuta ettiği „Türk Tipi Demokrasi“, yani tek adamın emir ve komuta ettiği ucube bir yönetimdir.
Türk Tipi Demokrasi nedir onu biraz açalım.
Örneğin, bizim demokraside bir heykeltraşın yaptığı eser, birisinin ucube olarak tanımlaması sonunda yıkılır.
Örneğin, Anayasa Mahkemesi tarafından verilen karar, ülkeyi yöneten tarafından yok hükmünde sayılır.
Örneğin, Anayasa Mahkemesi, hükümet tarafından çıkartılan bireyin hakkını sınırlayan yasayı iptal ederse, Anayasa Mahkemesi Başkanı`na sen kimsin ki, bizim çıkarttığımız yasayı iptal ediyorsun denir.
Örneğin, Anayasa Mahkemesi Başkanı, hükümetin icraati hakkında olumsuz görüş bildirirse, sen kimsin ki, bizi eleştiriyorsun. Eğer politika yapmak istiyorsun, cübbeni çıkar ve siyaset yap denir.
Örneğin, Sivil Toplum Kuruluşları hiçbir zaman hükümetin icraatlerini eleştiremez.
Örneğin, Barolar, Türk Tabipler Birliği veya başka STK hükümet veya ortağı tarafından terör örgütleri olarak tanımlanır.
Örneğin, Üniversite rektörlerini ve dekanları hükümetin başı seçer.
Örneğin, Muhalefet tarafından hükümet eleştirilemez veya muhaliflerin önerileri dikkate alınmaz.
Örneğin, basın ve yayın bir havuz içerisinde toplanır, muhalif gazeteler, televizyonlar yasaklanır ve sorumlular tutuklanır.
Örneğin, devlet yönetiminde hiçbir söz hakkı olmayan Cumhurbaşkanı çocukları, valiler tarafından resmi törenle karşılanır.
Örneğin, Tarikat veya Cemaat liderlerini Cumhurbaşkanı ziyaret eder ve onların emir ve dileklerini dinler.
Örneğin, Türkiye Cumhuriyeti`ni kuran lidere hakaret etmek serbesttir, fakat günümüz cumhurbaşkanını eleştirmek suçtur.
Örneğin, halkın Cumhurbaşkanı Sarayı önünden yaya olarak dahi geçmesi yasaktır.
Örneğin, halkın çoğunluğu tarafından seçilen Büyük Şehir Belediye Başkanı, hükümet tarafından tanınmaz ve devlet yardımı alamaz.
Örneğin, Enis Berberoğlu`nun Millet Vekili dokunulmazlığı hukuka aykırı olarak kaldırılır ve hapis edilir.
Örneğin, Anayasa Mahkemesi, Enis Berberoğlu`nun hakkı gasp edilmiş diye oybirliği ile karar verir, fakat hükümet için yok hükmünde sayılır.
Örneğin, seni Cumhurbaşkanı yaptırmıyacağız dediği için, Selahattin Demirtaş senelerdir hapisde esir olarak tutulur.
İşte ileri demokrasi dediğin bu olsa gerek.