Osmanlı toprakları emperyalistler tarafından işgal edilmiş, İstanbul`un idaresi ingilizlere devredilmiştir. Emperyalizme boyun eğmeyen, aynı şekilde Osmanlı subayları olan Mustafa Kemal Paşa ve arkadaşları Anadolu`ya geçerek, isyan ateşini yakmışlardır.
Samsun, Havza, Amasya, Erzurum ve Sivas Kongreleri sonunda Ankara`da toplanmış ve Büyük Millet Meclisi`ni kurmuşlardır. İngilizlere teslim olmuş Vahdettin ve onun yüzsüz Şehülislamı Ankara hükümetini hain ilan etmişlerdi.
Zor koşullarda yoktan var edilmiş bir ordu, olmayan cephane üretilmiş ve ordu çok çeşitli kumaşlardan dikilen askeri elbiseler ile giydirilmiş ve Yunan işgaline karşı direnme kararı almışlardır.
Birçok hainın söylediklerinin aksine, Mustafa Kemal Paşa başda olmak üzere, birçok yurtseverin başlattığı Kurtuluş ve Bağımsızlık Savaşı zafer ile sonuçlanmıştır. Kurtuluş Savaşı zaferini kabullenemiyen ingiliz uşakları, her ortamda Atatürk ve onun başarılarını gölgelemek istemişler ve işlemeye devam etmektedirler.
Son zamanlarda içeride ve dışarıda başarısızlıklarını örtebilmek için, başta Uluslar Arası Anlaşmalar olmak üzere, birçok anlamsız kararlar almaya başladılar.
İstanbul Sözleşmesi bir adamın aldığı karar ile iptal edilmiştir. Herne kadar hukukcular, bu kararın geçersiz olduğunu söyleselerde, yobaz sürüleri sevinç çığlıkları atmaktadırlar.
Yobazlar İstanbul Sözleşmesi`nin iptali yetmez, Hilafet geri gelmeli diyorlar.
Yalnız yobazlar mı, hayır kendisi Anayasa Profösörü olan ve aynı zamanda Atatürk`ün koltuğunda oturan Meclis Başkanı diyor ki, Cumhurbaşkanı isterse
Montrö Boğazlar Anlaşması,
Lozan Anlaşması,
NATO ve Birleşmiş Milletler Üyeliği,
Avrupa Konseyi Üyeliği,
veya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi üyeliğinden, Cumhurbaşkanı kararı ile çıkılabileceğini söylüyor. Bu nasıl bir Anayasa Profösörü olmalı ki, Anayasa ve Meclisi saf dışı yaparak, yalnız tek adamın Türkiye Cumhuriyeti`nin geleceğini şekillendirebileceğini söyleme cesaretini kendisinde bulabiliyor?
Türkiye Cumhuriyeti`nin, Uluslar Arası Anlaşmalar ile kazanmış olduğu hakları, kendini bilmezler tarafından tartışmaya açılıyor. Hanı birileri Lozan ve 12 adaları tartışmaya açmıştıya, sonunda Yunanistan 18 adamızı işgal etti.
Eğer TBMM Başkanı, Cumhurbaşkanı bütün anlaşmaları tek imza ile iptal edebilir diyorsa, bu adamın çıldırmış olması gerekir. Demek ki, bu adam 83 milyon vatandaşımızı temsil eden TBMM`nin başkanı değil, birilerinin kuludur.
Eğer Cumhurbaşkanı bütün anlaşmaları iptal edebilecek kadar yetkiye sahip ise, korkarım ki, kısa zaman sonra TBMM`de kapatabilir.
Eğer Cumhurbaşkanı, Uluslar Arası bütün anlaşmalarını iptal edebilecek güce sahip ise, yakında başta CHP, İP, HDP ve diğer muhalefet partilarını kapata bilir. Hanı demiştiye, „milli muhalefet kurmakda bize nasip olacak“.
Ümit ederim ki, ülkeyi yönetenler çıldırarak, çok tehlikeli kararlar almaya teşebbüs etmezler. Yakın tarihimizde çıldıran liderlerin aldığı çılgın kararlar insanlığa ve kendi halkına büyük bedeller ödetmiştir.
Bird aha soruyorum, çıldırıyormuyuz?
