3.7 C
Hamburg
Salı, Şubat 27, 2024

Göçün 60. Yılında Türkçe Direniyor, Ya Biz!

„Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) verilerine göre dünyada her iki haftada bir dil, içinde geliştiği entellektüel ve kültürel ortamla birlikte yok oluyor.“

AB Türklerinin anadili Türkçenin yaşatılması için istemleri güncelliğini sürekli koruyor. Bunlar somut ve kesindir ama aşağıda  sunulan sayılar tahminidir, çünkü bu alanlarda kesin bilgiye ulaşılacak gözden geçirilen araştırmalar yetersizdir. Yaklaşık sayılar ve oranlar birçok yayında, internet ortamında bulunmaktadır. Onların yine yaklaşık bir ortalaması alındığında elde edilen veriler kullanılmıştır. AB içinde yaklaşık 5 milyon Türk insanı yaşıyor. Bu insanların neredeyse yarısı  uyruk olarak yaşadıkları ülkelerin yuttaşları olmuşlardır. Kökenleri Türkiye olmakla birlikte, yarım yüz  yıl önce doğanlar Türk toplumunun  çok büyük bölümünü oluşturuyorlar. Bunların önemli bölümü ne yaşadıkları ülkelerin dillerini, ne de anadilleri Türkçeyi yeterli düzeyde konuşup, yazabiliyorlar. Diğer bölümünün bulundukları ülkenin diline egemen oldukları düşünülüyor.

Okullardaki öğrencilerin yüzde 20´si diplomasız, yüzde 40´ı ilkokul diplomalı, yüzde 30´u ortaokul ve yaklaşık yüzde 10´nu lise diplaması olarak yüksek okullara girme olanağını kazanıyorlar. Anadilleri Türkçeyi öğrenen, doğru konuşup, yazabilenlerin oranı oldukça az tahmin ediliyor. Okullardaki Türkçe derslerine katılımın yüzde 40´lardan yözde 20´lere düştüğü belirtiliyor kimi yetkililerce.   

Türklerin Almanya´ya Göçü 1961 yılında başladı. O yıl doğan Almanya Türkü 60 yaşında. Ama Türkçe anadili istemimiz hep genç kaldı. O dönemdeki istemler, bugünkü istemlerimizle birebir örtüşüyor. Kısaca bu istemlerimiz: Almanca okul dili, Türkçe anadili, artı bir yabancı dili öğrensin çocuklarımız dedik, diyoruz. Daha olumsuzu gelecek kuşakların  da aynı istemleri dillendirecek olmaları değil, dillendirebilemiyecek olmalarıdır. Türkçe Anadil bilinci yok olunca Türk insanı da yok olacaktır. Bir toplumun ulusal varlık nedeni, onun konuştuğu, duyduğu, yazdığı, okuduğu, geliştirdiği anadilidir. Türkiye´deki Türkçeye karşı yabanıl otlar gibi hoyrat  olan  „dil urları“ bir başka ivedi çözüm bekleyen sorunumuzdur, o bir başka  yazının konusudur.  

Konumuzu yukarıdaki  verilerin ışığında değerlendirirsek, okullarda Türkçe anadilinin öğretilmesi Türkiye´yle birlikte Almanya devletinden istenecektir, onların da çok önemli görevi ve sorumluluğu vardır. Ancak anadilimize sahip çıkmak, onun çocuklarımıza öğretilmesi en başta bizim görevimiz ve sorumluluğumuzdadır. Almanya öğretmek istemese dahi bizim Türkçe anadilimizi mutlaka çocuklarımıza öğretmemiz gerekir ki onlar bizim çocuklarımız olarak kalabilsinler. Türkçe bilmeyen çocuk Türk çocuğu nasıl olsun! Anadilini bilmeyen çocuk, Türk kültürünün tüm boyutlarından yoksun kalır. Onu bilgi olarak öğrense bile  başka bir dille, o kültürü içselleştirilip, özümleyemez. O kültür özlü  düşünemez, yeni bir şey üretemez. Zihinsel çağrışımlar süreci biter, yeni ilişkiler geliştirip, bağlantılar kurarak  yaratamaz. Hatta doğru inanamaz.Gerçek yaşama  yoz, kısır, basit, yapay, iğreti kalır. Sürekli mutsuzluktur onu bekleyen çünkü beyin açlığını gideremez. Güzeli, doğruyu, iyiyi içselleştirip duyumsayamaz. Anadili bilmeyen insan sığınmacı gibidir, ürkektir, aşağılık duygusundan arınamaz, kişiliği tam oluşamaz. Anadili sevgidir, inançtır; anadili bilinçtir. Eksikli doğan insanın son tamlayanı  anadilidir. Anadilini bilmeyen sürekli yitik Ben´ini arar. Anadili bilmeyen yetkin insan değil yoksun insandır.

Böyle insanlardan oluşan toplum, yoz, sığ, yapay toplumdur. Bu insanlar da kişisel dinginlik yoktur, toplumsal huzur bozuktur. Yerele kök salamaz, evrensele dal uzatamaz.Kendi kendine ya dövünür , ya övünür; ancak sağlıklı bir gelişim gösteremez.

Anadili zihnin, beynin, düşünmenin ana sütüdür. Nasıl ki ana sütü bebeği besler ve korursa, anadili de çocuğun zihnini besler, geliştirir ve korur, onu insan yapar.

İşte bu gerçeklerden dolayı anadilimiz Türkçenin gelecek kuşaklara öğretilmesi, kişisel olduğu kadar toplumsal  olarak da varlık nedenimizdir. Anadili bir toplumun varolması, geleceği olmasıdır. Tarih yok olan anadillerle birlikte yiten toplumlarla ve eriyen uluslarla doludur.

İlk doğan göçmen çocukları bugün 60 yaşında yetişkinlerdir ama anadil istemlerimiz çocuk yaştadır, büyümemiş, gelişmemiştir. Anadiller gününde ilgili kişilerin, örgütlerimizin istemlerinin yarım yüz yıl önceki istemlerimizle özdeş olması yetersizliğimizin göstergesidir.

Nedir özet olarak güncel istemlerimiz: Almanca  öğrenim dili, Türkçe anadili, bir de yabancı dil öğrenmelerini istiyoruz çocuklarımızın. Üstelik önceki dönemlerde elde edilen kazanımlarımız  nicel yönden azalmış, nitel yönden zayıflamıştır. Ana-babalar, eğitimciler, resmi kurumlar, kuruluşlar olarak, bu istemlerin en yaygın biçimiye ve içeriğiyle yetkin uygulanmasını yüksek sesle dillendirmeliyiz; tüm olanaklardan  yararlanarak Anadilimiz Türkçeyí çocuklarımızın öğrenmelerini sağlamalıyız.Diren Türkçem.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

Göçün 60. Yılında Türkçe Direniyor, Ya Biz!

„Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) verilerine göre dünyada her iki haftada bir dil, içinde geliştiği entellektüel ve kültürel ortamla birlikte yok oluyor.“

AB Türklerinin anadili Türkçenin yaşatılması için istemleri güncelliğini sürekli koruyor. Bunlar somut ve kesindir ama aşağıda  sunulan sayılar tahminidir, çünkü bu alanlarda kesin bilgiye ulaşılacak gözden geçirilen araştırmalar yetersizdir. Yaklaşık sayılar ve oranlar birçok yayında, internet ortamında bulunmaktadır. Onların yine yaklaşık bir ortalaması alındığında elde edilen veriler kullanılmıştır. AB içinde yaklaşık 5 milyon Türk insanı yaşıyor. Bu insanların neredeyse yarısı  uyruk olarak yaşadıkları ülkelerin yuttaşları olmuşlardır. Kökenleri Türkiye olmakla birlikte, yarım yüz  yıl önce doğanlar Türk toplumunun  çok büyük bölümünü oluşturuyorlar. Bunların önemli bölümü ne yaşadıkları ülkelerin dillerini, ne de anadilleri Türkçeyi yeterli düzeyde konuşup, yazabiliyorlar. Diğer bölümünün bulundukları ülkenin diline egemen oldukları düşünülüyor.

Okullardaki öğrencilerin yüzde 20´si diplomasız, yüzde 40´ı ilkokul diplomalı, yüzde 30´u ortaokul ve yaklaşık yüzde 10´nu lise diplaması olarak yüksek okullara girme olanağını kazanıyorlar. Anadilleri Türkçeyi öğrenen, doğru konuşup, yazabilenlerin oranı oldukça az tahmin ediliyor. Okullardaki Türkçe derslerine katılımın yüzde 40´lardan yözde 20´lere düştüğü belirtiliyor kimi yetkililerce.   

Türklerin Almanya´ya Göçü 1961 yılında başladı. O yıl doğan Almanya Türkü 60 yaşında. Ama Türkçe anadili istemimiz hep genç kaldı. O dönemdeki istemler, bugünkü istemlerimizle birebir örtüşüyor. Kısaca bu istemlerimiz: Almanca okul dili, Türkçe anadili, artı bir yabancı dili öğrensin çocuklarımız dedik, diyoruz. Daha olumsuzu gelecek kuşakların  da aynı istemleri dillendirecek olmaları değil, dillendirebilemiyecek olmalarıdır. Türkçe Anadil bilinci yok olunca Türk insanı da yok olacaktır. Bir toplumun ulusal varlık nedeni, onun konuştuğu, duyduğu, yazdığı, okuduğu, geliştirdiği anadilidir. Türkiye´deki Türkçeye karşı yabanıl otlar gibi hoyrat  olan  „dil urları“ bir başka ivedi çözüm bekleyen sorunumuzdur, o bir başka  yazının konusudur.  

Konumuzu yukarıdaki  verilerin ışığında değerlendirirsek, okullarda Türkçe anadilinin öğretilmesi Türkiye´yle birlikte Almanya devletinden istenecektir, onların da çok önemli görevi ve sorumluluğu vardır. Ancak anadilimize sahip çıkmak, onun çocuklarımıza öğretilmesi en başta bizim görevimiz ve sorumluluğumuzdadır. Almanya öğretmek istemese dahi bizim Türkçe anadilimizi mutlaka çocuklarımıza öğretmemiz gerekir ki onlar bizim çocuklarımız olarak kalabilsinler. Türkçe bilmeyen çocuk Türk çocuğu nasıl olsun! Anadilini bilmeyen çocuk, Türk kültürünün tüm boyutlarından yoksun kalır. Onu bilgi olarak öğrense bile  başka bir dille, o kültürü içselleştirilip, özümleyemez. O kültür özlü  düşünemez, yeni bir şey üretemez. Zihinsel çağrışımlar süreci biter, yeni ilişkiler geliştirip, bağlantılar kurarak  yaratamaz. Hatta doğru inanamaz.Gerçek yaşama  yoz, kısır, basit, yapay, iğreti kalır. Sürekli mutsuzluktur onu bekleyen çünkü beyin açlığını gideremez. Güzeli, doğruyu, iyiyi içselleştirip duyumsayamaz. Anadili bilmeyen insan sığınmacı gibidir, ürkektir, aşağılık duygusundan arınamaz, kişiliği tam oluşamaz. Anadili sevgidir, inançtır; anadili bilinçtir. Eksikli doğan insanın son tamlayanı  anadilidir. Anadilini bilmeyen sürekli yitik Ben´ini arar. Anadili bilmeyen yetkin insan değil yoksun insandır.

Böyle insanlardan oluşan toplum, yoz, sığ, yapay toplumdur. Bu insanlar da kişisel dinginlik yoktur, toplumsal huzur bozuktur. Yerele kök salamaz, evrensele dal uzatamaz.Kendi kendine ya dövünür , ya övünür; ancak sağlıklı bir gelişim gösteremez.

Anadili zihnin, beynin, düşünmenin ana sütüdür. Nasıl ki ana sütü bebeği besler ve korursa, anadili de çocuğun zihnini besler, geliştirir ve korur, onu insan yapar.

İşte bu gerçeklerden dolayı anadilimiz Türkçenin gelecek kuşaklara öğretilmesi, kişisel olduğu kadar toplumsal  olarak da varlık nedenimizdir. Anadili bir toplumun varolması, geleceği olmasıdır. Tarih yok olan anadillerle birlikte yiten toplumlarla ve eriyen uluslarla doludur.

İlk doğan göçmen çocukları bugün 60 yaşında yetişkinlerdir ama anadil istemlerimiz çocuk yaştadır, büyümemiş, gelişmemiştir. Anadiller gününde ilgili kişilerin, örgütlerimizin istemlerinin yarım yüz yıl önceki istemlerimizle özdeş olması yetersizliğimizin göstergesidir.

Nedir özet olarak güncel istemlerimiz: Almanca  öğrenim dili, Türkçe anadili, bir de yabancı dil öğrenmelerini istiyoruz çocuklarımızın. Üstelik önceki dönemlerde elde edilen kazanımlarımız  nicel yönden azalmış, nitel yönden zayıflamıştır. Ana-babalar, eğitimciler, resmi kurumlar, kuruluşlar olarak, bu istemlerin en yaygın biçimiye ve içeriğiyle yetkin uygulanmasını yüksek sesle dillendirmeliyiz; tüm olanaklardan  yararlanarak Anadilimiz Türkçeyí çocuklarımızın öğrenmelerini sağlamalıyız.Diren Türkçem.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER