Bu kelimenin kaynağı Yunanca “u” (yok) ve “topos” (yer) kelimeleridir. Yani “olmayan yer/ülke” anlamındadır. 16. Yüzyıl hümanistlerinden Thomas More, 1516’da hayali bir ülkeyi anlatan eserinde bu kelimeyi kullanılır. Thomas More’un 1516’da yayınlanan eserinin Latince adı “De Optimo Reipublicae Statu deque Nova Insula Utopia”dır. (2) (3) İlk kez Thomas More tarafından 1516 yılında telaffuz edilen “Ütyopya” kelimesinin bu yıl 600. yıldönümü…
Thomas More, 7 Şubat 1478’te Londra’da doğar. Sekiz yaşında okula başlar. Oniki yaşındayken, Kardinal John Morton’un yanına verilir. Bilgisini görgüsünü artırmak amacıyla çocuklarını başka bir ailenin yanına vermek, İngilizler’in bir geleneğiydi o sıralarda. En soylu ve varlıklı aileler bile bu geleneğe uyar, çocuklarının eğitimi açısından daha yararlı bulurlardı bunu…
Kardinal Morton’un evinde çağın önde gelenlerini tanır, müthiş bilgi edinir. 14 yaşında Oxford’ta eğitime başlar. İki yıl okuyup Latince ve Yunanca öğrenir. Hümanist felsefecilerden ders alır. Felsefe eğitimine devam etmek ister, fakat yargıç babasının ısrarıyla Oxford’tan ayrılıp Lincoln’s Inn hukuk fakültesine devam ederek hukukçu olur. 23 yaşında baroya kaydolur. Bu yıllarda rahip olmayı da düşünür. 1501-1505 arasında Charter House manastırına kapanır. Daha sonra bu düşüncesinden vazgeçer. (4) Kral Henry VII döneminde parlamentoya seçilir. Ancak Kral’ın kızını evlendirmek bahanesiyle yüksek vergi toplamasını bir söylevle engelleyince Kral’ın hışmına uğrar. Para cezası öder, bir süre saklanır, bir süre de hapis yatar. Ancak 1509’da tahta geçen Kral Henry VIII tarafından aynı yıl 32 yaşındayken yargıçlığa atanır.
İngilizlerle Flemenkler arasındaki ticaret anlaşması için Brügge’de giden İngiliz delegelerden biri de Thomas More’dur. “Ütopia”yı Brügge’te 1515 yılının Mayıs ayında yazmaya başlamış, dönünce 1516’de tamamlamış… Yazımı iki yıl sürüp 1516’da yayınlanan eser, roman sanatının henüz olmadığı dönemde bir anlatı metni olarak kabul edilir. Eser iki bölüm… Birinci bölümde, Avrupa’nın ve özellikle de İngiltere’nin ekonomik ve toplumsal durumu eleştirilmekte… İkinci bölümdeyse, hayali bir adada ideal bir toplum tasarımı anlatılmakta… Thomas More nedense önce ikinci bölümü, sonra birinci bölümü yazmış… İki bölümlü eserinde adeta “Önce bizim durumumuza bakın sonra da Ütopya ülkesine…” mesajıyla okuyanlardan karşılaştırmasını istemiş…
Eserde adı geçen “Ütopya”, güney yarım küresinde bir adadır. Bu adada yaşayan bir gemici, adadaki düzeninin mükemmelliğini Avrupa’ya tanıtır. Bu ada devletinde, hepsi aynı plana sahip 54 kent vardır… Tüm caddeler on metre genişliğinde… Her kent dört bölgedir. Her bölgede bir çarşı vardır. İhtiyaç maddeleri bu çarşıda depolanır. Herkesin evi üç katlı aynı stil… Her evin bir sokak, bir de bahçe kapısı var, kilit yoktur. Sahiplik duygusu yaratmaması için herkes on yılda bir evini değiştirir.
Ütopia bir tarım ülkesidir. Her kentin yakınlarında tarıma ayrılmış büyük alanlar vardır. Bu çiftliklerde dönüşümlü olarak çalışılır. Böylece köylü veya şehirli sınıfı yoktur. Her çiftlik yaşlı, bilge bir kadın ile erkek tarafından yönetilir. Ütopya’da herkes çalışmak zorundadır. Üç saat sabah, üç saat öğleden sonra olmak üzere günde 6 saat çalışılır. Öğlen iki saat dinlenilir. Ütopya’da yaşlılara ve hastalara özenle bakılır. Her kentin dışında dört tane hastane vardır. Herkes yaz kış aynı türde giyinir. Tanrı’ya inanmayanlar yurttaş sayılmaz ve siyasi yaşama katılmalarına izin verilmez ama rahatsız da edilmezler… Eserde böyle detaylar anlatılır. Thomas More eserinin sonunda “Ütopya’dan başka dünyanın hiçbir yerinde böyle erdemli insanlar ve kusursuz toplum yoktur” der ve şöyle noktalar:“Şunu da saklamayacağım ki, Utopia devletinin birçok özelliklerini bizim kentlerimizde görmeyi isterdim. Bir umuttan çok bir dilektir bu.”(5)
Thomas More’un Latince eseri ilk olarak Almanca’ya “Von der wunderbarlichen Innsul Utopia genannt, das andere Buch” olarak 1524’de çevrilmiş… 1551 yılında da İngilizce’ye çevrilmiş… Ütopya’nın Türkçe’ye birçok çevirisi mevcut… Ancak bunların hepsi İngilizce’den çevrilmiş. Nisan 2009’da Prof. Dr. Çiğdem Dürüşkenin Latince aslından yaptığı çeviri Kabalcı Yayınları tarafından yayınlaşmış.
Thomas More, 1529 yılında ise Lordlar Kamarası’nın başkanlığına, daha sonra da Adalet Bakanlığına getirilir. Kral’ın boşanma isteğini reddedince arası açılır… 1532’de bakanlıktan ayrılır.
Ağabeyinin ölümüyle tahta çıkan İngiltere Kralı VIII Henry, (7) ağabeyinin eşi Catherina ile evlenir. Ancak bir süre sonra Anne Boleyn’e aşık olur. Yengesiyle evlenmesinin yasalara aykırı olduğunu bahane edip ondan da boşanmak ister… Fakat Katolik olduğu için Papa’dan izin gereklidir. İzin alamayan Kral VIII Henry, parlamentonun çıkardığı bir yasa ile kendini İngiltere Kilisesi’nin başı ilan eder. Ülkenin ileri gelenlerinden bu yasaya boyun eğeceklerine dair ant içmeleri ister. Bu kişilerden biri de Thomas More’dur.
Katolik ve Papayı Hristiyanlığın başı sayan Thomas More ant içmeyi reddeder. 1534 yılı Mart ayında tutuklanıp Londra kulesine kapatılır. Eşi ve kızlarının ikna çabaları fayda vermeyince yargılanır. Yargı 15 dakika sürer ve Thomas More idama mahkum edilir.
“Ütopya” üretilmiş bir kelime ama kavramsallaşmış… Konuşmalarımızda genelde “hayalcilik” olarak kullanıyoruz bu kelimeyi… Ama aslında ideal bir yönetim biçiminin hayali tasarımı… Gerçekte olmayan, tasarlanmış ideal toplum. Thomas More’un “Ütopya” eseriyle ilgili yazılara baktığımız zaman herkes kendine göre yorumlamış… Birçok sosyalist tarihçi Ütopya’yı ilk komünist eser olarak gösteriyor… Bazı tarihçiler ise Ütopya’yı Britanya emperyalizminin bir taslağı olarak niteliyor. Edebiyat eleştirmenleri de bir aydının denemeleri olarak kabul ediyor. Hümanistler ise Ütopya’yı Hıristiyan Rönesansı’nın bir programı olarak belirtiyorlar.
Rönesans’la birlikte hümanizm akımının en büyük temsilcisi Rotterdamlı Desiderius Erasmus, ünlü “Deliliğe Övgü” ( Morias enkomion seu laus stultitiae) (8) adlı eserini yakın dostu Thomas More’a adamış… Bu eser Erasmus’un günümüze kadar geçerliliğini koruyan tek eseridir. Çağlar boyunca düşünce düzeyindeki bağnazlığın her türlüsüne karşı eleştiri olarak kabul edilen başyapıtlardan biridir.
İşte bu tek eserini Thomas More’a adayan Erasmus, bir dostuna yazdığı mektupta “Doğa, Thomas More’dan daha tatlı, daha ölçülü ve daha mutlu bir dahi yaratmış mıdır acaba?” diye yazar. Çünkü Thomas More, 600 yıl önce yazdığı “Ütopia”’da şöyle diyor… “Onlara göre doğanın dostluğu en güçlü sözleşmedir; insanları birbirine kopmaz bağlarla sıkıca bağlayan, anlaşmalardan çok iyi niyet, sözlerden çok içtenlikli bir sevgidir.” Katılmamak mümkün mü …
KAYNAKLAR
([1]) Türkçe Sözlük, TDK Yay., Ankara 1988. s. 1542.
(2) de Optimo Reipublicae Statu, Deque Nova Insula Utopia, Libri II. Auctore Thoma Moro … Ex Prioribus Editionibus Collatis Accurate Expressi – Gale Ecco, Print Editions , 2010, Latein, ISBN: 9781170393741
(3) BayerischeStaatsBibliothek digital
(4) Utopia – Kaynak Yayınları – Ütopyalar Dizisi -1, İkinci Basım 2000,
(5) Urgan, Mina (2000). Ütopia . Ankara: İş Bankası Yayınları.
(6) History of the Monarchy, The Tudors, Henry VIII.
(7) www.royal.gov.uk/…/kingsandqueensofengland/
(8) Erasmus, Deliliğe Övgü. Çeviren Prof. Dr. Çiğdem Dürüşken, 275 Sayfa 2014 Alfa Yayıncılık İstanbul. History of the Monarchy, The Tudors, Henry VIII.