7.2 C
Hamburg
Cumartesi, Nisan 20, 2024

İnsanlar ve Hayvanlar

huseyin-duyguBilirsiniz, erkekler biraz küfürlü konuşurlar, özelliklede sadece erkeklerin olduğu ortamlarda. Küfreden erkeklerin sanki küfür daha kaliteli olsun diye kızdığı bireyi ya da bireyleri çeşitli hayvanlara benzetirler. Örneğin, ‘ayı oğlu ayı önüne baksana’, ‘kaz kafalı’, ‘öküz’, ‘koyun sürüsü’ vb.

İnsanların bu anlamda başka insanları hayvanlara benzetmesi, hayvanlarla özdeş kılması Antik Yunan Çağı’na dek uzanıyor. Milattan önce VI. – VII yüzyıllarında yaşamış ünlü Yunan masalcısı Ezop, masallarının konularını halktan almış, masal kahramanlarını ise hayvanlardan seçmiştir. 16. Yüzyılda yaşamış olan Fransız La Fontaine’nin hemen bütün masallarında kahramanlar hayvanlardır. Özellikle karga, tilki, karınca, kurt,aslan, eşek gibi hayvanlar arasında geçen olaylar aracılığıyla, insanların bireysel ve toplumsal durumlarını, kusurlarını göstermeyi amaçlamıştır. Danimarkalı masal yazarı Andersen de, kimi masallarında hayvanları anlatır, ‘Çirkin ördek yavrusu’ gibi.

 

İnsan kendi ülkesinde, kültüründe doğup büyüdükten sonra, başka bir ülkede, başka bir kültürde yaşıyorsa, tanıdığı iki kültürün benzer ve farklı yanları üstüne kafa yormak zorunda kalıyor. Örneğin konumuz olan insanların hayvanlarla özdeş kılınması.

Bizim kültürde bir insana ‘hayvan’ denildiğinde, o insanın akılsız, duygusuz ve kaba olduğu düşünülür. ‘Hayvanlaşmak’ ise insanın erdemini yitirmesidir. İnsanlara benzettiğimiz kimi hayvanlardan örnekler:

‘Eşek’, hem Türk toplumunda hem Danimarka’da inatçılığın sembolüdür. Eşeğin zeki ve zeytin gibi güzel gözlerinden kimse bahsetmez.

Danimarkalılar hemen her gün domuz eti yedikleri halde, domuzu pisliğin simgesi olarak kabul ediyorlar.  ‘Müslüman mahallesinde domuz eti satılmaz’ deyişi, bizde domuz eti yenilmediğini anlattığı gibi, neyin nerede yapılmayacağını da anlatır. ‘Domuzluk yapmak’ ise, ters davranışı, tersliği anlatır.

‘Kuş beyinli’ bizde akılsız demektir. Danimarka’da akılsızların adı ‘piliç beyinli’. İşin hoş tarafı ‘piliç gibi’ deyimi bizde güzel, alımlı kızlar için söylenir.  Bizimkiler kargayı aptal kabul eder. Aslında karga hem akıllı hem de yerine göre saldırgandır. Türkçede ‘kaz kafalı’ deyiminin anlayışsız, akılsız anlamına geldiğini de belirtelim.

‘Yılan’ hem Türk hem Danimarka kültüründe soğukluğun ve hainliğin simgesidir. Böyle olsa da evinde yılan besleyenlerin sayısı hiç de az değil.

Öğrenciler arasında kullanılan ‘ineklemek’ sözcüğü çok çalışmaktır. Danimarka’da ‘inek’ yalnız yaşayan kadınlar için kullanılır. Bizde erkekler birbirine ‘öküz’ der. Kalın kafalı, hantal anlamına gelir.

‘Kuzu’ bizde uysallık simgesidir. Danimarka’da dinine bağlılık ve ahlaklı anlamına gelir. Buna karşın iki dilde de çok sık duyulan ‘koyun sürüsü gibi’ yakıştırması aptal, kendi başına düşünme yeteneği olmayan kişiler için kullanılır.

‘Tilki’ hem Türk hem Danimarka kültüründe kurnazlık simgesidir. Tilkileri tanıyanlar bunu çok iyi bilirler!

Bizde ‘köpek’ çanak yalayıcı, her koşulda efendini bağlı anlamında kullanılır. Danimarka’da ‘köpek’ insanlara benzetilmez, çünkü köpek sevimli bir hayvandır. Buna karşın ‘it’ bizde olduğu gibi Danimarka’da da ‘ipini koparmış’ anlamına gelir.

‘Deve’ yakıştırması bizde çok sık kullanılır. Deve kini unutulmaz bir kindir. Bir kişinin söylediği sözleri abartmalı bulduğumuz zaman, o kişiyi ‘yok devenin başı’ diye uyarırız. Bir işin yapılmasındaki güçlüğü ya da olanaksızlığı anlatmak için de ‘deveye hendek atlatmak’ deyimini kullanırız.

Bilindiği gibi ‘tavşan yürekli’ korkaklığın simgesidir. Ne yararı ne de zararı olmayan için de ‘tavşan boku gibi’ denir.

‘Kurt gibi’ bizde tecrübeli, ne yaptığını ve ayrıca kendi işini kendi yapan anlamında kullanılır. Danimarka’da tecrübeli kişiye  ‘tecrübeli tilki’ yakışması yapılır.

 

Bizde görgüsüz, kaba, anlayışsız erkekler  ‘ayı’ ile özdeş kılınır. Danimarka’da ‘ayı’ güçlülüğün, iriyarılığın simgesidir. Sevimli, tombul çocuklar için ‘ayı yavrusu’ benzetmesi yapılır.  Björn, İskandinav ülkelerinde sık kullanılan erkek adıdır. Björn,  ‘ayı’ demektir. Daha önce komşuluk yaptığım bir Danimarkalının adı Björn Björnsen idi. Türkçesi ‘Ayı Ayıoğlu’!

Size bu satırları yazarken bir yandan da hangi hayvana benzediğimi düşünmeye başladım! Çocukken babam bana ‘aslanım’, ilkokulda ögretmenim ‘kuş beyinli’, orta okulda fizik öğretmenim ‘kaz kafalı’, lisede arkadaşlarım ‘horozlanma lan’ derlerdi.

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

İnsanlar ve Hayvanlar

huseyin-duyguBilirsiniz, erkekler biraz küfürlü konuşurlar, özelliklede sadece erkeklerin olduğu ortamlarda. Küfreden erkeklerin sanki küfür daha kaliteli olsun diye kızdığı bireyi ya da bireyleri çeşitli hayvanlara benzetirler. Örneğin, ‘ayı oğlu ayı önüne baksana’, ‘kaz kafalı’, ‘öküz’, ‘koyun sürüsü’ vb.

İnsanların bu anlamda başka insanları hayvanlara benzetmesi, hayvanlarla özdeş kılması Antik Yunan Çağı’na dek uzanıyor. Milattan önce VI. – VII yüzyıllarında yaşamış ünlü Yunan masalcısı Ezop, masallarının konularını halktan almış, masal kahramanlarını ise hayvanlardan seçmiştir. 16. Yüzyılda yaşamış olan Fransız La Fontaine’nin hemen bütün masallarında kahramanlar hayvanlardır. Özellikle karga, tilki, karınca, kurt,aslan, eşek gibi hayvanlar arasında geçen olaylar aracılığıyla, insanların bireysel ve toplumsal durumlarını, kusurlarını göstermeyi amaçlamıştır. Danimarkalı masal yazarı Andersen de, kimi masallarında hayvanları anlatır, ‘Çirkin ördek yavrusu’ gibi.

 

İnsan kendi ülkesinde, kültüründe doğup büyüdükten sonra, başka bir ülkede, başka bir kültürde yaşıyorsa, tanıdığı iki kültürün benzer ve farklı yanları üstüne kafa yormak zorunda kalıyor. Örneğin konumuz olan insanların hayvanlarla özdeş kılınması.

Bizim kültürde bir insana ‘hayvan’ denildiğinde, o insanın akılsız, duygusuz ve kaba olduğu düşünülür. ‘Hayvanlaşmak’ ise insanın erdemini yitirmesidir. İnsanlara benzettiğimiz kimi hayvanlardan örnekler:

‘Eşek’, hem Türk toplumunda hem Danimarka’da inatçılığın sembolüdür. Eşeğin zeki ve zeytin gibi güzel gözlerinden kimse bahsetmez.

Danimarkalılar hemen her gün domuz eti yedikleri halde, domuzu pisliğin simgesi olarak kabul ediyorlar.  ‘Müslüman mahallesinde domuz eti satılmaz’ deyişi, bizde domuz eti yenilmediğini anlattığı gibi, neyin nerede yapılmayacağını da anlatır. ‘Domuzluk yapmak’ ise, ters davranışı, tersliği anlatır.

‘Kuş beyinli’ bizde akılsız demektir. Danimarka’da akılsızların adı ‘piliç beyinli’. İşin hoş tarafı ‘piliç gibi’ deyimi bizde güzel, alımlı kızlar için söylenir.  Bizimkiler kargayı aptal kabul eder. Aslında karga hem akıllı hem de yerine göre saldırgandır. Türkçede ‘kaz kafalı’ deyiminin anlayışsız, akılsız anlamına geldiğini de belirtelim.

‘Yılan’ hem Türk hem Danimarka kültüründe soğukluğun ve hainliğin simgesidir. Böyle olsa da evinde yılan besleyenlerin sayısı hiç de az değil.

Öğrenciler arasında kullanılan ‘ineklemek’ sözcüğü çok çalışmaktır. Danimarka’da ‘inek’ yalnız yaşayan kadınlar için kullanılır. Bizde erkekler birbirine ‘öküz’ der. Kalın kafalı, hantal anlamına gelir.

‘Kuzu’ bizde uysallık simgesidir. Danimarka’da dinine bağlılık ve ahlaklı anlamına gelir. Buna karşın iki dilde de çok sık duyulan ‘koyun sürüsü gibi’ yakıştırması aptal, kendi başına düşünme yeteneği olmayan kişiler için kullanılır.

‘Tilki’ hem Türk hem Danimarka kültüründe kurnazlık simgesidir. Tilkileri tanıyanlar bunu çok iyi bilirler!

Bizde ‘köpek’ çanak yalayıcı, her koşulda efendini bağlı anlamında kullanılır. Danimarka’da ‘köpek’ insanlara benzetilmez, çünkü köpek sevimli bir hayvandır. Buna karşın ‘it’ bizde olduğu gibi Danimarka’da da ‘ipini koparmış’ anlamına gelir.

‘Deve’ yakıştırması bizde çok sık kullanılır. Deve kini unutulmaz bir kindir. Bir kişinin söylediği sözleri abartmalı bulduğumuz zaman, o kişiyi ‘yok devenin başı’ diye uyarırız. Bir işin yapılmasındaki güçlüğü ya da olanaksızlığı anlatmak için de ‘deveye hendek atlatmak’ deyimini kullanırız.

Bilindiği gibi ‘tavşan yürekli’ korkaklığın simgesidir. Ne yararı ne de zararı olmayan için de ‘tavşan boku gibi’ denir.

‘Kurt gibi’ bizde tecrübeli, ne yaptığını ve ayrıca kendi işini kendi yapan anlamında kullanılır. Danimarka’da tecrübeli kişiye  ‘tecrübeli tilki’ yakışması yapılır.

 

Bizde görgüsüz, kaba, anlayışsız erkekler  ‘ayı’ ile özdeş kılınır. Danimarka’da ‘ayı’ güçlülüğün, iriyarılığın simgesidir. Sevimli, tombul çocuklar için ‘ayı yavrusu’ benzetmesi yapılır.  Björn, İskandinav ülkelerinde sık kullanılan erkek adıdır. Björn,  ‘ayı’ demektir. Daha önce komşuluk yaptığım bir Danimarkalının adı Björn Björnsen idi. Türkçesi ‘Ayı Ayıoğlu’!

Size bu satırları yazarken bir yandan da hangi hayvana benzediğimi düşünmeye başladım! Çocukken babam bana ‘aslanım’, ilkokulda ögretmenim ‘kuş beyinli’, orta okulda fizik öğretmenim ‘kaz kafalı’, lisede arkadaşlarım ‘horozlanma lan’ derlerdi.

 

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER