8.8 C
Hamburg
Perşembe, Nisan 25, 2024

KORKMAK

Bir takipcimin özelden yazdığı beni çok duygulandırdı. Aslında o cümle Türkiye`nin şuan içinde bulunduğu durumu özetliyor, yani korkuyu.

Eğer 21. yüz yılın içinde, yani haberleşmenin işık hızını geçtiği bir ortamda, insanlar okuduğu yazıya beğendim diyemiyor ve yorum yazamıyorsa, bu ülkede fikir özgürlüğü olduğundan bahsede bilirmisin? Demokratik ülkeleri yönetenleri beğenirsin veya beğenmiye bilirsin, hakaret ve küfür içermediği sürece, herkes her konuda görüşünü belirtme hakkına sahiptir.

Evet, AKP ve onun lideri Erdoğan YYY ile yola çıkmıştı; bunlar Yolsuluk, Yoksulluk ve Yasaklar. Çok doğru bir yaklaşımdı ve her kim ki bu ülkede Yolsuzluğu, Yoksulluğu ve Yasakları yok ederse, bu ülkenin geleceğini sağlam temeller üzerine inşa eder diye düşünmüştüm.

Yolsuzluk ile mücadele edeceğini parti proğramlarına büyük harflerle yazan AKP yöneticileri, bırakın yolsuzluk ile mücadeleyi, kendi zenginlerini oluşturdular.

Yoksulluk ile mücadele edeceğini beyan eden AKP ve Erdoğan, kendi yoksullarını yarattılar. İnsanlara yardım ediyoruz diye dağıttıkları pakaetlerle, fakirleri kendilerine bağladılar.

Ne yazzık ki, iktidara hazırlıksız gelen AKP ve Erdoğan, hükümeti Fethullah Gülen Cemaati (FETÖ) ile paylaşmak zorunda kalmıştı. Cemaatin yetiştirdiği Cumhuriyet, Atatürk ve Demokrasi düşmanları devletin kilit noktalarına getirildiler.

Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk adı altında uyduruk davalar ile Genel Kurmay Başkanı ve Generalleri tutukladılar. Amaçları yargı yolu ile baskı ve korku oluşturmaktı. Generalleri, Emniyet Müdürlerini, Bilim Adamlarını, yüksek mevkilerde ki bürokratları tutuklayarak, toplumun gözünü korkuttular. Sokakda ki işci, köylü veya dar gelirli insan hak aramakdan korkut ve şunu dedi:

Kardeşim adamlar generalleri, emniyet müdürlerini veya profesörleri tutukluyorlar, beni hayda hayda götürürler.

Evet, çok zor bir dönemdeyiz. Ülkeyi yönetenler gittikce anti demokratik kararlar alıyorlar. Hukuk Devleti inşa edeceklerine, olan yarım hukukuda yok ettiler.

Üçüncü Alman İmparatorluğu`nda iktidara gelen Hitler ve yandaşlarıda önce hukuk devletini yok ettiler, kendi zenginlerini yarattılar ve kendi basınlarını oluşturdular. Daha sonra kendi güvenlik güçlerini kurdular ve muhalif olan herkesi hain ve devlet düşmanı olarak gösterdiler. Anlıyacağınız halkı korkuttular ve birlikde mücadele cesaretlerini kırdılar.

Bakın o dönemi protestan papaz Martin Niemöller nasıl anlatmış:

Naziler, komünistleri götürdüler, sustum, çünkü komünist değildim.

Sosyalistleri götürdüler, sustum, çünkü sosyalist değildim.

Sendikacıları götürdüler, protesto etmedim, çünkü sendikacı değildim.

Yahudileri götürdüler, sustum, çünkü yahudi değildim.

Beni götürmeye geldiklerinde, protesto edecek kimse kalmamıştı.

Martin Niemöller`in bu sözlerini hep tekrar etmeliyiz. Eğer bugün baskıya, adaletsizliğe, ekonomik zorluklara karşı çıkmazsak, yarin bize sahip çıkack kimseyi yanımızda göremeyiz.

Kimseye hakaret ve küfür etmeden herkesin konuşma, eleştirme ve protesto hakkı vardır ve bu bir evrensel haktır. Hiç kimse kusura bakmasın, eğer hükümet adaletsizlik yapıyorsa, yolsuzluklar had safaya varmışsa, halkın vergileri saraylarda harcanıyor veya yandaşların cebine iniyorsa, bu hükümetin başı babamda olsa onu desteklemem diye bilmeliyiz.

Hükümeti eleştirmek, devleti eleştirmek değildir. Hükümeti eleştirdiğin ve haksızlığa karşı çıktığın için bazı zorluklar ile karşı karşıya kalırsın. Fakat, unutmayalım ki Mustafa Kemal Paşa için idam fermanı çıkarılmış. Deniz Gezmiş ve arkadaşları idam edilmiştir.

Korkmak çözüm değil, teslim olmaktır.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

KORKMAK

Bir takipcimin özelden yazdığı beni çok duygulandırdı. Aslında o cümle Türkiye`nin şuan içinde bulunduğu durumu özetliyor, yani korkuyu.

Eğer 21. yüz yılın içinde, yani haberleşmenin işık hızını geçtiği bir ortamda, insanlar okuduğu yazıya beğendim diyemiyor ve yorum yazamıyorsa, bu ülkede fikir özgürlüğü olduğundan bahsede bilirmisin? Demokratik ülkeleri yönetenleri beğenirsin veya beğenmiye bilirsin, hakaret ve küfür içermediği sürece, herkes her konuda görüşünü belirtme hakkına sahiptir.

Evet, AKP ve onun lideri Erdoğan YYY ile yola çıkmıştı; bunlar Yolsuluk, Yoksulluk ve Yasaklar. Çok doğru bir yaklaşımdı ve her kim ki bu ülkede Yolsuzluğu, Yoksulluğu ve Yasakları yok ederse, bu ülkenin geleceğini sağlam temeller üzerine inşa eder diye düşünmüştüm.

Yolsuzluk ile mücadele edeceğini parti proğramlarına büyük harflerle yazan AKP yöneticileri, bırakın yolsuzluk ile mücadeleyi, kendi zenginlerini oluşturdular.

Yoksulluk ile mücadele edeceğini beyan eden AKP ve Erdoğan, kendi yoksullarını yarattılar. İnsanlara yardım ediyoruz diye dağıttıkları pakaetlerle, fakirleri kendilerine bağladılar.

Ne yazzık ki, iktidara hazırlıksız gelen AKP ve Erdoğan, hükümeti Fethullah Gülen Cemaati (FETÖ) ile paylaşmak zorunda kalmıştı. Cemaatin yetiştirdiği Cumhuriyet, Atatürk ve Demokrasi düşmanları devletin kilit noktalarına getirildiler.

Ergenekon, Balyoz ve Askeri Casusluk adı altında uyduruk davalar ile Genel Kurmay Başkanı ve Generalleri tutukladılar. Amaçları yargı yolu ile baskı ve korku oluşturmaktı. Generalleri, Emniyet Müdürlerini, Bilim Adamlarını, yüksek mevkilerde ki bürokratları tutuklayarak, toplumun gözünü korkuttular. Sokakda ki işci, köylü veya dar gelirli insan hak aramakdan korkut ve şunu dedi:

Kardeşim adamlar generalleri, emniyet müdürlerini veya profesörleri tutukluyorlar, beni hayda hayda götürürler.

Evet, çok zor bir dönemdeyiz. Ülkeyi yönetenler gittikce anti demokratik kararlar alıyorlar. Hukuk Devleti inşa edeceklerine, olan yarım hukukuda yok ettiler.

Üçüncü Alman İmparatorluğu`nda iktidara gelen Hitler ve yandaşlarıda önce hukuk devletini yok ettiler, kendi zenginlerini yarattılar ve kendi basınlarını oluşturdular. Daha sonra kendi güvenlik güçlerini kurdular ve muhalif olan herkesi hain ve devlet düşmanı olarak gösterdiler. Anlıyacağınız halkı korkuttular ve birlikde mücadele cesaretlerini kırdılar.

Bakın o dönemi protestan papaz Martin Niemöller nasıl anlatmış:

Naziler, komünistleri götürdüler, sustum, çünkü komünist değildim.

Sosyalistleri götürdüler, sustum, çünkü sosyalist değildim.

Sendikacıları götürdüler, protesto etmedim, çünkü sendikacı değildim.

Yahudileri götürdüler, sustum, çünkü yahudi değildim.

Beni götürmeye geldiklerinde, protesto edecek kimse kalmamıştı.

Martin Niemöller`in bu sözlerini hep tekrar etmeliyiz. Eğer bugün baskıya, adaletsizliğe, ekonomik zorluklara karşı çıkmazsak, yarin bize sahip çıkack kimseyi yanımızda göremeyiz.

Kimseye hakaret ve küfür etmeden herkesin konuşma, eleştirme ve protesto hakkı vardır ve bu bir evrensel haktır. Hiç kimse kusura bakmasın, eğer hükümet adaletsizlik yapıyorsa, yolsuzluklar had safaya varmışsa, halkın vergileri saraylarda harcanıyor veya yandaşların cebine iniyorsa, bu hükümetin başı babamda olsa onu desteklemem diye bilmeliyiz.

Hükümeti eleştirmek, devleti eleştirmek değildir. Hükümeti eleştirdiğin ve haksızlığa karşı çıktığın için bazı zorluklar ile karşı karşıya kalırsın. Fakat, unutmayalım ki Mustafa Kemal Paşa için idam fermanı çıkarılmış. Deniz Gezmiş ve arkadaşları idam edilmiştir.

Korkmak çözüm değil, teslim olmaktır.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER