13.7 C
Hamburg
Pazartesi, Mayıs 20, 2024

KORUMA ALMA, BİSİKLETLE GİT

Madem ki bu ülke o kadar güvenli, o zaman koruma alma ve işine bisikletle git. Kim diyor bu cümleyi, tabi ki ülkenin güvenliğinden sorumlu İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu. Kime diyor, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’a.

Anayasa Mahkemesi, toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunundaki şehirlerarası “karayollarında toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenlenemez” hükmünü iptal etmişti.

Ülkenin iç güvenliğinden sorumlu İç İşleri Bakanı, yine ülkenin en yüksek mahkeme başkanına diyor ki, sen kimsin ki, bizim çıkarttığımız kanunu iptal ediyorsun. O kadar kızmış olacak ki Soylu, hızını alamadan Anayasa Mahkemesi`ni eleştirme yetkisini kendisinde bulmuştur. O zaman Soylu`ya sormak gerekir ki, sen hangi ülkenin bakanısın?

Ülkenin iç güvenliğinin, yani insanların can ve mal güvenliğinin olmadığını bir İç İşleri Bakanı söylüyorsa ve halen o koltukda oturuyorsa, pes yani.

Süleyman Soylu diyor ki, benim güvenliğinden sorumlu olduğum Türkiye`de can güvenliği yoktur. Can güvenliği olmadığı için, sen koruma ve makam aracın ile işine gidip geliyorsun. Dahada ileri giden Soylu, eğer yiğit isen işine bisikletle gitde göreyim, diyor. Soylu aynı zamanda Anayasa Mahkemesi Başkanı`na soruyor, ben kendi aracımla işime gitmeye hazırım, sende aracın veya bisikletle gidebilirmisin?

Kamu düzenini sağlamakla görevli bir Bakanın, yargının tepesindeki Anayasa Mahkemesi Başkanı’na bu dille konuşmasının, dünyanın hiçbir medeni ülkesinde makul görmek mümkün değildir. Demokratik ve hukukun üstün olduğu ülkede kamu düzeninden sorumlu bir bakan böyle konuşsa, bir dakika o koltukda oturamaz.

Süleyman Soylu`ya birileri Anayasa`nın, tabi ki Anayasa halen geçerli ise, 138. Maddesinin içeriği olan

„Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz…“hatırlatması gerekir.

Madem ki bu ülkede Anayasa Mahkemesi Kararı İç İşleri Bakanı, pardan sekreteri tarafından eleştirilecekse, o zaman bütün kurumları kapatsınlar. Her konuda Reis ve onun sekreterleri karar versin.

İç İşleri Bakanı Soylu hangi hak ve yetki ile, kendisini dahi yargılayacak hukuki yetkiye sahip Anayasa Mahkemesi Başkanı ve kararını eleştiriyor?

Ülkede can güvenliği olmadığını açıklayan İç İşleri Bakanı bilmeli ki, bu ülkede can güvenliği yoksa, bunun sorumlusu siz ve hükümetinizdir. Demokratik ve hukuk devletlerinde her kişi veya topluluk önceden izin almadan gösteri ve yürüyüş hakkına sahiptir. Gösteri ve yürüyüş yapanlara, devletin güvenlik güçleri güç kullanmak yerine, o insanların güvenliğini sağlamakla yükümlüdür.

Birileri Süleyman Soylu`ya Türkiye`nin göstermelikde olsa, bir hukuk devleti olduğunu hatırlatmalı. Bunuda hatırlatacak olanlar ise Anayasa Mahkemesi Başkan ve üyelerinin yanında muhalefet partiları ve üniversitenin hukuk faklütelerinin dekanları ve öğretim üyeleridir.

Hükümetler geçici, fakat devletin kurumları kalıcıdır Sayın Süleyman Soylu.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

KORUMA ALMA, BİSİKLETLE GİT

Madem ki bu ülke o kadar güvenli, o zaman koruma alma ve işine bisikletle git. Kim diyor bu cümleyi, tabi ki ülkenin güvenliğinden sorumlu İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu. Kime diyor, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’a.

Anayasa Mahkemesi, toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanunundaki şehirlerarası “karayollarında toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenlenemez” hükmünü iptal etmişti.

Ülkenin iç güvenliğinden sorumlu İç İşleri Bakanı, yine ülkenin en yüksek mahkeme başkanına diyor ki, sen kimsin ki, bizim çıkarttığımız kanunu iptal ediyorsun. O kadar kızmış olacak ki Soylu, hızını alamadan Anayasa Mahkemesi`ni eleştirme yetkisini kendisinde bulmuştur. O zaman Soylu`ya sormak gerekir ki, sen hangi ülkenin bakanısın?

Ülkenin iç güvenliğinin, yani insanların can ve mal güvenliğinin olmadığını bir İç İşleri Bakanı söylüyorsa ve halen o koltukda oturuyorsa, pes yani.

Süleyman Soylu diyor ki, benim güvenliğinden sorumlu olduğum Türkiye`de can güvenliği yoktur. Can güvenliği olmadığı için, sen koruma ve makam aracın ile işine gidip geliyorsun. Dahada ileri giden Soylu, eğer yiğit isen işine bisikletle gitde göreyim, diyor. Soylu aynı zamanda Anayasa Mahkemesi Başkanı`na soruyor, ben kendi aracımla işime gitmeye hazırım, sende aracın veya bisikletle gidebilirmisin?

Kamu düzenini sağlamakla görevli bir Bakanın, yargının tepesindeki Anayasa Mahkemesi Başkanı’na bu dille konuşmasının, dünyanın hiçbir medeni ülkesinde makul görmek mümkün değildir. Demokratik ve hukukun üstün olduğu ülkede kamu düzeninden sorumlu bir bakan böyle konuşsa, bir dakika o koltukda oturamaz.

Süleyman Soylu`ya birileri Anayasa`nın, tabi ki Anayasa halen geçerli ise, 138. Maddesinin içeriği olan

„Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatlerine göre hüküm verirler. Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz…“hatırlatması gerekir.

Madem ki bu ülkede Anayasa Mahkemesi Kararı İç İşleri Bakanı, pardan sekreteri tarafından eleştirilecekse, o zaman bütün kurumları kapatsınlar. Her konuda Reis ve onun sekreterleri karar versin.

İç İşleri Bakanı Soylu hangi hak ve yetki ile, kendisini dahi yargılayacak hukuki yetkiye sahip Anayasa Mahkemesi Başkanı ve kararını eleştiriyor?

Ülkede can güvenliği olmadığını açıklayan İç İşleri Bakanı bilmeli ki, bu ülkede can güvenliği yoksa, bunun sorumlusu siz ve hükümetinizdir. Demokratik ve hukuk devletlerinde her kişi veya topluluk önceden izin almadan gösteri ve yürüyüş hakkına sahiptir. Gösteri ve yürüyüş yapanlara, devletin güvenlik güçleri güç kullanmak yerine, o insanların güvenliğini sağlamakla yükümlüdür.

Birileri Süleyman Soylu`ya Türkiye`nin göstermelikde olsa, bir hukuk devleti olduğunu hatırlatmalı. Bunuda hatırlatacak olanlar ise Anayasa Mahkemesi Başkan ve üyelerinin yanında muhalefet partiları ve üniversitenin hukuk faklütelerinin dekanları ve öğretim üyeleridir.

Hükümetler geçici, fakat devletin kurumları kalıcıdır Sayın Süleyman Soylu.

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER