Hayret..! Daha dün TBM Meclisi çatısı altında “Anti Demokratik” iç güvenlik
yasaları çıkartılıyor diye CHP ve MHP ile birlikte, tabir-i caizse “omuz omuza”
AKP’ye karşı mücadele eden HDP, bugün “Kürt Sorunu” denilen meselenin
çözümü için AKP Hükümeti ile 10 Maddelik “Demokratik” bir Program üzerinde
anlaştıklarını açıklayabiliyor.. Bu ne lahana, bu ne turşu..??
İnsanın aklına isteristemez, acaba bize bir tiyatro oyunu mu seyrettiriliyor
diye düşünceler tabi ki geliyor.
Ülkemizde terörün bitmesini, silahların susmasını ve akan kanın durmasını,
sulh ve adil bir kardeşliğin tesis edilmesini elbetteki hepimiz isteriz ve destekleriz.
Ama bunların gerçekleşmesi için önce mutlak samimiyet ve güven ortamı gerekir.
Yoksa, bu işlerin bazı gizli kapaklı pazarlıklarla, al gülüm-ver gülüm hesaplarıyla
yürütülmesi, ihanetten başka bir şey doğurmaz.
Görünen odur ki, taraflar arasındaki pazarlıklar Anayasa’nın yeniden şekillendirilerek,
ülke bütünlük ve güvenliğinin tehlikeye atılması uğruna ve sadece kazan-kazan
anlayışıyla yürütülmüştür. Bundan bir hayır gelir mi, gelmez mi, onu da göreceğiz..
Görünürde Boksörler kaçak dövüşmekte, birbirinin açığını kollayıp, amaçlarına ulaşmak
için teknik ve psikolojik dövüşme taktikleri uygulamaktadırlar. Amaçları ise bellidir;
Bir taraf önce otonom olmak ve daha sonra da bir Devlet kurmak peşindedir,
diğer taraf ise yeni bir Anayasa ile, islami temellere dayalı tam otoriter Başkanlık
sistemini oluşturmak, Atatürk ve onun kurduğu Cumhuriyet rejimini tamamen
dönüştürmek iradesini takip etmektedir.
İşte Haziran seçimleri öncesinde yaratılmak istenen “barış ve demokrasi” Showlarının
arkasında yatan esas gerçekler bunlardır. Bunları gerçekleştirebilmek için iki tarafın da
yapılacak seçimlerde Milletimizin belli derecede desteğine ihtiyaçları vardır.
Hem iç güvenlik paketinin Anayasa Mahkemesine takılmadan yürürlüğe girmesi, hem de seçimlere kadar sözde “Kürt sorunu” çözüm paketine destek sağlanması için, önümüzdeki süreçte Güneydoğuda, büyük yerleşim yerlerinde ve Üniversitelerde olaylar ve ayaklanmaların yoğunlaşarak süreceğini, vatansever gençlere ve kurumlara saldırıların yoğunlaşacağını tahmin etmek hiç de zor değildir.
Nitekim Milletimiz bu çözüm paketiyle “kırk satır mı, kırk katır mı” noktasına
getirilmek istenmekte, sanki PKK gerçekten silah bırakacakmış, Apo serbest bırakılınca
herşey güllük gülüstanlık olacakmış, barış ve güven ortamı sağlanacakmış havası yaratılmaya,
bu yolla hem AKP’ye ve hem de HDP’ye oy devşirilmeye çalışılmaktadır..
Peki Akepe ve Hedepe-Pekeke bu ortak sundukları sözde “çözüm paketi” açıklamasını
nerede yaptılar dersiniz?
Evet, Dolmabahçe Sarayında…!
Yani tam da Atatürk’ün manevi huzurunda…
