2.2 C
Hamburg
Pazar, Nisan 21, 2024

Hükümetlerin Süregelen Körlükleri

hakki-keskin12 yıldır tek başına hükümet ve de iktidar olan AKP, verdikleri sözlerin aksine, Alevi inançlı insanlarımızın istemlerini yaşama geçirmemektedir. Yapılan “Alevi Toplantıları /Çalıştayları” göstermelik olmaktan öteye gidememiştir. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş felsefesine başından beri samimiyetle bağlı olan Alevi vatandaşlarımız, on-yıllardır sabır ve kararlılıkla dile getirdikleri son derece haklı istemleri, kısa süreli siyasi hesaplar nedeniyle, daha doğrusu kör gözlülük nedeniyle, hala çözüm beklemektedir.

Alevi inanç sahibi bu ülkenin vatandaşı olan milyonlarca insan ne istiyor? Bir cümleyle: inanç alanında eşit hak ve eşit uygulama. Alevi insanlarımızın ibadet yeri olan Cem Evlerinin, ibadet yeri olarak resmen tanınması ve camilere devlet tarafından sağlanan desteğin cem evlerine de verilmesi. Her vatandaş gibi Alevi inançlı insanlarımız vergi ödemekte, ancak dini hizmetler bakımından herhangi bir karşılık  alamamaktadırlar. Çünkü, Sünni inanca (ben de dahil olmak üzere) hizmet veren Diyanet İşleri Başkanlığı, on bakanlığın bütçesini aşan 5,7 Milyar TL’lik bütçesinden, Alevi inançlı vatandaşlarımıza  hiç bir hizmet sunmamaktadır. Diyanet işlerinin 2013 verilerine göre 121.845 personeli bulunmaktadır. Buna karşın Alevi inancın öğretisini ve hizmetini verenlere herhangi bir ödeme yapılmamaktadır. Ayrıca Alevi inancın öğretisini ve hizmetini yapanların, orta ve yüksek öğrenim görebilecekleri eğitim kurumları, devlet tarafından finanse edilen imam hatip liselerinde ve ilahiyat fakültelerinde veya Alevilik inancı üzerinde eğitim verecek kurumları da bulunmamaktadır. Bu öğretinin öteden beri devlet kurumları üzerinden verilmemiş olması, kanımca devletin en büyük ayıbıdır. Öte yandan, Alevi inanca sahip öğrencilere Sünni inanca göre düzenlenmiş din dersleri verilmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu konuda verdiği kararında, öğrencilere din dersi mecburiyetinin insan haklarına aykırı olduğuna karar vermiştir. İşte bu sorunların ivedi olarak çözüme kavuşması artık kaçınılmazdır.

DEVLET BU HAKLI İSTEMLERE ÇÖZÜM BULMAMAKLA, BAZI ALEVİLERİ PKK`NIN KUCAĞINA İTİYOR 

Devletin en asli görevi, tüm dini inanç sahiplerine eşit davranmak, eşit uygulama ve eşit hak sağlamaktır. Bunun olmaması giderek artan huzursuzluklara ve hatta hiç istenmeyen oluşumlara yol açabilir ve son yıllarda açmaktadır da.

Açıkça söylemek gerekirse, terör örgütü PKK yıllardır özellikle yurt dışında Kürt kökenli alevi inanç sahibi insanları kendi saflarına çekebilmek için yoğun bir çalışma yapmaktadır. Bu propaganda çalışmasında PKK, “T.C. sadece Kürtleri dışlamıyor, siz alevilere de eşit hakları vermiyor. Biz hakkımızı savaşla almaya başladık, siz de bu savaşa katılın” gibi söylemlerle bir hayli etkili oluyor. Avrupa`daki bazı Alevi dernek ve kuruluşları, ne yazık ki PKK’nın yıllardır süregelen bu propagandalarına uyan bir eğilim içersine girmişlerdir. Bu eğilim gün be gün artmaktadır.

Alevi İnançlı halkımızın tamamına yakın bir kesimi, öteden beri  süre gelen bu haksızlığa karşın, Laik Türkiye Cumhuriyetine kararlılıkla bağlılıklarını sürdürmektedirler. Hiçbir zaman şiddete ve ülke bütünlüğüne gölge düşürebilecek bir davranışa girmeksizin, istemlerini tekrar tekrar dile getirmektedirler. Alevi kuruluşları ortak açıklamalarında ve özellikle de Cem Vakfı başkanı Prof. İzettin Doğan, AKP ve AKP öncesi hükümet yetkilileriyle de görüşmeler yaparak, bu haklı taleplerine çözüm getirilmesini istemektedirler. Ne var ki geçmişteki hükümetler gibi, AKP de 12 yıllık iktidar döneminde oyalama politikasını sürdürmektedir. Milyonlarca Alevi insanımızın vergilerini de kullanan Diyanet İşleri Başkanlığı, yaptığı açıklamalarda Cem Evlerini ibadet yeri olarak görmediğini belirtmektedir. Oysa Sünni inanca odaklı hizmet veren bir kurumun, farklı inanç sahibi olan Alevi vatandaşlarımız hakkında böyle bir karar verme yetkisinin asla olmaması gerekir.

HÖBEK BABA ŞENLİKLERİNİN  ÖNEMİ 

Erzincan/Tercan-Sarıkaya köyü Höbek Yaylasinda, 21 Temmuz Pazar günü şahsen katıldığım Höbek Baba festivalinin altıncısı yapıldı. Binlerce insanın katıldığı bu coşkulu etkinlik, Türkmen Alevileri bir araya getirme özelliği taşıyor. “Höbek Baba“ festivali, Şah İsmail`in 1500’lü yıllarda  Höbek Dağında bir kurultay yaparak, “Türkmen Alevilerden“ oluşan bir devletin temelinin burada atıldığının anısına yapılmaktadır. Erzincan, Tercan ve çevresinde yaşayan alevi inançlı insanlar, genellikle Türk kökenli olmalarına rağmen, Kürt kökenli olarak görülmekteydi.  Oysa bu vatandaşlarımız kendilerini her zaman Türk olarak görmüşlerdir. 6 yıldır Höbek Baba örgütü başkanı Nail Genç ve arkadaşları tarafından yapılan bu büyük buluşma festivali, “Türkmen Aleviler” şenliği olarak, Atatürk`ün posterleri, Türk bayrakları ve İstiklal Marşının söylenmesiyle  yapılmaktadır. PKK ve ona yakın çevrelerin bu festivalden son derece rahatsız oldukları görülmektedir.

Kendi özüne ve kimliğine sahip çıkan son derece anlamlı bu sivil toplum hareketinin önemini ve anlamını, devlet ve bölge yetkilileri iyi kavramalı ve bu önemli çalışmaya destek olmalıdır inancındayım.

 

 

Önceki İçerikTerörün çeşitleri
Sonraki İçerik180 derecelik büyük hamle

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

Hükümetlerin Süregelen Körlükleri

hakki-keskin12 yıldır tek başına hükümet ve de iktidar olan AKP, verdikleri sözlerin aksine, Alevi inançlı insanlarımızın istemlerini yaşama geçirmemektedir. Yapılan “Alevi Toplantıları /Çalıştayları” göstermelik olmaktan öteye gidememiştir. Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş felsefesine başından beri samimiyetle bağlı olan Alevi vatandaşlarımız, on-yıllardır sabır ve kararlılıkla dile getirdikleri son derece haklı istemleri, kısa süreli siyasi hesaplar nedeniyle, daha doğrusu kör gözlülük nedeniyle, hala çözüm beklemektedir.

Alevi inanç sahibi bu ülkenin vatandaşı olan milyonlarca insan ne istiyor? Bir cümleyle: inanç alanında eşit hak ve eşit uygulama. Alevi insanlarımızın ibadet yeri olan Cem Evlerinin, ibadet yeri olarak resmen tanınması ve camilere devlet tarafından sağlanan desteğin cem evlerine de verilmesi. Her vatandaş gibi Alevi inançlı insanlarımız vergi ödemekte, ancak dini hizmetler bakımından herhangi bir karşılık  alamamaktadırlar. Çünkü, Sünni inanca (ben de dahil olmak üzere) hizmet veren Diyanet İşleri Başkanlığı, on bakanlığın bütçesini aşan 5,7 Milyar TL’lik bütçesinden, Alevi inançlı vatandaşlarımıza  hiç bir hizmet sunmamaktadır. Diyanet işlerinin 2013 verilerine göre 121.845 personeli bulunmaktadır. Buna karşın Alevi inancın öğretisini ve hizmetini verenlere herhangi bir ödeme yapılmamaktadır. Ayrıca Alevi inancın öğretisini ve hizmetini yapanların, orta ve yüksek öğrenim görebilecekleri eğitim kurumları, devlet tarafından finanse edilen imam hatip liselerinde ve ilahiyat fakültelerinde veya Alevilik inancı üzerinde eğitim verecek kurumları da bulunmamaktadır. Bu öğretinin öteden beri devlet kurumları üzerinden verilmemiş olması, kanımca devletin en büyük ayıbıdır. Öte yandan, Alevi inanca sahip öğrencilere Sünni inanca göre düzenlenmiş din dersleri verilmektedir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi bu konuda verdiği kararında, öğrencilere din dersi mecburiyetinin insan haklarına aykırı olduğuna karar vermiştir. İşte bu sorunların ivedi olarak çözüme kavuşması artık kaçınılmazdır.

DEVLET BU HAKLI İSTEMLERE ÇÖZÜM BULMAMAKLA, BAZI ALEVİLERİ PKK`NIN KUCAĞINA İTİYOR 

Devletin en asli görevi, tüm dini inanç sahiplerine eşit davranmak, eşit uygulama ve eşit hak sağlamaktır. Bunun olmaması giderek artan huzursuzluklara ve hatta hiç istenmeyen oluşumlara yol açabilir ve son yıllarda açmaktadır da.

Açıkça söylemek gerekirse, terör örgütü PKK yıllardır özellikle yurt dışında Kürt kökenli alevi inanç sahibi insanları kendi saflarına çekebilmek için yoğun bir çalışma yapmaktadır. Bu propaganda çalışmasında PKK, “T.C. sadece Kürtleri dışlamıyor, siz alevilere de eşit hakları vermiyor. Biz hakkımızı savaşla almaya başladık, siz de bu savaşa katılın” gibi söylemlerle bir hayli etkili oluyor. Avrupa`daki bazı Alevi dernek ve kuruluşları, ne yazık ki PKK’nın yıllardır süregelen bu propagandalarına uyan bir eğilim içersine girmişlerdir. Bu eğilim gün be gün artmaktadır.

Alevi İnançlı halkımızın tamamına yakın bir kesimi, öteden beri  süre gelen bu haksızlığa karşın, Laik Türkiye Cumhuriyetine kararlılıkla bağlılıklarını sürdürmektedirler. Hiçbir zaman şiddete ve ülke bütünlüğüne gölge düşürebilecek bir davranışa girmeksizin, istemlerini tekrar tekrar dile getirmektedirler. Alevi kuruluşları ortak açıklamalarında ve özellikle de Cem Vakfı başkanı Prof. İzettin Doğan, AKP ve AKP öncesi hükümet yetkilileriyle de görüşmeler yaparak, bu haklı taleplerine çözüm getirilmesini istemektedirler. Ne var ki geçmişteki hükümetler gibi, AKP de 12 yıllık iktidar döneminde oyalama politikasını sürdürmektedir. Milyonlarca Alevi insanımızın vergilerini de kullanan Diyanet İşleri Başkanlığı, yaptığı açıklamalarda Cem Evlerini ibadet yeri olarak görmediğini belirtmektedir. Oysa Sünni inanca odaklı hizmet veren bir kurumun, farklı inanç sahibi olan Alevi vatandaşlarımız hakkında böyle bir karar verme yetkisinin asla olmaması gerekir.

HÖBEK BABA ŞENLİKLERİNİN  ÖNEMİ 

Erzincan/Tercan-Sarıkaya köyü Höbek Yaylasinda, 21 Temmuz Pazar günü şahsen katıldığım Höbek Baba festivalinin altıncısı yapıldı. Binlerce insanın katıldığı bu coşkulu etkinlik, Türkmen Alevileri bir araya getirme özelliği taşıyor. “Höbek Baba“ festivali, Şah İsmail`in 1500’lü yıllarda  Höbek Dağında bir kurultay yaparak, “Türkmen Alevilerden“ oluşan bir devletin temelinin burada atıldığının anısına yapılmaktadır. Erzincan, Tercan ve çevresinde yaşayan alevi inançlı insanlar, genellikle Türk kökenli olmalarına rağmen, Kürt kökenli olarak görülmekteydi.  Oysa bu vatandaşlarımız kendilerini her zaman Türk olarak görmüşlerdir. 6 yıldır Höbek Baba örgütü başkanı Nail Genç ve arkadaşları tarafından yapılan bu büyük buluşma festivali, “Türkmen Aleviler” şenliği olarak, Atatürk`ün posterleri, Türk bayrakları ve İstiklal Marşının söylenmesiyle  yapılmaktadır. PKK ve ona yakın çevrelerin bu festivalden son derece rahatsız oldukları görülmektedir.

Kendi özüne ve kimliğine sahip çıkan son derece anlamlı bu sivil toplum hareketinin önemini ve anlamını, devlet ve bölge yetkilileri iyi kavramalı ve bu önemli çalışmaya destek olmalıdır inancındayım.

 

 

Önceki İçerikTerörün çeşitleri
Sonraki İçerik180 derecelik büyük hamle

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER