5.9 C
Hamburg
Pazar, Nisan 21, 2024

VAHŞİ İNSANLIK!

VAHŞİ İNSANLIK!

İnsanlık evrimleşme sürecini tamamlayandan sonra, kendisine yaşam hakkı tanıyan doğaya karşı savaş açmıştır. Doğanın bütün nimetlerinden faydalanan insan, kendisini besleyen doğanın bütün varlıklarını yok etmeye başlamıştır.

Önemle, son yüz yıl içinde insanlığın doğaya verdiği zararı, doğanın affetmesi mümkün olabilirmi, tabi ki olamaz. Önemle barutlu silahların üretilmesi ve savaşların daha çok bombalar ile yapılması sonunda, doğanın bütün varlıkları toplu olarak yok edilmektedir.

İnsanlık her geçen gün daha fazlar hırsının esiri olmakta ve şehirleri beton yığınları ile yaşanamıyacak hale getirmektedir. Örneğin ,Türkiye`nin en güzide bölgeleri Bodrum, Kuşadası, Didim, Antalya veya Alanya gibi güzide beldelerimizde zeytin, limon, portakl veya incir ağaçları toplu olarak katledilip, yerine beton gökdelenler dikilmiştir. Türk Milleti`nin kendi varlıklarına bu kadar ihanet etmesini anlamak çok zor.

Avustralya, Amerika veya Türkiye`de ki doğal felaketler, örneğin sel baskını, heylanlar veya orman yangınları bir rastlantı değildir. Hiç kimse kusura bakmasın ve bu felaketlerin Allah`dan geldiğini söylemesin. Eğer bu felaketler Allah tarafından yapılıyorsa, o zaman Allah insanlara uyarı yapıyor demektir. O zaman, müslüman veya hiristiyan ülkeler, yani Allah`a inanan toplumlar neden halen hırsalarının esiri olup, bu güzel doğayı katletmeye devam ediyorlar.

Dün Giresun ve ilçelerinde meydana gelen sel felaketi bir rastlantı değil. O dağlarda ki dere yataklarını yok eder, üzerlerine HES`leri kurar ve dere yataklarının yönünü değiştirirseniz, işte bu gibi felaketlere davetiye çıkarıyorsunuz demektir. Yanlış yapılanma, doğanın dengesini bozan Hidro Elektirik Santralları ve ormanların yok edilmesi, heylan ve sel baskınlarını hızlandırmaktadır.

Hanı bazan gazetelerde haberler çıkıyorya, örneğin ayılar İstanbul`a indi diye. Hayır, ayılar İstanbul`a inmiyorlar. Onlar, kendileri insan olarak tanımlayan ayılar tarafından işgal edilen yerlerini ziyarete geliyorlar.

Şöyle bir düşünün ve yaşadığınız şehirlere uzakdan bir bakın. Birkaç sene önce yem yeşil olan alanlar, şimdi betonlaşmış ve bir tane yeşil bırakılmamış. Bu kadar canileşeceksin ve şehrinde bir yeşil alan bırakmıyacaksın, sonrada oluşan doğa felaketlerinin Allah`dan geldiğini anlatmaya başlayacaksın, hadi oradan yalançı sahtekar.

Sen doğanın jeolojik veya ekolojik dengeleri ile oynar ve kar amaçlı imarlara müsade edersen, olabilecek felaketlerin sorumlusu sensin. Birileri inantla Kanal İstanbul yapılacak diyor ve sen ona karşı durmuyor susuyorsan, ileride doğacak felaketlerin sorumlusu sensin. Stanbul`u yapmak Kanal İstanbul`u yapmak isteyenlere, Giresun`da ki doğal felaketinin bir ders olmasını diliyorum. Nasıl ki, Giresun dağlarında ki derelerin üzerine HES`ler yaptınız ve bu felaketler ile doğa seni cezalandırdı ise, Kanal İstanbul daha büyük felakteler getirecektir halen daha anlamıyormusun?

İnsanlık vahşileşti, barışın yerine savaşı, ormanın yerine betonlaşmayı, hoşgörünün yerine kin ve nefreti seçti.

HES`ler yapılırken Giresun halkı veya diğer bölge insanları ses çıkartmadıysan, bu felaketin sorumlusu sensin.

Şehirlerin betonlaştıkca, sen şehrine ihanet edildiğine karşı durmuyorsan, suçlu sensin.

Kanal İstanbul gibi bir ucubenin gelecek nesiller için felaket olacağını anlamıyor, yapılmasını alkışlıyorsan, suçlu sensin.

Irak`da, Suriye`de, Libya`da, Yemen`de, Sudan`da veya Afganistan`da ki emperyalizmin çıkarları için yapılan savaşlara karşı çıkmıyorsan, suçlu sensin.

Hergün ülkemizde ki anti demokratik girişimlere seyirci kalıyor, ses çıkartmıyorsan, söylenen yalanlara kendini inandırıyorsan, suçlu sensin.

Şimdi anlıyormusun, doğa bizim gibi vahşi insanlardan sel, heylan veya kuraklık ile neden intikam aldığını?

Evet biz doğanın en büyük düşmanıyız, yani VAHŞİ İNSANLARIZ!

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER

VAHŞİ İNSANLIK!

VAHŞİ İNSANLIK!

İnsanlık evrimleşme sürecini tamamlayandan sonra, kendisine yaşam hakkı tanıyan doğaya karşı savaş açmıştır. Doğanın bütün nimetlerinden faydalanan insan, kendisini besleyen doğanın bütün varlıklarını yok etmeye başlamıştır.

Önemle, son yüz yıl içinde insanlığın doğaya verdiği zararı, doğanın affetmesi mümkün olabilirmi, tabi ki olamaz. Önemle barutlu silahların üretilmesi ve savaşların daha çok bombalar ile yapılması sonunda, doğanın bütün varlıkları toplu olarak yok edilmektedir.

İnsanlık her geçen gün daha fazlar hırsının esiri olmakta ve şehirleri beton yığınları ile yaşanamıyacak hale getirmektedir. Örneğin ,Türkiye`nin en güzide bölgeleri Bodrum, Kuşadası, Didim, Antalya veya Alanya gibi güzide beldelerimizde zeytin, limon, portakl veya incir ağaçları toplu olarak katledilip, yerine beton gökdelenler dikilmiştir. Türk Milleti`nin kendi varlıklarına bu kadar ihanet etmesini anlamak çok zor.

Avustralya, Amerika veya Türkiye`de ki doğal felaketler, örneğin sel baskını, heylanlar veya orman yangınları bir rastlantı değildir. Hiç kimse kusura bakmasın ve bu felaketlerin Allah`dan geldiğini söylemesin. Eğer bu felaketler Allah tarafından yapılıyorsa, o zaman Allah insanlara uyarı yapıyor demektir. O zaman, müslüman veya hiristiyan ülkeler, yani Allah`a inanan toplumlar neden halen hırsalarının esiri olup, bu güzel doğayı katletmeye devam ediyorlar.

Dün Giresun ve ilçelerinde meydana gelen sel felaketi bir rastlantı değil. O dağlarda ki dere yataklarını yok eder, üzerlerine HES`leri kurar ve dere yataklarının yönünü değiştirirseniz, işte bu gibi felaketlere davetiye çıkarıyorsunuz demektir. Yanlış yapılanma, doğanın dengesini bozan Hidro Elektirik Santralları ve ormanların yok edilmesi, heylan ve sel baskınlarını hızlandırmaktadır.

Hanı bazan gazetelerde haberler çıkıyorya, örneğin ayılar İstanbul`a indi diye. Hayır, ayılar İstanbul`a inmiyorlar. Onlar, kendileri insan olarak tanımlayan ayılar tarafından işgal edilen yerlerini ziyarete geliyorlar.

Şöyle bir düşünün ve yaşadığınız şehirlere uzakdan bir bakın. Birkaç sene önce yem yeşil olan alanlar, şimdi betonlaşmış ve bir tane yeşil bırakılmamış. Bu kadar canileşeceksin ve şehrinde bir yeşil alan bırakmıyacaksın, sonrada oluşan doğa felaketlerinin Allah`dan geldiğini anlatmaya başlayacaksın, hadi oradan yalançı sahtekar.

Sen doğanın jeolojik veya ekolojik dengeleri ile oynar ve kar amaçlı imarlara müsade edersen, olabilecek felaketlerin sorumlusu sensin. Birileri inantla Kanal İstanbul yapılacak diyor ve sen ona karşı durmuyor susuyorsan, ileride doğacak felaketlerin sorumlusu sensin. Stanbul`u yapmak Kanal İstanbul`u yapmak isteyenlere, Giresun`da ki doğal felaketinin bir ders olmasını diliyorum. Nasıl ki, Giresun dağlarında ki derelerin üzerine HES`ler yaptınız ve bu felaketler ile doğa seni cezalandırdı ise, Kanal İstanbul daha büyük felakteler getirecektir halen daha anlamıyormusun?

İnsanlık vahşileşti, barışın yerine savaşı, ormanın yerine betonlaşmayı, hoşgörünün yerine kin ve nefreti seçti.

HES`ler yapılırken Giresun halkı veya diğer bölge insanları ses çıkartmadıysan, bu felaketin sorumlusu sensin.

Şehirlerin betonlaştıkca, sen şehrine ihanet edildiğine karşı durmuyorsan, suçlu sensin.

Kanal İstanbul gibi bir ucubenin gelecek nesiller için felaket olacağını anlamıyor, yapılmasını alkışlıyorsan, suçlu sensin.

Irak`da, Suriye`de, Libya`da, Yemen`de, Sudan`da veya Afganistan`da ki emperyalizmin çıkarları için yapılan savaşlara karşı çıkmıyorsan, suçlu sensin.

Hergün ülkemizde ki anti demokratik girişimlere seyirci kalıyor, ses çıkartmıyorsan, söylenen yalanlara kendini inandırıyorsan, suçlu sensin.

Şimdi anlıyormusun, doğa bizim gibi vahşi insanlardan sel, heylan veya kuraklık ile neden intikam aldığını?

Evet biz doğanın en büyük düşmanıyız, yani VAHŞİ İNSANLARIZ!

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

CEVAP VER

Please enter your comment!
Please enter your name here

- Advertisement -spot_img

İNSTAGRAM

SON HABERLER