Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “17 Ağustos 2020 günü Hamburg polisi halka karşı bir suç daha işledi. Tek suçu yaya kaldırımında E-Scooter sürmek olan, 15 yaşındaki K.H. tam 8 polis tarafından şiddet uygulanarak gözaltına alınmaya çalışıldı. Polisin bu insanlık dışı uygulaması, tesadüf olarak orada bulunan birisinin çektiği videoyu kamuoyu ile paylaşmasıyla ortaya çıktı. Polis şiddetinin boyutu, polisin suçunu gizlemek için videonun çekilmesini engellemeye çalışması, 8 polisin de 15 yaşındaki gence aynı anda saldırması, suça ortak olması videoda açıkça görülmekte.

Polis bu kadar açık bir şekilde suç işlemesine rağmen, yaptığı basın açıklamasıyla, K.H. ‘ya karşı suç duyurusunda bulunarak ve ayrımcılığı körükleyen basın aracılığıyla işlenen suçu haklı çıkarmak için

gerekçeler uydurmaya çalıştı. Hangi gerekçe uydurulsa uydurulsun, 15 yaşındaki bir gence bu şekilde şiddet uygulanması kabul edilemez.

Polis şiddetine karşı çok ciddi tepkilerin oluşmasıyla birlikte, polis yeni bir girişim başlatarak Hamburg Türk Toplumu (TGH) Başkanı Murat Kaplan aracılığıyla başta Hamburg Başkonsolosu Yonca Sunel olmak üzere, bazı örgüt temsilcileri ile toplantı gerçekleştiriyor. Basına kapalı yapılan toplantıya eleştiriler gelmesinin ardından, toplantıya katılan bazı dernek temsilcileri 23 Ağustos Pazar

günü Trabzonlular Derneği’nde bir basın toplantısı düzenlendi.

Polisle yapılan toplantıya katılan kurumlar adına yapılan açıklamanın esasını, polisle diyalog içinde olmanın iyi ve vazgeçilmez olduğu, görüşerek ve arabuluculuk yaparak meselelerin çözülmesi

gerektiği oluşturuldu. Biz de kimseyi neden polisle görüştü noktasında eleştirmiyoruz. Görüşmede nelerin konuşulduğunu, herkesin açıkça gördüğü bir suçun arabuluculuk vb. girişimlerle kapatılmaya

çalışılmasını eleştiriyoruz. Toplumda polis şiddetine karşı oluşan tepkileri yatıştırmaya çalışan açıklamalarla, suç işleyen polislerin ceza alması engellenmeye çalışılıyor. Türkiyelileri temsilen

yapıldığı iddia edilen görüşmede ne şuç işleyen polislerin görevden alınması, ne göz dağı vermek için 15 yaşında ki K.H.’ya karşı açılan davanın durdurulması konusunda herhangi bir sonuç elde

edilmemiştir. Aksine bazı kurum ve kuruluşlar ve hükümet partilerine mensup bazı milletvekilleri aileye baskı uygulayarak, sessiz olma, yapılacak protesto eylemlerine katılmama, olayı büyütmeme

doğrultusunda telkin etmeye çalışmıştır.

Devlet kurumları tarafından uygulanan şiddet olaylarının görüşmelerle, diyalogla çözülemeyeceği 60 yıllık göç tarihinde onlarca kez kanıtlanmıştır. Polis şiddetine uğrayan K.H.’nin Türkiye kökenli bir

ailenin çocuğu olması, bu şiddet sorununun sadece Türkiyelilerin sorunu olduğu anlamına asla gelmiyor. Bu polisin ne ilk ne de son olayı. Değişik uluslardan ve inançlardan yüzlerce insan değişik

dönemlerde, polis şiddetine uğradı. Bu kurumların meseleyi, Türkiyelilerin sorunu olarak lanse etmesi, esas olarak ırkçı-ayrımcı politikalara ve polis şiddetine karşı mücadeleyi zayıflatmaktan başka bir

anlam ifade etmemektedir. Bu olayda da binlerce Alman demokratı, yaptıkları açıklamalarla, yapılan yürüyüşe katılarak polislerin ceza almasını, kurumsal ırkçılığın son bulmasını talep ettiler.

Hamburg Demokratik İşçi Derneği olarak, biz bu olayın kesinlikle takipçisi olacağız. Alman demokratik kurum ve kuruluşlarla birlikte suç işleyen polislerin açığa alınması, olayın tarafsız bir

kurum tarafından soruşturulması, kurumsal ırkçılığın son bulması için mücadele edeceğiz. Bu şiddet olayının hak-hukuk çerçevesinde sonuçlanması, Hamburg’daki değişik uluslardan emekçilerin eşit ve

kardeşçe yaşamına hizmet edecektir. Türkiye kökenli emekçilere çağrımız, tüm alanlarda yerli emekçilerle birliğimizi güçlendirelim. Herkesi din-dil-ırk temelinde, kendi çıkarları için emekçileri

bölen örgütleri sorgulamaya davet ediyoruz.”

Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “17 Ağustos 2020 günü Hamburg polisi halka karşı bir suç daha işledi. Tek suçu yaya kaldırımında E-Scooter sürmek olan, 15 yaşındaki K.H. tam 8 polis tarafından şiddet uygulanarak gözaltına alınmaya çalışıldı. Polisin bu insanlık dışı uygulaması, tesadüf olarak orada bulunan birisinin çektiği videoyu kamuoyu ile paylaşmasıyla ortaya çıktı. Polis şiddetinin boyutu, polisin suçunu gizlemek için videonun çekilmesini engellemeye çalışması, 8 polisin de 15 yaşındaki gence aynı anda saldırması, suça ortak olması videoda açıkça görülmekte.

Polis bu kadar açık bir şekilde suç işlemesine rağmen, yaptığı basın açıklamasıyla, K.H. ‘ya karşı suç duyurusunda bulunarak ve ayrımcılığı körükleyen basın aracılığıyla işlenen suçu haklı çıkarmak için

gerekçeler uydurmaya çalıştı. Hangi gerekçe uydurulsa uydurulsun, 15 yaşındaki bir gence bu şekilde şiddet uygulanması kabul edilemez.

Polis şiddetine karşı çok ciddi tepkilerin oluşmasıyla birlikte, polis yeni bir girişim başlatarak Hamburg Türk Toplumu (TGH) Başkanı Murat Kaplan aracılığıyla başta Hamburg Başkonsolosu Yonca Sunel olmak üzere, bazı örgüt temsilcileri ile toplantı gerçekleştiriyor. Basına kapalı yapılan toplantıya eleştiriler gelmesinin ardından, toplantıya katılan bazı dernek temsilcileri 23 Ağustos Pazar

günü Trabzonlular Derneği’nde bir basın toplantısı düzenlendi.

Polisle yapılan toplantıya katılan kurumlar adına yapılan açıklamanın esasını, polisle diyalog içinde olmanın iyi ve vazgeçilmez olduğu, görüşerek ve arabuluculuk yaparak meselelerin çözülmesi

gerektiği oluşturuldu. Biz de kimseyi neden polisle görüştü noktasında eleştirmiyoruz. Görüşmede nelerin konuşulduğunu, herkesin açıkça gördüğü bir suçun arabuluculuk vb. girişimlerle kapatılmaya

çalışılmasını eleştiriyoruz. Toplumda polis şiddetine karşı oluşan tepkileri yatıştırmaya çalışan açıklamalarla, suç işleyen polislerin ceza alması engellenmeye çalışılıyor. Türkiyelileri temsilen

yapıldığı iddia edilen görüşmede ne şuç işleyen polislerin görevden alınması, ne göz dağı vermek için 15 yaşında ki K.H.’ya karşı açılan davanın durdurulması konusunda herhangi bir sonuç elde

edilmemiştir. Aksine bazı kurum ve kuruluşlar ve hükümet partilerine mensup bazı milletvekilleri aileye baskı uygulayarak, sessiz olma, yapılacak protesto eylemlerine katılmama, olayı büyütmeme

doğrultusunda telkin etmeye çalışmıştır.

Devlet kurumları tarafından uygulanan şiddet olaylarının görüşmelerle, diyalogla çözülemeyeceği 60 yıllık göç tarihinde onlarca kez kanıtlanmıştır. Polis şiddetine uğrayan K.H.’nin Türkiye kökenli bir

ailenin çocuğu olması, bu şiddet sorununun sadece Türkiyelilerin sorunu olduğu anlamına asla gelmiyor. Bu polisin ne ilk ne de son olayı. Değişik uluslardan ve inançlardan yüzlerce insan değişik

dönemlerde, polis şiddetine uğradı. Bu kurumların meseleyi, Türkiyelilerin sorunu olarak lanse etmesi, esas olarak ırkçı-ayrımcı politikalara ve polis şiddetine karşı mücadeleyi zayıflatmaktan başka bir

anlam ifade etmemektedir. Bu olayda da binlerce Alman demokratı, yaptıkları açıklamalarla, yapılan yürüyüşe katılarak polislerin ceza almasını, kurumsal ırkçılığın son bulmasını talep ettiler.

Hamburg Demokratik İşçi Derneği olarak, biz bu olayın kesinlikle takipçisi olacağız. Alman demokratik kurum ve kuruluşlarla birlikte suç işleyen polislerin açığa alınması, olayın tarafsız bir

kurum tarafından soruşturulması, kurumsal ırkçılığın son bulması için mücadele edeceğiz. Bu şiddet olayının hak-hukuk çerçevesinde sonuçlanması, Hamburg’daki değişik uluslardan emekçilerin eşit ve

kardeşçe yaşamına hizmet edecektir. Türkiye kökenli emekçilere çağrımız, tüm alanlarda yerli emekçilerle birliğimizi güçlendirelim. Herkesi din-dil-ırk temelinde, kendi çıkarları için emekçileri

bölen örgütleri sorgulamaya davet ediyoruz.”