Beceriksiz, makam, mevki, bilgisiz ve saltanat sevdalısı insanların yüzünden Türkiye çok garip bir ülke oldu.
Merkez Basnkası özerk olduğu halde, Merkez Bankası Başkanı söz dinlemediği için görevden alınıyor. Anlıyacağınız devletin geleceğini düşünüp, Muktedir`in istediğini yapmayan Başkan görevden alınıyor. Söz dinler diye Merkez Bankası Başkanı yaptıkları Uysal, uysal uysal emirleri yerine getirem derken, Merkez Bankası rezervlerini sattı, yine yaranamadı ve şutlandı.
Maliye ve Hazine Bakanı „At izi it izine karıştı, Allah sonumuzu hayır eylesin“ diyerek istifa ediyor.
İstifa eden Maliye Bakanı`nın yerine Lütfi Elvan kızakdan alındı ve bakan yapıldı.
Merkez Bankası Başkanı eski Maliye Bakanı Naci Ağbal oldu.
Hükümetin içerisinde depremler olurken, muhalif partılar içinde de bir hareketlenme gözlemleniyor.
Düğün değil, bayram değil eniştem beni neden öptü misali, İYİ Parti Millet Vekili Ümit Özdağ, rakip gördüğü İstanbul İl Başkanı Buğra Kavuncu`nun FETÖ üyesi olduğunu CNN TÜRK gibi, AKP`nin sesi olan televizyonda açıklıyor.
Yetmiyor, İYİ Parti, CHP, SP ve HDP`nin ortaklaşa Anayasa hazırladıklarını açıklıyor. Bir ülkede muhalefet partilarının Anayasa çalışmaları yapmasını suç olarak görüyor. Sonunda İYİ Parti`dan ihraç ediliyor.
Adana Millet Vekili İsmail Koncuk, beni yönetime almazsanız, bende istifa ederim diyerek, İYİ Parti`dan istifa ediyor.
Muharrem İnce, CHP yöneticileri beni yeniden Cumhurbaşkanı göstermezse, bende kendi hareketimi başlatırım diyerek, yollara düşüyor. Kötümü yapıyor, hayır iyi yapıyor. Fakat, Cumhurbaşkanı adayı olmuş ve yüzde 30 üzerinde oy almış Muharrem İnce akil olmak zorunda. Mümkün oldukca az ve öz konuşarak, partisına yön vermeliydi.
Kış uykusundan uyanan, bazan DSP, bazan CHP`li olan, fakat her kapıdan kovulan Mustafa Sarıgül parti kuracakmış. Bunlar partinın sırtından Millet Vekili, Belediye Başkanı olan, ben varsam parti var, ben yoksam partim yok diyen asalaklar.
Ne oldu da Türkiye siyaseti bu kadar hareketlendi. Birileri İYİ Parti`yı dağıtarak, Millet İtifakı`nı zayıflatrmak istiyor. Bunun arkasında devlet gücünü kullananların olduğu gözle görülüyor.
Şu an sonbahar, önümüz kış. Hava çok dumanlı ve gittikce kararmakta. Bu karanlık hiçde iyiye vesile değil. Ülkenin ekonomisini çökerten, hukukunu yok eden, insan hak ve hürriyetlerini ayaklar altına alan, ben varsam Türkiye var, ben yoksam Türkiye çukura düşer diyen Erdoğan ve ekibine karşı güçbirliği yapması gerekenler, kendi hırslarının esiri olmaktan hiçmi hiç utanmıyorlar.
AKP ve Erdoğan`ın hızla oy kayıp ettiğini ve MHP`nin baraj altında kalacağını Kamuoyu Araştırma Şirketleri açıklarken, muhaliflerin bir birinin altındaki halıyı çekmesini anlamak çok zor.
Ümit Özdağ`ın çıkışının arkasında birilerinin olduğu kesin. Şahsen ben Ümit Özdağ`dan daha tutarlı olmasını, bir bilim adamı olarak, Türkiye`nin içinde bulunduğu çöküşden nasıl kurtulması gerektiği yönde projeler üretmesini bekliyordum, yanılmışım.
Türk Milleti`ne „Acı Reçete“ yazmak isteyenler, kendileri için yaptırdıkları görkemli saraylar ve lüks yaşamdan o kadar mutlu olmalılar ki, Kuzey Kıbrış Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı seçilen Tatar`a da görkemli bir saray yapma sözü veriyor.
Emekli açım diye feryat ediyor,
Öğretmen atanamıyorum diye feryat ediyor,
İşci asgari ücretle geçinemiyorum diye feryat ediyor,
Esnaf siftah yapmadan dükkanı kapıyorum diye feryat ediyor,
bende soruyorum, madem ki herkes ekonomik sıkıntıda, neden Erdoğan halen yüzde 40 oy alıyor?
