Değerli dostum, emekli öğretmen ve yazar Alişan Karahan, dünkü paylaşımında aynen şöyle diyor:
“Küçüğün rızası vardır” diyen bir kişi Adalet bakanı olursa.“Türkçe öldü“ diyen MEB yardımcısı olursa. Bir partinin başkanı çocuğa, hiç tanımadığı kişi için hain dedirtirse, „Tuz kokmuştur.“
Değerli dostum Alişan`dan izin almadan yayınladığım için, kendisinden özür diliyorum.
Evet, Türkiye`de tuzu kokuttular.
Bugün ki Türkiye`de yayınlanan gazetelere şöyle bir göz attım, yandaş basında neredeyse bir kelime yazılmamış.
Şahsım, camide „Dillerini koparmak bizim görevimiz“ diyenden sonra, Trabzon`da bir çocuğa „Bay Kemal hain hain“ dedirti.
Çocuk o sözleri söylerken, orada bulunan başta AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı, halk tabiri ile „Pişmiş Kelle“ gibi sırıytıyorlardı. Anlaşılıyor ki, o çocuğun oraya çıkartılması planlı şekilde gerçekleştirilmiştir.
Bugün bazı gazetelerin haberine göre, çocuğun babası 10 senedir hapisteymiş. Şimdi yeniden Saray`a Bakan Adalet Bakanı, çocuğun babasının neden 10 senedir hapiste olduğunu açıklamalıdır.
Acaba çocuğun babasını Bay Kemal`mi hapiste tutuyor, onun araştırılmasında yarar var.
Bu çocuğu bu kadar kindar yetiştiren anneye sormak gerekir, neden bu çocuğu, bu yaşta kindar olarak yetiştirdin? Hiçmi Atatürk`ün şu sözünü çocuğuna okumadın: YURTDA BARIŞ DÜNYADA BARIŞ!
Şimdi anlıyormusunuz, İŞID, Taliban veya El Kayide gibi örgütlere militanların nasıl yetiştirildiğini? Bu yaşta Türkiye`nin Ana Muhalefet Partisi liderine Bay Kemal hain hain diye biliyorsa, bu çocuğun yarin en yakın arkadaşının kafasını koparmıyacağını kim garanti edebilir?
Daha vahimi ise, sözde İçişleri Bakanı olan, yani 84 milyon insanın can, mal ve güvenliğinden sorumlu Saray`a Bakan Soylu`nun açıklaması.
Soylu diyor ki „Çocuk, Eren Bülbül’ün katillerinin arkadaşlarına ‘hain’ demiş. Çocuktan al haberi”.
Soylu demek istiyor ki, Eren Bülbül`ün katili Bay Kemal. Gerçekten bunlar yollarını ve düşüncelerini kayıp etmişler.
Eğer, Erdoğan bu ülkenin gerçekten 84 milyonunun Cumhurbaşkanı olsaydı, o çocuğun konuşması sonunda şu açıklamayı yapardı:
Değerli vatandaşlarım, bu çocuk heyacanla Sayın Kılıçdaroğlu`na hain dedi, bunu kabul etmiyorum. Biz politikacılar kendi aramızda bazan sınırı aşan hakaretler yapsakta, sizlerin, bilakis çocukların bu gibi terimleri kullanmasına müsade etmem. Bende çok safım, kimden ne bekliyorum.
Evet, Alişan Karahan dostumun belirttiği gibi, bu ülkede tuzu kokuttular. Seçim yaklaşırken durumun dahada vahim olacağını şimdiden görüyorum. O nedenle demokrasiden, hukukdan ve adaletden yana olanların zaman kayıp etmeden „Demokrasi Cephesini“ ilan etmeliler.
Benden söylemesi, yarin çok geç olur, o zaman sizede ihtiyaç kalmaz.
Not: Almanya ve Türkiye`de doğa ve ormanları korumak için mücadele veren değerli insan Rahime Sürücü`den özür diliyorum. Kendisine doğa ve ormanlar için bir yazı yazacağımı söylemiştim, yazamadım, kısa zaman içinde yazacağım. Gündem o kadar hızlı değişiyor ki, doğa ve ormana sıra gelmiyor.
