Son senelerde „Milli ve Manevi“ kelimeleri çok kullanılır oldu.
Bir insan veya ülkeyi yönetenler, ben dürüst insanım, ben milli ve manevi değerlere saygılı birisiyim diyorsa, biliniz ki, o insan gerçek kişiliğini gizlemek amacıyla milli ve manevi değerleri kullanıyordur.
Ülkeyi yönetenler çocuklarımızı milli ve manevi değerlerimize göre yetiştirmek istiyoruz diyorlar. O zaman sormak gerekmezmi, milli ve maneviyatı nasıl tarif ediyorsunuz?
Milli değerler, sözde değil özde olmalıdır. Milli olmak, ülkesinin bağımsızlığını, yeraltı ve yerüstü zenginliklerini korumaktır. Örneğin, Osmanlı İmparatorluğu, hükümdarlığı altında ki bütün toprakları kayıp etmiş, elde kalan İstanbul ve Anadolu yedi duel tarafından işgal edilmişti. Son kalan toprakları kurtarmak için, Türk, Kürt, Laz, Boşnak, Ermeni veya diğer azınlıklar Milli Birlik göstererek, Anadolu`yu düşman işgalinden kurtarmışlardır.
Manevi değerler ise, her insan veya inançlar için değişiktir. Bir ülkede yaşayan insanlar, iktidarın çizdiği formata göre manevi değerlerini korumak zorunda değildir. Manevi değerler kişiye göre değişe bilir. Her ne kadar birileri, herkesin kendileri gibi manev değerlere sahip olmasını beklesede, bu mümkün değildir. Bu çok yanlış bir düşünce olup, maneviyat kimsenin hegomanyası altında değildir.
Bana göre mili ve manevi değerlere sahip olmak şu şekilde olur.
Milli ve manevi değerlere sahip olduğunu düşünen insan, devletin malına ihanet edemez.
Milli ve manevi değerlere sahip olduğunu düşünen insan, devletin bütçesini yandaşlara peşkeş çekemez.
Milli ve manevi değerlere sahip olduğunu söyleyenler, kul hakkı yiyemez.
Milli ve manevi değerlerden bahsedenler, hiçbir zaman ülkenin varlıklarını yok pahasına satamazlar.
Milli ve manevi değerlere sahip olanlar, gençlerin geleceğini mülakatlarda karartamazlar.
Milli ve manevi degerlere sahip olanlar, muhaliflerine bir çocuk tarafından hakaret ettirmezler.
Ülkeyi yönettiklerini söyleyenler, her konuşmalarında milli ve manev değerlerden bahsediyorlar. O zaman sormak gerekmezmi, bir alyans ve yırtık ayakkabı ile iktidar olanların kendileri veya çevresi nasıl oluyorda milyar dolar servetlere sahip oluyorlar?
Yönettikleri ülkenin halkının çoğu dar gelirleri ile yaşam mücadelesi verirken, ülkeyi yönetenler ve çevreleri nasıl oluyorda aşırı derecede zengin oluyorlar, bunun sorgulanması gerekmezmi? Bu insanlar çıkıyor her ortamda milli ve manevi duygulardan bahsediyorlar. İnsanın gülesi geliyor, yani bu nasıl milliyetcilik veya maniviyatcılıktır diye. Bu nasıl bir milli ve manevi duygu olmalı ki, emekli öğretmen olan veya hiçbir eğitimi olmayanlar, yalnız ülkeyi yönetenlerin akrabaları veya çocukları oldukları için, milyarlarca servete sahip oluyorlar?
Dahası, bir mühendis olarak İBB`ye giren ve daha sonra iktidar partisında çeşitli bakanlık ve diğer görevler üstlenmiş birisinin oğlu, nasıl olurda milyarlarca dolar servet sahibi olabilir?
Kendisini milli ve maneviyata sahip olduğunu her ortamda açıklayanlar, derin devlet olarak insanları soyuyorlar, mallarına el koyuyorlar veya gasp ediyorlar. Sonrada milli ve maneviyata çok bağlı olduklarını anlatıyorlar.
Bu kadar kul hakkı yiyenlerle, ülkenin yeraltı ve yerüstü zenginliklerini içte veya dışda bulunan yandaşlarına, akrabalarına veya çıkar çevrelerine peşkeş çekenlerin milli ve manevi duygularını kabul etmem mümkün değil.
Hiç kimse kusura bakmasın, mülakatlarda gençlerin geleceğini karartanlarla, ihalelere fesat karıştıranlarla, milletin vergilerini kendi yandaşlarına peşkeş çekenler ile, aynı milli ve manevi duygulara sahip olmam mümkün değil.
Bir daha vurguluyorum, ben bugün iktidarda olanlar ile aynı milli ve manevi duygulara sahip değilim. Çünkü ben kul hakkı yemedim, devletin malını gasp etmedim, mülakatlarda gençlerin geleceğini karartmadım, kimseye yaptığı iş için geçiş veya hasta garantisi vermedim. Rüşvet almadım ve rüşvet vermedim. Bundan dolayı benim diğerleri ile aynı milli ve manevi duyguları kabul etmem mümkün değildir.
Bana milli ve manevi ders vermek hiç kimsenin hadi ve hakkı değildir!
